VİCDAN FACİASI

A -
A +
Henüz Soma Maden Faciası'nı unutmamıştık. Orada bir taşkömürü ocağı 301 maden işçimize mezar olmuştu. Soma  ilk değildi. Zonguldak'ta defalarca olmak üzere daha evvel birçok yerde yaşanmıştı. Bundan dolayı Soma Faciası'nın son olmasını arzu etmiştik. Hükümet de iş saatlerini 8'den 6'ya çekmek gibi düzenlemeler yapmıştı. Derken Mecidiyeköy'deki gökdelende asansör faciası çıkageldi. Daha onun sancılarındayken bu defa da Ermenek ülkeyi kedere boğdu. Demek ki facialar, temenniyle önlenemiyormuş.
Şu utandırıcı neticeye bakınız:
İş kazalarında Avrupa'da birinci, dünyada altıncı sıradaymışız. Bu bir şeref sıralaması değil. Bir ayıp, bir yüz kızartıcı tablo.
İşverende bu doymazlık, kanunlarda boşluk, işçilerde çaresizlik, hukukta kifayetsizlik, basında faciadan faciaya haber yapma ilgisizliği devam ettiği sürece bu liste iyileşmez, kötüleşir.
Patron denen işverenin, yanında çalışanları aile efradı gibi görmesi gerekmez mi? Gerekir; fakat bu hâl bir üstün ahlâk ister. Ondan vazgeçelim; hiç olmazsa çalışanı insan olarak görmeli. İşçi makina olsa bile yağ, bakım, parça değiştirme gibi ihtiyaçları olur. Karaman'ın Ermenek ilçesindeki maden ocağı sahibi ise maliyeti düşürmek için yemek ücretini kesmiş, öğle tatilini yarım saate düşürmüş, kantini yasaklamış. O zavallı insanlar, yemeklerini eğer öğle tatilinde kantinde yeme hürriyetine sahip olsalardı, suya kapılmayacaklardı.
Zonguldak faciaları, ardından Soma, sonra Mecidiyeköy asansör faciası, birçok başka yerde iskele çökmesi ve iş kazasındaki malum sıralama utancı. Bu utançtan kurtulup insanların hayatlarına değer verilecekse önleyici tedbirler almak şarttır. Ölen işçiler için 77 milyon koro halinde ağlasa gidenler gelmeyecek, çocuklara baba bulunmayacaktır. Bu sebeple hukuk hukuk gibi, mahkeme mahkeme gibi, ceza ceza gibi, tazminat tazminat gibi, işveren adam gibi olmalı. Böylesi faciaların yaşandığı yerlerin işçilere, kazazede mirasçılarına devri dahil her şey düşünülebilmeli.  Para hırsı bitmez vicdan ve insaf mahrumu vahşi kapitalizm müsveddesi patronlara verilen cezaların yarısı o ocakta işçi olarak çalışmak olmalıdır. Cezadan maksat ibrettir, caydırıcılığı temindir. Devlet kanun kor, işveren onu hilelerle aşarsa o kanun kâğıt üzerinde kalır. Patron, cüzdanını düşündüğünün onda biri miktarında da işçisini düşünebilmelidir. Vicdanlardaki facia bitmeden iş hayatındaki facialar bitmez.
Bu defa gerçekten son olmalı. 
Bu elim kazayla derinden yaralandık. Tek teselli, ilk andan itibaren devletin Bakanları, Başbakanı, Cumhurbaşkanı ve bütün imkânlarıyla cinayetten farksız kazanın olduğu mahalle gitmiş olmalarıdır. Herhalde hatırlanacaktır. Marmara zelzelesinde hükümet Adapazarı'na bile gidememiş, telefon irtibatı dahi kuramamıştı.
31.10.2014
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.