PSİKOLOJİK HAÇLI SEFERİ

A -
A +

Fransa'daki katliam bir ses bombasıdır. Dünyanın dikkatini bir yere toplamak, bir hedefe haklılık ve meşruiyet kazandırmak içindir. Charli Hebdo adlı dergi, Çarli'nin Şeytanları gibi çalışarak dinlerin mukaddes değerleriyle Peygamberlere kadar saldırmaktaydı. İnsanın en aziz hakkı olan hürriyete masonik perspektiften ideolojik bir misyon yüklenerek Fransız ihtilali üzerinden dünyaya pazarlandı. Bu özden hareketle anarşi, ateizm, nihilizm propaganda eylemleri yapılıyordu. Bunlar, ne sanattı ve ne de ifade hürriyeti. Maksatlı başıboşluk ve fitneydi. Vahşi bir kalem terörüydü. Paris'teki kalem terörüne silahlı terörle karşılık verildi. Netice beklenen gibi oldu. İnfilak yüksek, gürültü fazlaydı.

Bu hareketle İslam dini ve Müslümanlar vurulacaktı. İslamofobi/İslam korkusu, batı gelecek planlamacılarını bir başka ifadeyle derin batıyı tatmin etmiyordu. Bu kavram, kâfi miktarda caydırıcı olamıyordu. Hedeflere ancak İslam nefretiyle varılabilirdi. Bütün Mesele İslamiyeti karalamak, lekelemek, rağbet edilir olmaktan çıkartmak ve Müslümanları ötekileştirmekti.
Müslümanlar, Charli Hebdo katliamının hiç bir yerinde yoktur. Arkada masonlar, siyonistler, derin batı, istihbarat örgütleri vs olabilir, fakat Müslümanlar asla! Katiller, Müslüman kişiler olsa bile Müslümanlar yoktur. Satın alınmış veya beyni yıkanmış insanları taşeron olarak kullanmak çok zor değil. Derin Batı, ajan güçler, yeraltı karanlık mahfilleri evvela Çarli'nin Şeytanlarına tiyatro yaptırırcasına çizilen karikatürlerle bir düşman odak teşkil ettiler. Charli Hebdo'nun sırtını sıvazlayarak sınırsız hürriyet, ifade hürriyeti, sanat gibi laflarla onları azdırdılar, sonra da bunlar, İslam düşmanları diyerek sırtını sıvazladıkları birtakım cahilleri onlara saldırttılar.

Fanatik Hıristiyan batıyla siyonsitler için esas mesele, İslam eşittir terör yalanını inandırıcı kılmaktır. Bu yalana İslami terör, fundamentalist Müslüman, radikal Müslüman, İslamofobi, cihadist basamaklarını aşarak vardılar. Evet, her batılı, her Hıristiyan, her Yahudi böyle inanmıyor. Ne var ki inanan insan sayısı da hiç az değil. İnanmayanları da inandırmak için bu kanlı eylemler yaptırılmakta.

İslam dünyasının aydınları haklı olarak sormakta, sormaktayız:
-Paris'te 12 kişi ölünce dünya liderleri koşup kol kola protesto yürüyüşü yapmaktalar. Peki aynı zevat, Budist rahipler Mıyanmar'da Müslümanları katlederken nerelerdeydiler? Çin, Doğu Türkistan'da Uygurları idam ederken niye yürümediler? Filistin'de kadın ve çocuklarla beraber binlerce Filistinli bir anda öldürülürken neden ses çıkmadı? Üstelik BM Güvenlik Konseyi engellendi? Suriye'de, Irak'ta insanlığı utandırması gereken dramlar yaşanırken, Afrika'da terör eserken niçin reaksiyon gösterilmiyor ?

Çoğaltılması mümkün bu sorular çok haklıdır. Fakat Bosna, dün nasıl ki batının meselesi değildi, bugün de Kırım, Orta Afrika, Nijer, Irak, Filistin, Suriye, Doğu Türkistan vs yine batının meselesi değildir.

Kullanılabilir olanı kullanmaktalar. Balkanlıların, Arapların kısacası Müslümanların Avrupa'daki nüfusu ve kazandıkları statü, Avrupalıları rahatsız etmekte. Bu yüzden yabancı düşmanlığı ırkçılık ve İslam nefretine dönüşen İslamofobi gündemdedir.

Bir çelişkinin farkında olunmalı:
Türkiye, AB'ye girmek istiyor. Derin batının şuuraltındaysa İstanbul'u Türklerden temizlemek, bizi Anadolu'dan sürme hayali yatmakta. O hayale şimdi yabancıları Avrupa'dan atmak da eklenmiş bulunuyor.

Bir cümleyle söylemek lazımsa:
Önceki asırlarda Haçlı Seferleri vardı. O seferler, bu defa Psikolojik Haçlı Seferleri şeklini almış bulunmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.