Kapılar ve “Komşinin Kapiciği”

A -
A +
 Biz bir hazinenin üzerinde oturuyoruz.
Bu hazine üstü küllenmiş, yeniden keşfedilmeyi bekleyen zengin medeniyetimizdir.
Biz onu aramasak da umulmadık yerlerde o bizi buluyor ve onunla satır aralarında karşılaştığımızda geriye derin bir mahcubiyet bırakıyor.
Önceki gün Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş Erzincan’da geniş katılımlı bir toplantıda buluştuğu vatandaşlara hitabında Türkiye’nin kalkınma mücadelesi verirken etrafımızdaki kültür kuşatmasına karşı da verdiği amansız mücadeleyi anlatırken saklı medeniyet hazinemize bir kapı araladı.
Yakın zamanda bir araya geldiği Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov ile geçmiş kültür mirası üzerine yaptıkları sohbetlerde İvanov’un kendisine Osmanlı dönemi Makedonya’sı üzerinden şu konuşmasını aktardı.
“Osmanlı dönemi Makedonya’sında evleri birbirinden ayıran bahçe duvarlarında sokağa açılan bahçe kapısından ayrı olarak komşunun bahçesine açılan küçük 'kapicikler' vardı. Bu güçlü komşu dostluğu etnik yapı ve dinî inançlar farklı da olsa komşular arasında yakın ilişki, yardımlaşma ve sevgiye açılan kapılardı. Bu kültürün, huzur, sosyal barış ve toplumsal dayanışmaya katkısı hayal bile edilemez...”
“Üsküp Mektupları”nda Leyla Şerif Emin “Komşinin Kapiciği” başlıklı yazısında iki yıl önce Kapadokya’da Makedonya Kültür Günlerinde düzenlenen bir gece vesilesiyle Kapadokya’ya gelen Makedonya Cumhurbaşkanı Sayın İvanov’un sempozyumda yaptığı konuşmada Türkiye-Makedonya ilişkilerini “daha çoook komşi kapicikler açacağız” cümlesiyle özetlediğini naklediyor.
Leyla Şerif “Komşu kelimesi bu topraklarda her dilde aynıdır. Hangi milletten olursa olsun 'Komşi' dersen herkes anlar seni. Öyle ki bizim Cumhurbaşkanımız da özellikle 'Komşi Kapicik' kelimesini kullandı. Bu topraklarda yıllarca Türk, Makedon, Arnavut, Sırp, Boşnak gibi farklı milletler birbiriyle komşuluk yaptı. Dışarıda gezerken biri adınızı bilmezse 'heyy komşiyaa...' diye seslenebilir. Belki cüzdanınız düşmüştür, belki saatin kaç olduğunu soracaktır, dönüp bakmanız lazım” diyor...
Bugün daha yakın hayatımızda geldiğimiz hazin durum ise ne kadar uzaktaysan o kadar güvendesin.
Ne acınacak bir durum, refah seviyesini yükseltme kavgasında pahalı evlerimiz beton yığını hapishanelere döndü. Soğuk evlerde yalnızlığa mahkûm olduk.
Küreselleşmenin tahribatı medeniyetimizin bağışıklık sistemini yok etti. Adamlığımız Hollywood filmleri ve bilgisayardaki sosyal siteler tarafından kuşatıldı, TV başında ses ve görüntüden ibaret tek tip bir hayal dünyasındaki trajedilere ağlarken kapı karşı komşuların sızlanmalarına kulak tıkayan hâle geldik. İnsani ilişkiler yok olurken gerçek dünyadan sıyrılıp gittik.
Rumeli, Balkanlar, Kafkaslar, Maveraünnehir kapılarını Anadolu’nun çalmasını beklerken.
Şimdi uyanma zamanı.
Dışarıdaki saldırıları bu gafletin mazereti yapamayız. Kendi medeniyet değerlerimizi yaşamak ve genç nesillere aktarmak için kimsenin eli kolu bağlı değil.
Vakit geç olsa da, erken kabul edebiliriz... Kale duvarlarına dönen komşu duvarlarında “KAPİCİKLER” açmak için...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.