HÜKÜMET GEÇİCİ, DEVLET KALICI

A -
A +
"Kanunun lafzı" denen bir kelimeler ve cümleler tarafı vardır, bir de bu kelimeler ve cümlelerle güdülen gâyesi, yani ruhu. Kanunlar, bir gâyenin hayata geçmesi veya bir zararın önlenmesi için vâzedilir/konur.
Evet; doğrudur; Anayasa'nın 116. Maddesinde "siyasi parti gruplarından oranlarına göre üye alınır" denmektedir. Geçici hükümeti kurmakla görevli Başbakan Ahmet Davutoğlu ise buna rağmen doğrudan doğruya vekillere Bakanlık teklifinde bulundu. Bunu yapmanın iki sebebi olduğu düşünülebilir:
Birincisi 116. Maddenin lafzı ve ruhu mes'elesidir.
Bu kanun maddesi, erken seçim hükümeti kurulmasını tanzim etmektedir. Öyleyse öncelik, hükümetin teşkilidir. Ortada memleketin hükümetsiz kalması gibi bir tehlike varsa seçimleri gerçekleştirecek hükümeti kurmak öncelikli vazifedir. İki genel başkan, kapıları kapatmış olduklarından bu defa vekillere teklif götürüldü. Bütün bunlar yaşanırken mecliste sadece 1 bağımsız üye vardı. Bu sebeple sn Başbakan, meclis dışındaki isimlere teklif götürmeden önce vatandaşın oy ve iradesine hürmeten meclisteki vekillere mektup yazmayı tercih etti. Bu da ikinci sebep olsa gerek.
HDP bir kenarda tutulursa CHP ve MHP'den bu teklifi kabul eden sadece Tuğrul Türkeş oldu. Şimdi partisi sn Türkeş'i ihraç ediyor. Tuğrul Türkeş, zor bir ânında AK Parti'nin şahsında devlete ve millete destek olmuştur. İhanet, itham gibi ağır sözleri ve bütün hakaretleri göze alarak böyle bir karar verdi. Aslında kamuoyu, zor zamanlarda devlete destek fedakârlığını sn Devlet Bahçeli'de sıkça gördü. Bu defa bütün yollar kapanınca böyle biri gelişme oldu.
Artık merak edilen Tuğrul Türkeş'in bundan sonraki yol haritasıdır. Bilindiği gibi Tuğrul Bey, merhum Alparslan Türkeş'in oğludur. MHP'nin kurucusu ve lideri olan Başbuğ'un 4 Nisan 1997'de vefatı üzerine MHP'de genel başkanlık seçimi gündeme  geldi. Tuğrul Türkeş'in seçilmesine kesin gözüyle bakılmaktaydı. Ancak diğer adayların Devlet Bahçeli lehine çekilmesi üzerine 17 Temmuz tarihli kongrede seçimi kaybetti. Tuğrul Türkeş, ayrıldı ve ATP/Aydınlık Türkiye Partisini kurdu. DYP ile koalisyona gitti. DYP, 2001 Seçimlerinde baraj altında kalınca partisinin genel başkanlığıyla üyelikten istifa etti ve yeniden MHP saflarında yer aldı.
Bugün bu mektuba olumlu cevap vermede bu hikâyenin izleri de düşünülebilir. Muhtemeldir ki Tuğrul Bey'in kendine göre hesapları vardır. Bu sebeple teklifi bir sıçrama sebebi saymış olabilir. Siyasete AK Parti'de devam etmesi mümkün olabileceği gibi bugün ihtimal dahilinde görünmese de ilerde parti kurup iki partiyi birleştirerek veya kurmadan yeniden MHP genel başkanlığına soyunmak gibi bir fikri de olabilir.
Dün dünde kalsın. Yarın da yerinde beklesin. Mühim olan bugündür. Bugün sn Tuğrul Türkeş, her türlü kınamaya rağmen devleti rahatlatacak bir tercih yapmıştır. MHP'nin hissiyatını da anlıyoruz. Partiye rağmen verilen bu kararın ilk ândan hazmı kolay değildir. Şu var ki bütün bunlar, geçici bir hükümet için yapılsa da aslında devletin bekası ve milletin menfaati içindir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.