2002, 2005, 2010

A -
A +

Bu haftanın odak kurumu, Anayasa Mahkemesi. Siyaset ve siyasetçi Anayasa Mahkemesi'nin vereceği kararı bekliyor. Hakimler, ya FP'nin savunmasını haklı görerek RP'nin devamı olmadığına karar verecekler veya savcıların iddialarına itibar edecekler. O takdirde hüküm kapatmadır. Nitekim tahminler de bu yönde. Kapatma olunca da tutulacak iki yol ortaya çıkıyor. TBMM'yi seçime zorlayacak miktarda milletvekilini üyelikten düşürmek veya yalnızca iki kurucu parlamenterin bu haklarını ellerinden alarak bir bakıma daha ılımlı bir hüküm vermek. Sisler gerisinden seçilen o, bir kapatma yaşanacak ancak sadece iki FP'li milletvekilliğini kaybedecek. Her ne olursa olsun, olay sonuçları itibariyle gelecek günler siyasetini derinden etkileyecektir. Kapansa da bu böyle olacak, kapanmasa da. Şu var ki bir kapatılma görürsek bu demokrasi tarihimizde son kapanan parti olacaktır. Bundan böyle Türkiye, parti kapatan ülke olmaktan çıkacaktır. Diğer taraftan Recep Tayyip Erdoğan'ın sıcak siyasete soyunduğu günlere dikkat etmek lazım. Hamlesini yüksek mahkemenin karar arefesine denk getirdi. Belki de böylece seçmene moral vermek istiyor. Bir kapanma hadisesiyle hayal kırıklığına kapılacak partisine sıkı sıkıya bağlı seçmene "üzülme biz buradayız" demek istemektedir. Yine de... Mahkemelerin ne karar verecekleri kesinkes tahmin edilemez. Eğer, FP kapatılmazsa o takdirde Hoca'nın işareti ile Bülent Arınç, Recai Kutan'ın yerine gelecektir. O zaman, Erdoğan'ın "Erdemliler Hareketi" en az yüzde 50 şansını kaybeder. Halbuki bir kapanma halinde en yüksek yüzdeyi yakalayan parti olma ihtimali gözükmekte. Sıcak yaz, sıcak siyasete de gebe... Nisanda bir doğum yaşanabilir. O doğum seçimdir. Yukarıdaki tahminden hareketle FP kapanır "EP/Erdemliler Partisi" kurulursa 1.nin EP, 2.DYP, 3.nün MHP olacağına dair genel bir kanaate şahid olmaktayız. Böyle bir tablo parlamentoyu seçime zorlayacaktır. Tabanını kaybetmiş partilerin daha fazla yola devam etmeleri mümkün değil. Şunu demek istiyoruz. FP kapatılmasa bile ismine yenilikçi denilen grup, bu partiden kopup partileşebilir. Bu yönü ile FP o kadar seçmeni kaybetmiş olacaktır. Koalisyon ortakları zaten bir seçimde grup kurabilip kuramama endişesindeler. FP kapatılırsa zaten ve mecburen tablo değişeceği için yine sandık gözükecektir. Kısacası ne hükümetin ömrünü tamamlama imkânı var ne de parlamentonun. Ya Kemal Derviş'in? O da öyle. Derviş'in DSP'nin başına geçme veya parti kurma şansı Türkiye şartlarına uymamaktadır. Dış destek her şey değildir. Şu oyunda herkes yerini bulduğunda Derviş, geri dönebilir. Bu ne anlama gelir? Yeni programının da yarıda kalacağı. Ecevit o kadar güvendiği istikrar programını terk etmek zorunda kalmadı mı? Kemal Bey de bir gün buruk bir yüzle el sallayabilir. Kıyamet de kopmaz. Ezcümle... Şu veya bu vakitte bir erken seçim olacaktır. Tarihi, Anaysa Mahkemesi'nin kararından sonra siyasetçiler akıllılık edip 2002 nisanı olarak tesbit ederlerse bir de seçim ekonomisi yükünü çekmekten kurtulmuş oluruz. Ondan sonrasını da söyleyelim. Ekonomik açıdan daha kötüsü olmaz. Başladığımız yürüyüşe devam ederek kalkınacağız. Nasıl dün yüksek enflasyonla bunu yaparak dünyanın kafasını karıştırıyorduk. Bundan böyle bir istisnayı daha gerçekleştirebiliriz. Partilerin akıbetine gelince. Mevcut Partilerden bazıları 2005'te maziye karışmış olacaktır. 2005 dirilişimiz 2010 öne fırlayışımız. Söz ağızdan bir kere çıkar. 21. Asır Türkün asrı olacak. Kriz ve baskılar yüzünden yurt dışına gidişler bile ülke menfaatine olarak geri dönüş yapacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.