TAKSİM'İ GÜZELLEŞTİRMEK

A -
A +
Tepebaşı-Mecidiyeköy güzergâhında sadece iki cami vardır. Bu sayı, İstiklâl Caddesi'ndeki Hüseyin Ağa Camî ile 3 yapar. Tepebaşı Camiî ve Ağa Camiî esasında birer mescittir. Şişli Camiî de orta büyüklükte bir mâbeddir. Taksim çevresinde olanların bu camilere gitmeleri hayli zaman alıcıdır.
İhtiyacı gözönüne alan İstanbul İl Genel Meclisi, 1976 başında, Taksim'de bir cami yapılması için Valiliğe müracaat eder. Valilik, talebin zaruri oluğuna işaretle yazıyı İstanbul Müftülüğü'ne havale der. Müftülük, yer temini hususunda yardımcı olunması için İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü'ne yazar.
1976 sonuna gelindiğinde 70 kişilik bir kurucular hey'etiyle "Taksim Câmiî Şerîfi ve Küllîyesini Yaptırma ve Yaşatma Derneği" ismiyle bir de dernek kurulur. Dernek nizâmnâmesinde bu derneğin varlık gâyesi şöylece ifade edilmektedir:
-Taksim'de bir câmi ve külliyesiyle müştemilatı, kütübhanesi, konferans salonu, dispanseri ve geliri Câmiî şerîfin inşâ, bakım ve yaşamasına sarf olunmak üzere çarşı ve dükkânları bulunan Camiî şerîfi yaptırmak, bakımını temin ettirmek ve yaşatmak.
Teşekkül eden geçici yönetim kurulu, ilk toplantısını 15.12.1976 tarihinde gerçekleştirir. Câmi için yer araştırması yapılır. Neticede 406 sayılı ada uygun bulunur. Burası, Taksim sular idaresinin arkası, Fransız Konsolosluğu'nun karşısıdır. Mülkiyetin, Sular İdaresi, Vakıflar, Ziraat Bankası, Maliye ve İstanbul Belediyesi'ne ait olduğu anlaşılır.
Ayrıca bu yerin belediyece kat oto parkı yapılması için projelendirilip İmar Bakanlığına sunulduğu, fakat Bakanlığın henüz bir karar vermediği tesbit edilir. Bu arada İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü mimarları, şematik kütleli bir avan proje hazırlarlar. Proje, Kültür Bakanlığı'na gönderilir. Bakanlık, avan projeyi Anıtlar Yüksek Kurulu'na sevk eder. Kurul'dan 9.7.1977 tarih ve 9924 sayı ile tasdik kararı çıkar. Kararda şöyle demektedir:
-Beyoğlu 11 Pafta, 406 Ada, 1 parselde bulunan korunması gerekli eski eser Su Maksemi'ne zarar vermemek, eski eserin görünümüne olumsuz yönde etki eden civardaki mezbeleliği kaldırmak şartı ile Makseme mesafe şartı aranmaksızın yeni bir cami yapılmasında eski eser açısından sakınca bulunmadığına karar verildi.
Kararı alan Kültür Bakanlığı, onu İmâr ve İskân Bakanlığı'na intikal ettirir. Bu Bakanlık Cami+Çarşı+Otopark alanı şeklinde bir değişiklik yaparak 28.12.1977 tarihinde tasdik eder. Karar, İstanbul Belediyesi tarafından askıya çıkartılıp ilân edilir. Bir itiraz çıkmaz. Belli sürenin geçmesiyle de yürürlüğe girer.
Bütün bu muamelelerin ikmâl edilmesiyle Sular idaresinin arkasında bir cami yapılması önünde mâni kalmadığından bu yerlerin ilgili maliklerden idare kararıyla derneğe devri veya satın alınmasına kadar ibadet ihtiyacını karşılamak için 406 sayılı parselde bulunan bir binanın dernek yönetimi tarafından vakıflardan kiraya tutulmasına karar verilerek 1978 başında kiralanır. Küçük bir binadır. Orta kat mescid, son kat idare ve imam odası yapılır. Topçu Kışlası ve Topçu Kışlası Camîinin 1940'ta yıkılmasından bu yana Taksim’de mütevazı bir minareden de olsa yeniden Ezan sesi yükselmeye başlamıştır.
Bu işler olup-biterken mes'ele, politikadan uzaktır. Rahmi Koç, Sakıp Sabancı, Aydın Bolak, İbrahim Bodur, Turgut Özal, İslam Enstitüsü, Valilik ve Belediye ile birlikte İstanbulun çok önemli simaları bu teşebbüsün içindedir.
Buna rağmen yapılamaz çünkü bürokrasi kaplumbağa hızıyla ilerlerken 12 Eylül darbesi bir gece yarısı çıka gelir.
Fakat bu aşk ve bu gönül sızısı bitmez.
Şüphesiz ki camisiz bir Taksim'in güzelliği de bir yanı da eksiktir. Bugün hâlâ o eski ve küçük binanın bir katında ibadet yapılmaktadır. Taksim Topçu Kışlası Camiî, ideolojik bir kasıtla yıkılmış, fakat söz konusu bu teşebbüs, gâyet hâlis niyetlerle başlatılmıştır. O derneğin faaliyete geçtiği yılda İstanbul, iki milyondu. Bu sebeple Sular idaresi yanı münasip görülmüştü. Bugünse 20 milyonluk bir İstanbul var. Taksim ve çevresinin insan yoğunluğu da buna göre.
Hiçbir ideolojik tavra kapılmadan bir sevgi kucaklamasıyla Taksim Topçu Kışlası ve Camiînin yeniden tarih sahnesine çıkması, hepimizin samimî arzusu olmalıdır.
İstanbul'a kayıplarını ve noksanlarını kazandırmak hepimizin işi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.