Haşhaş tarlaları

A -
A +
Afganistan’daki toplam haşhaş üretiminin yarısı, İngiliz ve Amerikan askerinin himayesinde güneydeki Helmand vilayetinde gerçekleşiyormuş. Haşhaş üretip eroin ham maddesi imal ediyorlar. Taliban 2000’de haşhaş üretimini yasaklamıştı, fakat 2001’de ABD işgali ile devrilince Taliban’ın bazı çiftçileri haşhaş ekmeye teşvik ettiği ve korumaları altına aldığı haberleri çıkmıştı. Kısacası ABD dünyayı uyutmanın temel malzemesi "Haşhaş” üretimini koruma altına almıştı. Tabii bütün bunları yapabilmeleri için yerli direnci kıracak kukla hükûmetlere ihtiyacı var.
ABD duruma göre bazen “haşhaş tarlalarını” bazen de “Haşhaşileri” koruma altına alır. Bütün dünyadaki sömürgecilik politikasını temelde “yerli haşhaşiler” üzerinden yürütür. ABD çıkarlarına karşı çıkan hükûmetler ise el altındaki yerli haşhaşiler (terör örgütleri, bazı muhalefet partileri ve medya) tarafından terbiye edilir.
Türkiye’deki alışılmış siyaset geleneği; iktidarların durduğu yere bakılmaksızın tartışmasız olarak muhalefet tarafından tartaklanmasıdır. Dikkatten kaçtığında bu durum, iktidarların yaptığı ne varsa karşısında durmak çoğu zaman muhalefeti besler büyütür zannedildi. Bugün MHP’nin Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda iktidar partisinin bazı uygulamalarında mahalle baskısına rağmen yanında durması kendi tabanını değil ama malum medyayı ciddi rahatsız etti. Sureti haktan görünüp, bu açık desteğin kendi tabanını rahatsız ettiği varsayımı ile İYİ Parti'nin ortaya çıktığını iddia ediyorlar.
ABD’nin Menderes döneminden başlayan, muhalefet partileri, asker sivil bürokrasi, sermaye ve medyadaki “bizim çocuklar”ı ile hükûmetleri terbiye etme oyunu bu defa bozulmuşa benziyor. 15 Temmuz darbe girişimi ile içeriden, terör örgütleri ile dışarıdan Türkiye’nin üzerine çullanan ABD ve ortaklarına karşı verilen var olma mücadelesinde iktidar ile birlikte verdiği millî ve yerli mücadele MHP’nin siyaset alanını daraltmaz aksine güçlendirir.
İngiliz yayın kuruluşu BBC; DEAŞ’lı teröristlerin silahları ile birlikte ABD ve PYD korumasında nasıl güven içinde Rakka’dan ayrıldığını gösterdi. Türkiye’nin içeride FETÖ dışarıdan PKK/PYD/DEAŞ üzerinden yürütülen emperyalist kuşatmaya karşı verdiği mücadeledeki haklılığı BBC tarafından da açık edildi.
Şimdi iktidarın kontrolü dışında Türkiye’nin gırtlağını sıkmak isteyen bu saldırılar karşısında bunlarla mücadele yükünün sadece hükûmete yıkılması doğru ve haklı değildir. Her siyasi partinin varlık sebebi sadece içeride iktidarı denetlemek değildir.
MHP lideri Sayın Bahçeli’nin bu saldırılara karşı, AK Parti’yle ‘sonuna kadar ve birlikte’ mücadele edeceklerini ilan ederek verdiği desteği sadece bir partiye verilen politik bir destek olarak sınırlamak; akıllarını Türkiye’yi büyütmek yerine Sayın Erdoğan’ı bertaraf etmekle bozmuş siyasetçilerin anlayabileceği cinsten de değildir. MHP, Türkiye’nin geleceği adına sorumluluğun gereğini yapıyor.
YPG’ye tırlar dolusu silah veren, FETÖ’cülere yataklık eden, DEAŞ melanetini, kuran, kollayan ve himaye eden, kendi ulusal güvenliğini korumak için dünyanın dört bir yanını talan eden, ama Türkiye’nin her güvenlik hamlesine karşı çıkan  ABD’nin her türden saldırısı karşısında Türkiye’nin ortaya koyduğu her savunma refleksini sahiplenmek sadece iktidarın sorumluluğu mudur?
İçeriden ve dışarıdan sürdürülen saldırılara karşı verilen mücadele, yerli ve millî olanlarla, Batı ekseninde saf tutanlar arasında yaşanmaktadır. Kendilerini bu ülkenin her nimetine ortak; ama külfetinden azade kılmak ve ilan etmek, müzmin muhalefet geleneğidir. Kendi kirli ittifakları ve “kaçak güreş” politikalarına, ülkenin geleceği adına endişe duyan diğer siyasi partileri de ortak etme gayreti ancak kendilerini küçültür...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.