Erdoğan'ın 5 sırrı

A -
A +
...Ve nihâyet o gün gelmişti; diğer adaylar belliydi; AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayı da esasen belliydi ama; yine de ser verip sır vermeyen bir Recep Tayyip Erdoğan vardı; bu sebeple, yorumcular olarak yüzde 1'lik bir hata payı bırakıyorduk. 1 Temmuz 2014 Salı günü AK Parti'nin yapacağı Cumhurbaşkanı aday açıklaması herkes için mühimdi; lâkin bizim için çok farklı ehemmiyetteydi:
Niçin?
Çünkü biz, bu sütunda 2 Temmuz 2014 Çarşamba okuduğunuz "Recep Tayyip Erdoğan" serlevhalı makalemizi 29 Haziran 2014 Pazar günü kaleme almış ve yazıişlerine e-posta ile yollamıştık. O yazıda hem Tayyip Beyin Cumhurbaşkanı adayı olduğunu yazıyor ve hem de yapacağı konuşmayı aşağı-yukarı dile getiriyorduk.
Bu iki bakımdan tehlikeliydi:
Aday, O, olmayabilirdi.
Konuşma farkı yapılabilirdi.
Bu takdirde okuyucu nezdinde büyük mahcubiyet yaşamak vardı. Fakat bizi mahcup etmeyen Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Olabileceği önceden sezebilmek, bir mesleki tecrübe olduğu kadar aynı gönül iklimini yaşamanızın da tezahürüdür...
O gün ismin açıklanmasını beklerken; tahminimiz doğru çıkmıştı. Sırada konuşma muhtevası vardı. Tayyip Bey, kürsüye çıktı; içinde âyet-i kerîme, Hadîs-i şerîf, Sezai Karakoç'tan mısraların da olduğu cümlelerle, yazımızdaki ana unsurlar bir bir sıralanıyordu.
İşte tam o sırada telefonumuz çaldı; Başbakanlıktan arıyorlardı:
-Hediye ettiğiniz Sevgili Peygamberim kitabı için Sn. Başbakanın teşekkür mektubunu göndereceğiz; hangi adrese gelsin?
Soru buydu; hikâye ise şu:
Başbakanın son Avusturya, Fransa gezisine Türkiye gazetesinden genel yayın müdürü İsmail Kapan iştirak edecekti. Başbakana verilmek üzere -o sırada henüz çıkmış olan- kitabımızı imzalayarak arkadaşımıza teslim etmiştik. Yazdıklarımız şuydu "Recep Tayyip Erdoğan kardeşime iki cihan saadeti dilerim. İmza, tarih". Başbakana "kardeşim" derken burada saklı bir incelik vardı. Sultanlar Sultanı, Peygamberler Peygamberinin -aleyhimüsselam- huzurunda başbakanlık, cumhurbaşkanlığı, sultanlık, krallık, imparatorluk olmazdı. Bu yüzden unvan kullanmamıştık.
O telefon şu gerçeği gösteriyordu. Hiçbir muvaffakiyet tesadüfi değildir, o kadar iş arasında bu teşekkür mukabelesi niçin zirveye çıkıldığının habercisidir...ayrıca; Sn. Başbakan, unvansız hitap etmemizdeki inceliği fark etmişti...
Bir ay kadar önce gazetemizi ziyaret eden Veysel Eroğlu'na daha evvel de yazdığımız bir tesbitimizi anlatmıştık; Sn. Bakan, "çok güzel özetlemişsiniz" demişti. Günü geldi "et-tekraru hasen, velevkâne yüzseksen!" olduğuna göre, bugün bir kere daha tekrar edeceğiz. Recep Tayyip Erdoğan'ın muvaffakiyetinin 5 sırrı veya sebebi vardır:
1-İyi bir Müslümandır.
2-İyi bir aile reisidir.
3-Çok dua etmektedir.
4-Çok dua almaktadır.
5-Çok çalışmaktadır.
Halterci, yük kaldırdıkça ağırlık arttırılır.
Sahip olduğu bu evsaf ile birlikte Halterci, Çankaya'da hizmetlerini dâvâlaştırıp zenginleştirecektir. "Bu bir veda değil başlangıçtır!" demesinin anlamı işte budur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.