BM İÇİN DÖNÜM NOKTASI

A -
A +
BMGK/Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Mısır’ın bu hafta başında hadiseyi konseye taşımasıyla ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘’Kudüs İsrail’in başkentidir’’ kararını hükümsüz saydı. Oylamaya 15 üye devlet katıldı. Onlardan 14’ü ‘’karar hükümsüzdür!’’ dedi. Ancak; üye devletlerden ABD aynı görüşte değildi; malum veto yetkisini kullandı. Garabete bakınız ki hükûmet tasarrufu şikâyet konusu yapılan yani nizada/anlaşmazlıkta taraf olan devlet, hey’et kendi hakkında oy kullanabilmektedir.
Aynı karar, bu defa yarınki perşembe sabahı BM genel kuruluna gelecektir. BM üyesi 193 devlet, o keyfi kararı müzakere edip oylayacaklar. Eğer; üçte iki üye çoğunluğu ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararını reddederse; hukuksuzluk İİT’den başka BM tarafından da tescil edilmiş olacaktır.
BMGK üyesi 14 devlet, sefaretlerini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımayacaklarını ilân etmişlerdi. Bu defa hâliyle o üçte iki devlet de bunu söyleyecektir. 193’ün 2/3’ü 129’dur. Bu sayının 14’ü zaten BMGK’da fikirlerini ortaya koydular. Diğer taraftan genel kurulun 57 devleti de aynı zamanda İİT mensubudur. Geriye 72 devlet kalmaktadır. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “Üzerimize düşeni yaparak sıkı çalışacağız’’ dedi. Gerek Türkiye ve gerekse bu mes’eleden dolayı yüreği yanan diğer devletlerin yakın takibe alacakları devletlerin toplamı 72 ve hatta Mısır’ın BMGK geçici üyesi olması sebebiyle 71’dir.
Ne var ki bu, ilk bakışta görülen iyimser tablodur. İİT’nin 13 Aralık 2017’de İstanbul’da toplanıp ‘’Doğu Kudüs, Bağımsız Filistin’in başkentidir!’’ kararını dünyaya ilân ettiği zirveye dokuz devletin iştirak etmediği unutulmamalı. Mısır ve Suudi Arabistan gibi bazı devletlerin kendilerini alt seviyede memurlarla kerhen temsil ettirdikleri de unutulmamalı. Bir şey daha unutulmamalı; Türkiye için Suriye, BAE/Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn ve Suudi Arabistan ve benzeri yönetimlerden bazısı hasım, bazısı muhalif, bazısı gayrı samimidir.
Bundan dolayı ikna işi hiç de kolay görünmüyor. Kaç Müslüman ülke idaresinin bu ikna faaliyetinde Türkiye yahut Filistin’e destek olacağı da belli değil.
Bazı sözde İslâm ülkesi idareleri, bir asırdır İngiliz, ABD, Fransa vs’nin sadık takipçileridir. En yakın acı misal Suudi Veliaht Salman’ın Yahudi Kushner’e derin bağlılıkla hareket etmesinden başka bir de kalkıp bir hazine dolusu parayı 16. Lui’nin sarayı için Fransa’ya akıtmasıdır. Şu anlayışa bakmalı ki Fransa’nın tarihî bir eserini satabileceği zannedilmektedir. Dünyada bir dilim ekmeğe muhtaç milyonlarca Müslüman varken hangi vicdan, bu alış-verişi tasvip edebilir?
Bunlar doğru.
Lakin…
Her devlet, her şahıs, kendi yaptığının hesabını verecektir.
Donald J. Trump, seçim vaadini tutma bahanesiyle içeride düştüğü zor durumdan kurtulmak için hem Yahudi lobilerini yanına çekmek ve hem de üstüne yoğunlaşan dikkatleri ötelemek maksadıyla böyle bir tanıma kararı almıştı. Alınan karar, İstanbul Zirvesiyle keenlemyekun addedildi/yok sayıldı. Yok saymaya BMGK’nin 14 üyesi de destek vermiş durumda. Şimdi genel kurula düşen adalet, insaf ve vicdanın yanında yer almaktır. İşin aslına bakılırsa ne Türkiye’nin ve ne de bir başka devletin kulis yapmasına gerek yoktur. Türkiye veya bir başka devlet hangi saiklerle Filistin’in yanında, İsrail dayatmalarıyla Trump sorumsuzluğunun karşısında duruyorsa diğer her devletin de aynı doğru yerde durması gerekir.
BM, 21 Aralık 2017 günü ya doğru karar verecek veya daimi konseyi ve genel kuruluyla ve toptan çökecektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.