TARİHİN YÜZ KARALARI

A -
A +
Bugün ele aldığımız mevzuun birinci bölümünü dün "Tarihin Suçluları" başlığı altında yazmıştık. Dünkü ve bugünkü bahsin nirengi noktası şudur:  
Merhum arkadaşım Yalçın Özer, Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 1991'de Moskova ziyareti yaparken kendisini takip etmektedir.  Cumhurbaşkanı bu yolculukta Yalçın Özer'le bir arkadaşına çok kıymetli bir mülakat verir. Fakat dediklerinin bir kısmının yayınlanmamasını ister. 25 yıl sonra Star gazetesinde neşri ile hadiseden haberdar olduk. Dünkü bölümde Turgut Özal'ın Cemal Paşa'nın yaptığı korkunç icraatlar yüzünden Araplarla köprülerin çökmesine dair düşüncelerini nakletmiştik...
Bugünse anlattığı daha etraflı mes'eleleri okuma fırsatı doğmaktadır. Görüldüğü gibi Turgut Özal, sadece  "dindar, demokrat ve sivil Cumhurbaşkanı" değildir. O aynı zamanda derin tarih şuuruna da maliktir:
Osmanlı Devleti'nin içten yıkıldığına, Hilafetin İngilizlere verilen söz üzerine kaldırıldığına, petrol ve Hind Müslümanları gerçeğiyle yapılan yardımın CHP'ye aktarılmasına ve Millî Mücâhade'yi Vahidettin Hân'ın başlattığına dikkat çekmektedir.
Star'da çıkan konuşmayı yer yer imla düzeltmeleriyle paylaşıyoruz:
Turgut Özal, Avrupalıların satın aldıkları adamlarla Osmanlıyı içten yıktığına dikkat çekerek, böylece Türkiye’nin hem Arap dünyasından, hem de Hindistan’daki Müslüman âleminden koparıldığını anlatmakta.
-İngilizler, bu yolla iki şeye kavuştu: Ortadoğu’daki petrol sahasını kontrol altına aldılar ve İslâm Halifesi’nin etki alanında bulunan ve bir türlü hakim olamadıkları Hindistan’a Hilafeti kaldırarak hakim oldular. Merhum Özal, Türk gazetelerindeki "şeriatçı devletler" tartışması konusunda ise şunları söylüyor:
-İran Şiidir, bu güne kadar daha gayrimüslim bir devletle savaştığı görülmemiştir. Şiiliği yaymak için sürekli Sünni Müslümanlarla savaşmıştır. Vehhabilik ise İngilizlerin kurduğu bir cereyandır, bunlar da çok Sünni kanı dökmüştür. Bunların ikisi de mezhep değildir, birbirlerine düşmandır. Şeriat, İslâm’ı yaşamaktır. Bizim gazeteciler din cahili oldukları için bilmiyorlar ve bunlara "şeriat devleti" diyorlar. Tıpkı Paris’te bir patlamada ölen Hıristiyanlara "şehit" diye haber yaptıkları gibi.
CHP’yi biraz sıkıştırırsan Avrupalı dostlarına Türk Devletini şikâyet ederler. Nasıl ederler? Ya el altından ya da CHP beslemesi ulusalcı gazetecilerle kamuoyu oluşturarak.
Cumhurbaşkanı, Osmanlı Devleti'nin  tarih sahnesinden çekilmesine sebep olan İttihad-ü Terakki fırkasıyla CHP yöneticileri arasındaki paralelliğe de dikkat çekmekte:
-CHP’lilerin büyük dedeleri Mithat Paşa ve ‘Kinim dinimdir’ diyen Ispartalı Hüseyin Avni Paşa ekibidir. Dedeleri ise Jön Türkler ve 600 yıllık Osmanlı devletini 6 yılda yıkmayı becerebilen 3’lü çete: Yüzbaşılıktan paşalığa yükselen Enver, posta memurluğundan paşa olan Talat ve malum Cemal paşalar.
Halifeye saygıyı dinî bir vecibe sayan Hind Müslümanları'nı bir türlü kontrol edemeyen İngilizler, Osmanlı'dan sonra kurulacak yeni devlete bir şartla izin verdiler: 5 yıl içinde Hilafet'i kaldırmak! 1924 yılında Hilafet kalktı, Müslümanlar başsız kaldı. Şimdi Hıristiyanların Papa’sı var, Müslümanlar ise darmadağın. Bunun sonucu, İngilizler, Hindistan ve petrol havzalarını rahatlıkla kontrol etmeye başladılar.
Halife Vahdettin Han’ın dünya Müslümanlarından son isteği Anadolu’da başlattığı direniş için dua istemek oldu. Dua dışında bir şey istenmediği hâlde Hind Müslümanlarından bu direnişe destek için tonlarca altın gönderildi. Ancak bu altınlara CHP’liler el koydu ve bir kısmıyla da malum İş Bankası’nı kurdu.
...
Geçenlerde bir yazımızda yaptığımız teklifi tekrarlamak isteriz:
Haksız yere CHP'ye aktarılan bu para, Vakıf Yatırım Bankası'na devredilmelidir. Hazine, dâvâ açabilir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.