ALİ KEMAL'İN HİKÂYESİ

A -
A +
1813 Çankırı, Orta kazası Kalfat Köyü doğumlu Ahmed Rıza, delikanlılık yaşına erişince İstanbul'a göçtü. Burada mumculuk zenaatine intisab etti. Mumcular kâhyalığına kadar yükseldi. Hanife Feride hanımla evlendi. Karı-koca çok dindar  Müslümanlardı. Halife Sultan Abdülaziz'i çok seven insanlardı. Ahmet Kâhya, hac farizasını edâ edince artık "Hacı Ahmed"ti. Hacı Ahmed ailesi, Süleymaniye'de ikamet ederken 1867 senesinde bir oğulları oldu. Bebeğe "Ali Rıza" adını verdiler.
Ali Rıza, sıra yüksek tahsile gelince mülkiyeye girdi. 1886'da 4. Sınıfta iken Fransızcasını tekâmül ettirmek için Paris'e gitti. İki sene sonra 1888'de İstanbul'a avdet ederek mektebine devam etti. Ama yerinde duramıyordu. Paris'in etkisinde kalmış olduğu için bir talebe cemiyeti kurdu. Bu arada ismini, hayranı olduğu Namık Kemal'den dolayı "Ali Kemal" yapmıştı. Cemiyet, muhalif faaliyetleri yüzünden kapatıldı. Yeniden cemiyet/dernek kurmaya teşebbüs etti. Bunun üzerine 9 ay hapse mahkûm oldu. Cezanın infazından sonra 1898'de Haleb'e sürgün edildi. Halep idadisinde/lisesinde edebiyat muallimliği yaptı. Ne varki bu şehrin sakin hayatı O'nu sıkmıştı. Bir süre sonra kaçak olarak İstanbul'a geldi. Hemen yakalanarak yeniden sürgüne gönderildi. 1895'te bir yolunu bularak Paris'e kaçıp Jön Türklerle buluştu. Jön Türklerle Sultan Abdülhamid arasında arabuluculuk yapmak için çabaladı. Bu çabanın Jön Türkler aleyhine hafiyelik şeklinde devam ettiği sonradan tesbit edilecektir. Paris'te Siyasal Bilgiler'de okumaya devam ederken bir taraftan da İkdam gazetesine garp hayranlığı ihtiva eden yazı ve tercümeler gönderiyordu. Bunların Fransız matbuatından intihal olduğunu daha sonra Hüseyin Cahid Yalçın, iddia edecektir.
1897'de Belçika Sefaretimizde ikinci kâtipliğe tayin edildi. 1899'da şahadetnamesini aldı. Fakat Jön Türklerden çekindiğinden Payitaht'a gelemiyordu. II. Meşrutiyet'in ilân tarihi 1908'e dek Kahire'de çiftlik kâhyalığıyla geçindi. 1903'te tatildeyken   İsviçre'nin Lüseen şehrinde  Winifre Brun isminde bir İngiliz kızıyla tanıştı. Kendisi 30, kız 20 yaşındaydı. Bir yıl sonra yine Mısır'dan aynı kasabaya geldi. Kararlaştırdıkları gibi kız da gelmişti. Evlilik akidlerini bir papaz kilisede yaptı. Selma isminde bir kızları ve Osman isminde bir oğulları dünyaya geldi. Winifre Brun, Osman'ın doğumundan sonra öldü.
Ali Kemal ise II. Meşrutiyet'in ilânından bir gün önce 23 Temmuz 1908'de İstanbul'a döndü. Padişah'ı ziyaret etti ve iltifat ve ikramlara mazhar oldu. Yeni kurulan Osmanlı Ahrar Fırkası'na/partisine kaydoldu. İkdam'da sermuharrirliğine/başyazarlığına başladı. Aynı zamanda edebiyat fakültesinde hocalık yapıyordu. Başyazılarında İttihad-ü Terakki Cemiyetine ağır tenkidler tevcih ederken derslerinde de Fransız siyasi liberalizminden övgüyle söz ediyordu. Serbesti başyazarı Hasan Fehmi Bey'in öldürülmesi üzerine Darülfünunda/üniversitede ateşli bir nutuk irad etti. Nutkun tesirinde kalan öğrenci ve hocalar, katillerin bulunması için Bâb-ı âli'ye, şimdiki İstanbul Vilayet Binasındaki Sadarete/Başbakanlığa yürüdüler. Kalabalık, iltihaklarla birlikte on bini çok aştı. Açılan ateşlerde bir kaç yüz kişi yaralandı. Nümayiş/eylem, ertesi gün Hasan Fehmi'nin cenaze merasiminde de devam etti. Ayaklanma, 31 Mart İsyanına dönüştü. Selanik'ten sevk edilen Hareket Ordusu, İstanbul'a girmek üzereyken üniversitede işine son verilen Ali Kemal, Paris'e firar etti. 1912 Affından istifadeyle İstanbul'a geldi. İkdam'daki başyazılarını sürdürdü.
Enver Bey ve Talat Bey'in başını çektiği İttihadçıların 23 Ocak 1913 Bab-ı âli baskınıyla Kâmil Paşa Hükûmeti gasp edildi. Darbe sırasında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa katledilmiş, Sadrazam Kâmil Paşa'nın elinden tehdidle istifa mektubu alınmıştı. İttihad ve Terakki Fırkası böylece iş başına geldi. Alman operasyonu tamamdı: Devlet, bir yıl sonra dünya harbine girecekti.
Keskin dilli, keskin kalemli ve herkese karşı Ali Kemal, önce tevkif edildi, sonra Viyana'ya nefyedildi/sürüldü. Ancak, O, yine 3 ay sonra İstanbul'daydı. 14 Kasım 1913'te Peyam ceridesini/gazetesini çıkarmaya başladı. Başyazı yahut polemiklerini burada neşrediyordu. Mülkiyedeki hocalığına da iade edilmişti.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.