CHP HAKKINDA

A -
A +
Anayasa değişikliği halk oylamasına "hayır" diyen CHP'nin sandıkta kaybedeceği belliydi. Belli olan bu gerçekten sonra CHP yönetiminin birbirine düşeceği de belliydi. "Kabahat altın kürk olsa kimse üstüne almaz" atasözü meşhurdur. Sonuçta  adı geçen parti bir kere daha mağlup olmuştu.
Yargı yolu denemeleri fayda temin etmeyince bu defa isyanlar başladı. Evvela eski genel başkan Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu'nu 3 Kasım 2019'da Cumhurbaşkanlığına aday olma mes'elesinde köşeye sıkıştırmak istedi. Onu Fikri Sağlar, izleyerek CHP'yi tek adam partisi olmakla itham etti. Derken Muharrem İnce, polemikleriyle göründü. Bunlar daha yeni konuşulmaya, kapı önüne koyma tehditleri ve sopa sallama ithamları edilmeye başlamıştı ki asıl infilak beklenmedik bir taraftan geldi. Parti sözcüsü ve ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı Selin Sayek Böke, uhdesinde bulunan vazifelerden istifa ettiğini açıkladı. İstifa gerekçesi ilginçti: "Gelinen noktada mevcut yönetimin parçası olmak istemiyorum!!!..."
Bu sözü insaf terazisinde tartmak lâzım:
-Hayır kampanyası yürüten CHP, şayet başarılı olsa ve hayır oyları 51.4'i bulsa ve bu netice de bir güvensizlik farz edilip hükûmet ve/veya cumhurbaşkanı istifa etmekle erken seçime gitme kararı alınsaydı Sayek Böke, bugün istifa etmeyecekti. "Gelinen nokta" dediği yerde Kemal Kılıçdaroğlu başarısızsa ekibi de başarısızdır. Bu bir sorumluluk doğurmaktaysa ekip de sorumludur. Hiçbir yönetici "başarıya ortağım, fakat başarısızlık benim dışımdadır" diyemez. Parti sözcüsü, partinin vitrindeki görüntüsü olan bir politikacı bunu yapamaz. Hayırlar önde çıksaydı bayan Böke, şimdi meydan muharebesi kazanmış bir eda ile övünüp duracaktı.
Deniz Baykal, Muharrem İnce, Fikri Sağlar ve daha başka partililer içeriden ve Metin Feyzioğlu ve daha başka taraftarlar, dışarıdan partinin başındakilere karşı en ağırından bile tenkitler yöneltebilirler. Parti yönetim kademelerindekilerse bunu yapamaz. Onların en başında da Sayek Böke gelmektedir. Bayan Böke'ye bir nefs muhasebesi tavsiye ederiz. Hayırcıların kaybında yalnızca evet diyenleri denize dökme densizliği edenlerin değil, her gün kameralar önüne çıkıp çatık kaşla sevgiden uzak konuşmalar yapan kendisinin de payı vardır. Şimdi o konuşmalarından birkaçına bakacak vakti olmalı...
Sayek Böke, partide kalıp vazifeden istinkâf etmekle mevcut muhaliflerden birinin yanında mı yer almak istemiştir, yoksa kendi adına mı tavır koymuştur? Herhâlde ikincisi. Öyleyse genel başkan Kılıçdaroğlu, her iki hâlde de bu genç politikacıya "sen de mi Sayek?!" diyebilir.
Kemal Bey, genel başkan olmasaydı Sayek Böke, bugün istifa ettiği yere gelebilir miydi? CHP tabanı bu hesabı yapar. Taban, tavana doğru "kimse sütten çıkmış ak kaşık değil!" diye bağırabilir.
Ana muhalefet partisi kaynamakta.
İhtilaf, azalmayıp çoğalacağa benziyor.
Olağanüstü kurultay kaçınılmazdır.
Zehir-zemberek laflar dudaklardan dökülmüş, kılıçlar çekilmiştir.
Kan kaybı, ihraç, istifa olmaması mümkün değil.
Bölünme de yaşanabilir. 
Bölünmüş, yahut ciddi şekilde kan kaybına uğramış, iktidar olma ümidi de kalmamış bir CHP 2023'e çıkamaz.
Çıksa bile ya tabela partisi olur veya vakıf.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.