İyi günde kötü günde -2-

A -
A +
Dünya ve ahiret hayatına inanmamızın beraberinde hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya yarın ölecekmiş gibi ahirete çalışmamız öğütlendiği hâlde bugün çok uluslu firmaların ve kapitalizmin yönlendirmesiyle nasıl çılgın bir tüketici toplum hâline getirildiğimize değinmiştik...
Şunu da öngörelim ki inşallah sünnetullâh gereği bu batıl sistemin de sonu yaklaşmaktadır. Çünkü insanları sömürmek, insanları birbirinden ayrıştırarak hatta birbirine nefret ettirerek ve birbiriyle savaştırarak ezmek kullanmak ve onlara tahakküm etmek bir zulümdür. Zulmün sürekli olması ise varlığımızın amacına ters bir durumdur. Müslümanlar ne kadar gafil olsa da, mazlumların duasıyla, Allah hükmünü inşallah yeryüzünde hâkim kılacaktır. Bu dönüşümün emareleri ortaya çıkmaya başlamıştır.
Emperyalist sömürgeci ülkelerin cari açıklarını kapatabilmek için panik hâlinde sağa sola saldırmaları, müstemleke ülkelerden haraç toplamaları, sömürü aracı olarak kullandıkları doları ve faizi kendilerine biat etmeyen ülkelerin (Türkiye, Çin, Rusya, İran, Venezuela... vb.) yöneticilerini ortadan kaldırmak için silah olarak kullanmaya başlamaları bu çöküşü hızlandıracaktır. Çünkü hedef aldığı ülkeler; ticarette, enerjide, turizmde, savunmada ve en önemlisi doları baypas ederek birbirleri arasında yapacakları alışverişte kullanacakları kendi para birimlerinin yanında ortak para birimi projesiyle de kontratak yaparak dolar ve faiz kaynaklı finansal saldırıları bertaraf edebilecekleri gücü, "düşmanımın düşmanı dostumdur" (şimdilik) felsefesiyle oluşturmayı başarmışlardır. Allahü âlem, Allah'ın murat ettiği bu dönüşüm süreci, tabiatı gereği sancılı olacaktır fakat bu sancıları, insanlığa yaklaşan güzel günlerin doğum sancıları olarak görmek lazım. Lakin şunun da farkında olmayız ki dünyanın tamamını cennete dönüştürme istek ve arzularımızın hayalî bir yaklaşım olacağı da bilinmelidir. Burada kastedilen şey nizam-ı âlemde insanın kendisi de kâinat gibidir. Nasıl ki kâinatta cennet ve cehennem tasvir edilmişse insanında iyisi ve kötüsü kıyamete kadar hep var olacaktır...
             Güngör Ulusoy/İzmir
 
 
ŞİİR
 
                 O kadar!..
 
Hayat aldığın nefes kadardır
İçinde taşıdığın candır
Damarlarındaki kandır
Bu canı veren de, alan da Allah'tır.
 
Yol gidebildiğin kadardır
Su içebildiğin kadar
Aşk seve bildiğin kadardır
Dua, edebildiğin kadar duadır.
 
Dünya gezebildiğin kadardır
Hayaller kurabildiğin kadar
Şiirler mısraların kadar
Kitaplar okuyabildiğin kadardır.
 
Hasret kavuşana kadardır
Ölüm nefesini verene kadar
Ömrün yaşayabildiğin kadardır
Kaderin çizildiği kadardır.
       Furkan Dilekci-Samsun
 
 
 
SAĞLIK OLSUN
 
CAM ŞİŞE KULLANIN: Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) der ki: Günümüzde, bebekler için kullanılan plastik biberonlardan tutun da su ihtiyaçlarının karşılandığı pet şişelere ve gıda saklama kaplarına kadar günlük hayatta kullanılan pek çok plastik eşya sağlık riski taşımaktadır. Uluslararası sağlık kuruluşları plastiklerin yapımında kullanılan BPA Kimyasalının polikarbonat içecek şişelerinden insan vücuduna geçtiğinin tespit edildiğini belirtmekte. Bu konuda alınacak bazı tedbirler şöyle:
Plastik su şişeleri buzluğa konulmamalı. Araçta veya dışarıda güneşte pet şişe bırakılmamalı. Mümkün olduğunda cam şişe kaplar kullanılmalı.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.