ERKEN SEÇİM

A -
A +
Dün partisinin grubunda konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a erken seçim iddiaları soruldu:
Sn. Erdoğan, net konuştu:
-İddia sahibi, iddiasını isbat etmelidir.
Sözünün devamında Osmanlı Medeni Kanunu Mecelle’nin meşhur maddesini hatırlattı:
-Müddei, iddiasını isbatla mükelleftir.
Sonra da mevzua noktayı koydu: “Yok böyle bir şey.”
Geçmiş yıllar Türkiye’sinin veya eski Türkiye’nin 3 değişmez gündemi vardı.
-Yüksek enflasyon.
-Anarşi ve terör.
-Erken seçim.
10 yıl süren DP istikrar döneminin darbeyle bozulmasından sonra 1960’tan 2002’ye kadar neredeyse hiçbir seçim vaktinde yapılmadı. Yüksek enflasyon gelenekleştiği, anarşi ve terör kanıksandığı gibi erken seçim de sanki ilkeleşmişti.
Mümkündür; olabilir; şartlar öyle emredince belediye veya genel seçimler erkene de çekilebilir. Ama bu bütün için bir istisnadır. Demokratik olgunluğa sahip devletlerde bu durum, binde bir yaşanır. Aslolan seçimlerin vaktinde yapılmasıdır.
AK Parti iktidar olduktan sonra bilhassa Sn. Erdoğan’ın tavizsiz tutumu sebebiyle seçimler, hep vaktinde oldu. Enflasyonun yüzde 70’lerden yüzde 7’lere çekilmesi nasıl büyük bir başarıysa seçimlerin kendi takviminde yapılması da öyle başarıdır.
Cumhurbaşkanı, “yok böyle bir şey” diye erken seçim şayiasını yalanlarken CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçdaroğlu grubunda yaptığı konuşmada iktidarı mahalli seçimleri öne çekmeye davet ediyor ve bunun için anayasayı değiştirmede destek sözü veriyordu.
Türkiye, yüksek enflasyonla yaşama ve erken seçim yapma mecburiyetlerini tarihe gömmüş ve ardından da bölücü terör örgütünün belini kırma günlerine gelmişken, gündeme erken seçim senaryolarının taşınması düşündürücüdür. Belli ki bazı AK Partili belediye başkanlarının istifa zorunda kalma süreci bir kısım çevrelerle ana muhalefette iktidarın baskın bir erken seçime gideceği şüphesini doğurmuştur.
Böyle bir ihtimal görünürde mevcut değil. Cumhurbaşkanı iddiayı bizzat tekzip ettiği gibi, iddia sahiplerini de iddialarını isbata buyur etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, bu vesileyle anayasada değişiklik yapma kapısını araladığında “Cumhurbaşkanlığı sisteminden rücu edilmesini” çok büyük bir ihtimalle pazarlık şartı olarak ortaya koyacaktır.
Kasımpaşa’dan Külliye’ye 40 yıldır siyaset yapan Recep Tayyip Erdoğan’ın buna kanmasını beklemek saflık olur.
AK Parti, yıllar evvelinde “2019’a kadar seçim yok!” diye defalarca söz verdi. Yatırımcılar buna güvenerek işlerine sarıldılar.
Belki vaktiyle düşünülüp üzerinde uzlaşılsa mahalli seçimler 2018 ilkbaharında ve genel seçimlerle Cumhurbaşkanlığı seçimi de 2019 Sonbaharında olabilirdi.
Bu artık geride kaldı.
Cumhurbaşkanı, 2019’a kilitlenmiştir:
Martta mahalli seçimlerle büyük bir zafer elde edip arkasına alacağı bu rüzgârla Kasım’da çifte zafer kazanmak!..
Bu yapılamadığında yolda kalınır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.