Memleket hasreti...

A -
A +
Türkiye’de hangi büyük şehre giderseniz gidin orta yaş ve üstü insanlarla ufak bir sohbet, muhabbet; hasbihal içerisine girin derim ben. Kime sorarsanız sorun "memleket özlemi içimizde derin bir yaradır" cevabını alacaksınız.
Ülkemizde büyük şehirlerde yaşayan insanlar kendi memleketlerinden daha iyi bir yaşantıya sahip olabilmek adına göç etme düşüncesi içine girmişlerdir. Nicelerinin nice geliş sebebi vardır ama yaşadıkları şehir artık ona pek anlam ifade etmemeye başlamıştır… O yorgun vücudunun dinlenmeye ihtiyacı vardır ama koca şehirler dinlenmeye izin vermez…
Özellikle son zamanlarda bu düşünce artarak devam etmektedir. Hâliyle orta yaş ve üstü insanlarımızın memleketlerine karşı özlemleri de gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. Bunun en büyük nedeni şehrin insana verdiği ekonomik külfet ve geçim derdi sıkıntısıdır. Ülkemizde büyük şehirlere göç eden insanlar burada kendi yaşantısını kurmaya çalışırken bir yandan da çocukları için bir gelecek arayışı içine girerler. Gel zaman git zaman derken çocuklar büyüyüp evlenmiş ve şehirdeki hayat mücadelesi artık onlar için de başlamıştır. Köyden şehre göç etmiş çocukları da evlendirmişseniz artık içinizdeki o memleket duygusu daha da kabarmaya başlar. Yorgun bedeninizi dinlenmeye atacak köşe bucak ararsınız. Şehirlerdeki banklar bunu karşılamaz. O, hâlden anlayacak bir dosttur… Kana kana içeceğin bir tas pınar suyudur, beyaz bulutlar arasından süzülüp giden güneştir…
Köydeki akrabalıklar, dostluklar, ilkokul arkadaşlarına olan özlem yani sizi heyecanlandıracak ne varsa gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçmeye başlar. 
Günümüzde şehirlerde yaşayan orta yaş ve üstü insanlarımızın seneden seneye gitmeye çalıştığı memleketleri bazen iş bazen de ekonomik kaygı nedeniyle çoğu kez ertelenir. Doğup büyüdüğü ve yetiştiği toprakların önemi gün geçtikçe bu kişiler için daha da ön plana çıkar. Küçük yaşlarda büyük şehirlere göç edip yaşlanmış insanlarımızın şu sözüne birçok kere şahit olmuşsunuzdur:
“Öldüğüm zaman beni memleketimin topraklarına gömün!'' Bu söz bile çok şeyi anlatmaya yeter.
      Mustafa Terzi
 
 
 
ŞİİR
 
   Geceler ve sen
 
Seni ne çok beklediğime
Leylim geceler şahit.
Sen başkasına düşkün,
Kalbimse sana ait.
Madem gittin gerçekten,
Bir de aklımdan da git.
 
Seni ne çok beklediğimi
Leylim geceler bilir.
Sen gittiğinden beri,
Gözlerim yalgın görür.
Yoksun yanımda ama
Her yerde sen belirir.
 
Seni ne çok beklediğimi
Leylim gecelere sor.
Hasret oldum ömrüne
Özlemin çok yoruyor.
Gidişimin eseriyse
İçimde sönmeyen kor.
 
“Seni bekleyişime
Leylim Geceler Ağlar”
 
      Ebubekir Yazgan
 
 
 
 
 
 
UNUTULMAZ KELİMELER
 
TA'DÎL-İ ERKÂN: Namazda rükûda, secdelerde, kavmede (rükûdan kalktıktan sonra ayakta durmada) ve celsede (iki secde arasında oturmada) her âzâ hareketsiz olduktan sonra bir miktar durmak hâlidir.
TAAMMÜDEN: Bilerek, isteyerek, önceden hazırlık yaparak, bile bile gibi anlamları vardır. Hukukta bu şekilde bilerek isteyerek tasarlayıp suç işleme hâline denir.
NADAN: Cahil, bilgisiz, kaba nobran kimse demektir.
LAUBALİ: Başkalarıyla saygısızlığa varacak şekilde senli benli; çekinmesi ve sakınması olmayan, bu konuda dikkat göstermeyen hürmetsiz, dikkatsiz anlamındadır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.