İCRAAT ADAMI

A -
A +
​23 Mayıs 2016 itibariyle iktidar da Türkiye de yeni bir döneme girmiş bulunuyor. 15 gün evvel Ahmet Davutoğlu'nu değiştirme kararı alan AK Parti, dün ikinci olağanüstü kongresini yaptı. Kısa bir süre içinde olağanüstü kongre yapmak başlı başına muvaffakiyettir. Olağanüstü kongre bir şenliğe dönüştü. Coşkun bir hava içinde genel başkan değişikliği yapıldı. Ahmet Davutoğlu, son derecede saygılı ve kibar bir şekilde karşılandı. Sn Davutoğlu da gür sesle vefa temalı, medeniyet örgülü bir veda konuşması yaptı. Konuşmadan çıkan anlam bir bölen olmayacağı, fakat bitmediğidir. "Bu sonuç benim arzum değildi" dedi. "Hiç birimiz vaz geçilmez değiliz" diye ilave etti. Tavrında "Çekildik ikbâl-ü izzet ile bâb-ı Hükûmetten" havası vardı. Hoca, arzu etmediği bu neticeyi bugüne dek olgunlukla yönetti. Bundan sonra da kendisinden beklenen aynı seyrin devamıdır...
Kongreden çıkan sonuçlar şöyle sıralanabilir.
Sn Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'nin tartışmasız tek reisidir".  Sn Binali Yıldırım'ın işbaşı yapmasıyla Reisin güçlü olan eli daha da güçlenmiştir. Bu güçlenmeyle birlikte Başkanlık sisteminin hayata geçme süresi çabuklaşma emaresi göstermektedir. Bunun için de önce Partili Cumhurbaşkanı formülü hayata geçecek, bu ara dönemden sonra esas anayasa değişikliğiyle Başkanlığa gidilecektir.
Bugün başlayan yeni dönemle birlikte Parlamenter sistem ve Başbakanlığın sonunun başlangıcına girildiği düşünülebilir. Halkın Recep Tayyip Erdoğan'ı yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçtiği 10 Ağustos 2014 akşamında yaptığımız tv yorumunda "Türkiye bugünden itibaren yarı başkanlık rejimine geçmiştir" demiştik. Olanlar bizi doğruladı. Şimdi de "23 Mayıs 2016 itibariyle Türkiye, Partili Cumhurbaşkanı dönemine girmiştir" diyoruz. Hükümette şu veya bu sayıda bakan değişikliği olacaktır. Nitekim merkez kararın yarısı değişti. Bu kararlarda esas ağırlık Cumhurbaşkanının tercihidir. Bundan böyle Külliye, Bakanlar Kurulunun asıl toplanma mekânı olabilir. Külliye, beyin görevi yapacak, fikirler imâl edilecek. Binali Yıldırım Başbakanlığındaki kabine de bu kararları sür'atle uygulayacaktır. Buna bir "Teknokratlar Hükûmeti" denebilir mi? Unvan mühim değil. Netice itibariyle bir icraat Hükûmeti olacaktır. AK Parti'nin, hava yolu, hava meydanı, demiryolu, kara yolu, tünel, köprü, 4.5 G olarak iftihar ettiği ne kadar ulaşım ve haberleşme ağı varsa onların hemen tamamının altında "Binali Yıldırım" imzası bulunmaktadır. Sn Yıldırım, Başbakan olduktan sonra eserler ortaya koyan isim değildir. Bir bürokrat olarak İBB'de iş başına gelmesinden AK Parti iktidarında 12 yıllık Bakanlık dönemine kadar hep çok büyük eserlere imza atagelmiştir. Şüphesiz ki fikirler ne denli kıymetli olursa olsun, onları hayata geçirecek bir ele ihtiyaç vardır. Bu anlamda Binali Yıldırım, Recep Tayyip Erdoğan'ın 22 yıldan beri icraat elidir. Bir insan bir yere bir şekilde gelebilir. Orada kalmak, oraya gelmekten daha zordur. Refahiye'nin bir köyünden çıkıp gelen Binali Bey, bu zoru başararak hayatını, ailesini ve muhitini genel başkanlık ve Başbakanlıkla mükâfatlandırmıştır. Mizaç itibariyle az konuşup çok iş yapan bir insandır. Kendisinin de temas ettiği gibi "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde". "Laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyma zamanıdır", "yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır" diyerek de ne demek istediğini izah etmiş oldu.
Yıldırım Hükumetinin önceliklerinin başında hiç hız kesmeden terörle mücadele geliyor. "Terör belâsını, gündemden çıkartacağız" sözünü kongrede bir kere daha tekrarladı. Diğer vaadleriyse sivil anayasa yaparak Başkanlığı getirmek ve "ekmeği büyütmek".
Binali Yıldırım, icraat adamıdır.
Belediye, çıraklık dönemiydi.
Bakanlık, kalfalık dönemi.
Başbakanlık ustalık dönemidir.
Şimdi ustalık dönemi eserlerini bekliyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.