Çakma deliler!..

A -
A +
Deliler kılık değiştirdi!.. Benim çocukluğumda deliler topuklarına kadar uzayan bir gömlek, üzerinde kirli bir ceket giyer bazıları kara lastikle bazıları da çıplak ayakla gezerdi. Nafakalarını çıkarmak için topluma kendilerini beğendirmek gibi bir endişeleri yoktu. Müstehcenlik sınırına girmeyen dar alan bir dilleri, sürekli tekrarlanan deyişleri, tempolu yürüyüşleri, yüksek avazları vardı. Çalıp çırpmayan kimseyi incitmeyen, kimseye tenezzül etmeyen, konuşurken karşıdakinin gözlerine bakmayan tiplerdi. Zamane delileri gibi işlerine gelen yerde akıllı, parça koparmak için deli numarasına yatan tiplerden değillerdi. Onları değerli kılan hayatı umursamayan sefalete ve kimsesizliğe meydan okuyan tavırlarıydı. Bu, onları değil kendilerine gelenleri sığıntı yapardı. Kutsanmış meczup tavırları el açan değil eli tutulmak istenen tiplerdi. Kendisine sıcak bir çay, simit ikram edebilme fırsatını yakalayanlar o gün işlerinin düzgün gideceği gibi bir bedavacılık saplantısı içine girerdi.
"Hakkında kitaplar yazılan şanlı deliler varmış bir zamanlar. Pazarola Hasan Bey gibi. Belki delilerin en meşhuru... Uğruna gazetelerde makaleler yayımlanmış, tiyatro oyunları yapılmış, pek sevilen makbul bir meczupmuş. Esnaf onun 'Pazarola' selamının bereket getirdiğine inanır, kahve içirmeden göndermek istemezmiş. Hasan Bey ise herkesin davetine icabet etmezmiş. Pazarola Hasan Bey'in Devlet­-i Aliye'nin başkentinde payitahtta olması, imparatorluğun ekonomisinin can damarı Eminönü'nde yaşaması ününün en büyük etkisi..."  
Zaman, delileri de değiştirdi. Toplumların delilerden, zarar görmeyip, meczuplardan uzaklaşmayıp onlara hüsnü kabul gösterip, aksine medet umması, deli ve meczupların, sözlerinde, hallerinde keramet arayıp, gönlünü hoş tutmaları, cömertçe yapılan yardım ve ihsanlar "deliliği" bol kazançlı meslek hâline getirdi.
Şişkin elbise dolapları, pahalı ayakkabıları ile düzgün giyinen, verilen hediyeyi beğenmeyen, kim daha çok verirse ona iltifat eden, seçim zamanları hâsılatları artan, birbirleriyle mekân paylaşmayıp rekabet eden bir hava içine girdiler. Deli numarasına yatmak çok kazanç ve saygı getiren ulu orta küfürler savurmayı orta oyunu gibi komediye çeviren bir meslek hâline geldi.
Saklı ve kirli duygularını başkalarına savurmak isteyenler için ucuz maliyetli fırsatlar sunuyor bu "çakma deliler"... Kendi bastırılmış öfke saklı duygularını deliler üzerinden seslendiren akıllılar bu bedavacı ve sevimli dolandırıcılığı büyütüp besliyor. Gelecekle ilgili korkuları olanlar, küçük şehirlerde siyaset aktörlerine öfke duyanlar, bozulan işlerini düzeltmek için masum bir elden yardım umanlar, işlediği günaha ucuz maliyetle kefaret ödemek isteyenlerin gözdesi oldular.
Zamane delileri eski ustaları gibi esnaf pazarlarını, sabahçı kahvelerini amele meydanlarını, hastane bahçelerini, cami avlularını mekân tutmuyorlar. Masrafı yüksek düğün salonlarında, siyasetçilerin toplantılarında, arada bir de eşraf cenazesinde dolaşıyorlar. Gitmek istedikleri yerlere yürüyerek değil hayırsever zenginlerin pahalı arabalarıyla gidiyorlar. İş tekliflerini kabul etmiyor, tedavi merkezlerindeki testlerden ustalıkla geçiyorlar.  
Gar binalarında, merdiven altlarında, camilerin son cemaat mahfillerinde yatmayan bu zamane delileri ucuz Çin malı kol saatleri gibi. Durumları biraz düzeldi ama eski sevimlilikleri de kalmadı velhasıl eskilerin delisi bile başkaydı...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.