Türkçe konuşuyoruz

A -
A +

"Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır" yazan binalar taşlandı; esnaf birbirinden habersiz olarak protesto gösterilerinde. Başbakan'a yazarkasa fırlatıldığı gün ve belki de saatlerde vergi daireleri de taşlanıyordu. Eğer siz kutsalın kaynağını irticai sebep sayarsanız o söz duvarda paslanan harf yığınlarından öteye geçemez ve bir gün gelir işte böyle taşlanabilir de... Kutsalda dengesizlik yoktur. Bu vergi sisteminin neresinde adalet var? Bir işyeri kiracısı yüzde 25 kira da maliyeye veriyor. Her işçinin maaşı kadar bir tutar devlete de ödenmekte. En akıl almazı ise tam bu ortamda SSK primlerine zam yapılması. Harıl harıl işçi çıkartılan bir ortamda bilakis primleri düşürmek gerekirdi. Bundan sonra kim nasıl işvereni kınayabilir? Yönetemeyen bir irade ile karşı karşıyayız. Güneş battı, her yer zifiri karanlık. Ortam aynen böyle. Fakat Ankara'dakiler gayet pişkin. Kabine üstü Bakan veya gölge Başbakan veya Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş de onlara benzeme yolunda. Sanki müjde veriyor. Dolar 1 milyon 100 bin lira olacakmış. Bunu öylesine rahatlıkla söylüyor ki... Halbuki tam bir kara haber. Hayret ediyoruz; bakanlar, başbakan yardımcıları, Başbakan nasıl rahat uyuyorlar? Dicle kenarında kurdun kuzuyu yemesinden sadece devlet adamı hazreti Ömer mi sorumlu olur? Çocuklarına akşam ekmek götüremeyen, bilet parası olmadığı için evine yürüyerek dönen aç-sefil insanların yaşadığı bir memleket olduk. Kapalı kapılar ardında göz yaşları dökülüyor. Bu ne hissizliktir, ne vurdumduymazlıktır? Siz başınızı yastığa koyunca nasıl uyursunuz? Anlaşılır gibi değil. On binler sokağa dökülmüş "hükümet istifa!!!" diye yeri-göğü inletirken niçin çekilmiyorsunuz? Yoksa yerinizde zorla mı tutulmaktasınız? Bu kadar vebal bir ömre çoktur. Sanki vatandaşla alay edilmekte. "Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır" demagojisinden sonra şimdi yeni bir köksüz lafla daha karşılaştık. Yollara bez afişler asmışlar; şöyle yazıyor. "Vergi ışıktır." Kim inanır bu sözlere? İdare inandırıcılığını kaybetti. Sistem çöktü. Bakınız şu iki olayı olsun görmelisiniz. Ermeni lobisi Amerika'dan başını kaldırdı. Zayıf düşmüş bir Türkiye'yi dişine uygun buluyor. Bir I. Bush İstanbul'a geldi. O da ölmüş at arıyor ki nallarını çıkartsın. Yüzyılın en büyük krizini yaşattınız. Siz yüz yılın en kötü yönetimisiniz. İstifa edecek cesaretiniz bile yok. İstifa cesareti olmayanın karar kudreti de olamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.