YENİ DÖNEM, GÜZEL ÜSLUP

A -
A +

Partiler, her şeye rağmen itidali, aklı selimi, paylaşma kültürünü unutmamalı. Elbette her partinin ayrı bir dünya görüşü var. Her parti bu görüşlerini halka anlatarak iktidar yetkisinin kendisine verilmesini isteyecek. Bu da zaten demokrasinin gereği. Bu gerek yerine getirilirken meydanlar şenlik havasına bürünmeli.

Yeni Türkiye'deyiz, eski Türkiye, her şeyi ile dünde kalmalı. Kürsülerde, tv ekranlarında kaba, haşin, ağız dolusu hakaret sözlerinin bırakınız ağızdan çıkmasını, akla bile gelmemeli. Hiç bir şey gözden kaçmıyor. Seçmen, inceden inceye muhakeme ve muhasebe yapmakta. Muhtevasız lafa aldırış etmemekte. Yapılanları görmekte ve değerlendirmekte. Bu sebeple elbette kabalığı tasvip etmeyecektir.

Siyasetçinin sözüne, beyanatına, nutkuna dikkat etmesi gerektiği gibi, sütunlarında yazan, ekranlarda konuşan insanlar da yazdıklarına, konuştuklarına dikkat etmeliler, etmeliyiz. Buralarda söylenen sözler, kurulan cümleler sahibini ya hürmet edilen kanaat önderi yapar veya gözden düşürür.

AK Partili, CHP'li, MHP'li, HDP'li olarak cümlemiz aynı gemideyiz. Bu memleket her varlığıyla hepimizin. Kalkınınca topyekûn kalkınacağız, gerileyince topyekûn gerileyeceğiz. Enflasyon yükselirse, kalkınma hızı düşerse, döviz artarsa bundan herkes ziyan görür. Hava meydanları, barajlar yapılırsa, enflasyon 3'lere 2'lere gerilerse, ihracat yükselirse, kişi başına milli gelir 25 bin doları bulursa bu zenginlik yine herkesin menfaatine olacaktır.

Öyle ise yapılacak olan bellidir:
Her parti, programını-projesini, fikrini açıklasın. Partiler hayırda, iyilikte, hizmette yarışsın. Kararı millet versin. Kıran değil, onaran, tamamlayan olsunlar. Mitingler, 80 milyonun kardeşliğini pekiştirir olsun. 7 Haziran sanki bayram olsun. Bu sebeple üslup, kelimeler, sözler çok önemli. Seçim sürecinde üslup ve nezakete dikkat etmek gerektiği gibi yeni mecliste de bu hassasiyet hakim olmalı. O ünlü deyim asla unutulmamalı: "Üslûb'ul beyan, ayniyle insan/üslup sahibinin tâ kendisidir". Bir başka deyimimiz de çok meşhurdur: "Kem söz sahibine aittir". Boks ringinde, güreş meydanında bile zarafet, saygı ve hududa riayet esastır.
Bu seçimlerle birlikte Türkçeyi şiir gibi konuşan, tenkit eden fakat bayağılaşmayan söz ustası, fikir işçisi, proje sevdalısı, dağarcığı dolu hatipler çıksın isteriz. Buna ihtiyaç var. Önceki dönemlerde yok muydu? Vardı ama pek azdı. Darbelerin çok yönlü kötülüklerinden biri de bu evsaftaki insanları siyasetten koparmış olmasıdır. Yeni ve beyaz bir sayfa açarak yarınlara yürümeliyiz.

"Usül, esasa mukademdir/usül esastan önce gelir" diye bir hukuk kaidesi vardır. Bu yeni döneme girerken önce usülü, üslubu konuşalım istedik...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.