Beni bu güzel anketler mahvetti

A -
A +

Kimi “Hayır” kimi "Evet" çıkaran referandum öncesi anketleri görünce umudunu kararsızlara bağlayan “Hayır”cılar, bana Orhan Veli'nin “Güzel Havalar” şiirindeki "Beni bu güzel havalar mahvetti/Böyle havalarda unuttum/Eve ekmekle tuz götürmeyi..” mısralarını hatırlattı.

Önemli bir kararsız seçmen kesimi önüne bakıyor ve referandumu var olma-yok olma mücadelesi olarak görüp karşı cepheye yüklenenleri izliyormuş.

Kararsızların dağılımının sonuçları etkileyecek olması ne olur ne olmaz diyen "ihtiyatsever" anketör ve yazarlar “Evet”le başlayıp “Hayır”a kapı aralayan bir yol izliyorlar. Böylece dönüş kapısını(!) açık tutuyorlar.

Sosyal medyada referandum için savaş benzetmesi yapan tipler yüksek kararsız sayısını kitlelerdeki rehavete bağlıyor. Dolayısıyla hangi taraf daha çok bağırırsa o tarafın ağır basacağını zannediyorlar.

Seçmeni tutuşturarak cephe oluşturmak yanlış yol, taslağın faziletlerine inanan anlatarak destek ister.

HAYIR diyenler referandum yarışını ALGILAR üzerine, EVET diyenler ise SİSTEM değişikliğinin halka anlatılması üzerine kurdu.

Böylece mücadele 'algı' ile 'bilgi’nin savaşı hâline döndü.

Daha önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan üzerinden yürütülen mücadelenin yerini sistemin anlatılması üzerine kurgulanmasında bizzat Erdoğan’ın “Ben de fâniyim” söylemi etken oldu.

CHP, geçmişten beri sırtında taşıdığı yük yüzünden kendi kurumsal kimliği üzerinden yürütülecek bir kampanyanın sınırlı kalacağını görüyor. Bu nedenle kampanya araçlarını teşkilatları ile sınırlı tutmuyor, parti çatısı altında bloke etmiyor. Diğer kozu ise “Tek Adam-rejim elden gidiyor-meclis kapatılıyor-bölünüyoruz” gibi sloganların sistem değişikliğinin esasında yer almadığını, sistemi anlatmanın aleyhine olacağını biliyor.

Burada işi kurnazlığa dökerek kendi teşkilatları ile doğrudan bağı olmayan sosyal medya, mizah dergileri gibi elden ele gezen malzemeleri tedavüle sürüyor.

Bu gıyabi uygulama salon ve meydanlarda halkı muhatap alma riskini taşımıyor üstelik ucuz ve maliyetsiz işçilik.

Buna karşılık EVET tarafında merkezde bulunan AK Partinin ve MHP’nin sahaya inmiş güçlü teşkilat yapıları iyi organizasyon ve saha çalışması yürüttüklerinden, salon ve meydanlarda görünmeyen 'Hayır' destekçilerine karşı kolay üstünlük sağlıyorlar.

EVET, kanadını güçlendirecek kanaatimce en önemli faktör ise ilk defa sandıkla tanışacak olan 1,3 milyonluk genç seçmendir.

Genç kesimin algı savaşında kolay yem olmayacak bir bağışıklık sistemi var. Propagandaya kolay teslim olmayan sistem analizi ve sorgulamayla bireysel karar veren, algı saldırılarına karşı direnen bir savunma sistemleri var.

Bu değişikliği, asıl görevi Meclis'i üzerindeki tehditlere karşı savunmak olan ama aksine Meclis'i yaklaşık bir asırdır bloke eden vesayetçi yapıya karşı millet iktidarında taraf olma fırsatı olarak görüyor. 

Değişiklik sonucunda yasama üzerindeki geleneksel gücünü kaybedecek olan vesayetçi oligarşi ise direnişinden kolay vazgeçmeyecek ve bütün sosyal medya malzemelerini içeriden ve dışarıdan seferber edecekler.

Öte yandan halk adına dillendirilen “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra ne olacak?" sorusunun cevabı bizzat Sayın Erdoğan’dan geldi. Kanaatimce Sayın Erdoğan’ın “Ben de fâniyim” sözü ile gelecek nesillerin de sahiplenmesi gereken bir temel inşa ediyor.

Geçmişte sürekli olarak liderlere dayalı siyasal organizasyonlara sığınan, güçlü liderlerin alın terinden beslenen bir alışkanlığı depreştirmek istiyorlar.

Asıl önemli olan milletin kendi reflekslerini güçlendirerek demokrasiyi sahiplenmesidir.

Bunun olabilirliğini halk 15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki duruşu ile gösterdi. 

Değişimin halk tabanına anlatılması, değişim korkusu ve hasarlı demokrasi hafızası yüzünden kolay değil; ama eninde sonunda halk bu vesayetçilerle yüzleşmeyi yapmak zorunda.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.