ATEŞKES ŞARTLARI

A -
A +
İsrail, 21 Mayıs 2021 Cuma gecesi saat 02.00 itibarıyla tek taraflı olarak ateşkes ilân etti. Bu silah bırakma, mütareke, ikiyüzlü Batılı başkentlerin, hiç sıkılmadan sarf ettikleri "taraflara itidal tavsiye ediyoruz" gayrı samimi sözleri kadar sahtekârcadır…
Başlayacak cuma gününde yeryüzünün her tarafında cuma namazları kılınacak ve namazı müteakiben milyonlar, meydanlara çıkıp Başzalim Netanyahu ve İsrail’i en şiddetli dille protesto edeceği için Tel Aviv, bu kararı almış olabileceği gibi muhtelif dünya şehirlerinde insaf ve vicdandan nasipli milyonların giderek artan protesto alevlerini söndürmek için de böyle bir kurnazlığa gitmiş olabilir.
Ne ateşkesi?
Hangi ateşkes!
Ramazanı, orucu, iftarı, ibadeti, huzur ve huşuyu, Kadir gecesini, Bayramı zehir ettikten, yüzlerce çocuk, kadın ve bebeği ve bir o kadar sivil Filistinliyi hunharca katlettikten, yetimlere yetim, öksüzlere öksüz ekledikten, anne-babaların elinden çocukları aldıktan, Gazze’de taş üstünde taş bırakmadıktan, şehri harabeye döndürdükten sonra "ateşi durdurdum sen de ateş etme!" demenin namuslu bir tarafı olabilir mi? İmkânı var mı ki ateş etsin? İki tane el yapımı iptidaî roket silah mıdır? En gelişmiş bombardıman tayyarelerine karşı basit roketlerle mücadele edilmekte.
Geçmişte de yine ramazanlarda, yine katliam ve yıkımlardan sonra zaman kazanmak, öfkeleri dindirmek için ateşkesler ilân edildi ama yapılan bir göz boyama idi. Günü gelince kalınan yerden devam edildi ve ortaya bu felaket manzarası çıktı.
Başbakan değil; Başzalim Netanyahu, soykırım suçlusu olarak yargılanıp cezalandırılmayacaksa dünya, Stalin, Hitler ve Miloseviç’ten özür dilesin. Terör devleti, 75 yıldır, hayatlarına kıydığı veya sakat bıraktığı kaç yüz bin Filistinli varsa onların can bedelini ve yakıp-yıktığı ne varsa onların mâlî tutarını ödemeyi kabul etmedikçe ateşkes olmaz, savaş bitmez! 75 yılın muhasebesi neticesinde çıkan ağır harp tazminatının yarısı derhâl ödenmeli, kalan kısmı da 5 yıl içinde ödenmek üzere eşit taksitlere bağlanmalıdır. Ateşkes şartlarından en vazgeçilmez olanlardan biri İsrail’in 1948 hudutlarına çekilmesidir. "1967 Şartlarına dönülmeli!" bir BM masalıdır, İsrail’in gasplarını meşrulaştırma kurnazlığıdır. Kabulü mümkün değildir.
Covid denli bu musibet yönetim, 75 yılda verdiği ziyanların karşılığı olan ağır bir harp tazminatını ödemedikten, Kudüs’ün yakasından düşmedikten, başkent olarak Tel Aviv’e dönmedikten, mübarek ve muazzez Mescid-i Aksa’yı tâcizden vazgeçmedikten, "yerleşimci" denen gaspçı haydutlar, çaldıkları mülkleri sahiplerine iade etmedikten… adalet yerini bulmadıktan, mazlumların da yüzü gülmedikten sonra ateşkes ilânı, sadece sinsi bir göz boyama, kurnazca zaman kazanma ve adi bir hileden başka bir şey değildir.
İsrail, hatta harp tazminatını eksiksiz ödese, Başzalim ceza mahkemesinde yargılanırken hapishanede intihar etse, BMGK üyeleri İsrail’e kefil olsa bile bölgenin sahibi Türkiye Cumhuriyeti, kendisi veya İİT yoluyla bilvesile KKTC, Lübnan ve Ürdün’e yerleştirdiği kara gücüyle Gazze açıklarında bizzat dolaştırdığı deniz gücünü asla geri çekmemeli, TSK Filistinli gençlere askerî eğitim vermeye devam etmeli, devletimiz, Filistin’e satış ve hibe yoluyla silah ve mühimmat vermekte geri durmamalıdır. ABD, İsrail’e silah satıyorsa; Türkiye de Filistin’e neden satamasın? Ayrıca; bir kere daha dile getirelim ki Türkiye ve Filistin, mutlaka MEB-Münhasır Ekonomik Bölge Andlaşması yapmalıdır.
Birinci Dünya Harbi, bitmemiştir.
Hesaplaşma tamamlanmamıştır.
Tarih, şümullü bir çağrı içindedir.
Mehmetçik nizâm-ı âlem içün can vermiştir.
Şimon’un parası, Mehmetçiğin îmânı vardır.
Îman, paraya; madde, mânâya galip gelecektir.
Galiçya’dan Filistin’e devam eden Memalik-i Osmaniye’deki Türk Şehîdliklerinin nazarı üstümüzdedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.