İnsan üzerine -2-

A -
A +
İnsan içinde bulunduğu, kendini mutsuz eden sinirlilik, alınganlık, kaygılı olmak gibi durumları kabullenmekten ve bu tür düşünce kalıplarından, bahanelerden kurtulabilmeli, kurtulabilmeliyiz.
Bunun için insanın kendi kendini iradesiyle terbiyesi mümkündür… Öncelikle bilinmelidir ki insan beden ve ruh olarak iki farklı açıdan değerlendirilmelidir. Ama aynı zamanda huzuru ve mutluluğu, kendisiyle barışık olabilmeyi sağlaması için bedeni ve ruhu uyum içinde olmalıdır. Birçok bunalımın, buhranın veya huzursuzluğun temelinde beden ve ruhun uyumsuzluğu yatmaktadır. Bünyemizi bedenen ve ruhen dengeye getirmek için; * Bedenen ve ruhen doğru beslenmeliyiz. Peki ruh neyle beslenir? Ruh; inanç, iyilik, sevgi, şükür, ilim vb. manevi değerlerle beslenir. Ruhun ilgi alanına giren tutum ve davranışlarımızı kontrol edebilmeliyiz. Örnek olarak * Duygularımızı kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. * Aşırılıklardan kaçınmalıyız. * Sürekli şikâyet etmeyi bırakmalıyız. * Tembellik etmemeliyiz. * İyilik için adım atmalıyız. * Kötü davranışlarımızdan vazgeçmeliyiz. * Doğru ve yanlışlarımızı ahlaki ve sosyal kurallar çerçevesinde değerlendirmeliyiz. * Teşekkür etmeyi bilmeliyiz. * Hatalarımızı kabullenmeli ve tekrarlamamaya özen göstermeliyiz. * Hepsinden önemlisi şükür ve sabırla her şeyi yoluna koymak için çabalamalıyız. Mütevekkil bir ruh halini yakalamayı amaçlamalıyız.
Unutmayalım ki; hayat, irademizin kuvveti doğrultusunda şekillenir. Her zorlukta şikâyet eden insanoğlu, hayatı sevgiyle ve sabırla kabullenmemek için gösterdiği gayreti, iyilik için gösterseydi, dünya daha yaşanabilir bir yer olurdu.
İnanın ki;
Sevgimiz ve insanlığımızla, öfkelerin, endişelerin, korkuların üstesinden gelebiliriz. Sorunun değil, çözümün içinde olabiliriz. Kendini fark et, dünyayı fark et. İyiliği fark et, huzuru keşfet.
Huzurun zemin olduğu dünyada, mutluluk gökyüzü olur.
Sevgiyle Kalın.
           Asu Can
 
 
ŞİİR
 
 
               RABBİNE SIĞIN
 
Aşılamayacak görünen ne engelleri aştın sen,
Bu engeller karşısında umutsuzluğa düşmen neden?
 
Korkma karşına çıkan engeller olsa binbir yığın,
Geçmişte olduğu gibi sen yine Rabbine sığın.
 
Şayet daima böyle düşünüp sığınırsan Rabbine,
Emin ol elbette ulaşacaksın bir gün son hedefine.
 
‘Günahlarım ne olacak?’ diye soruyorsan eğer,
Yine korkma; Rabbinin mağfireti buna da yeter.
 
Yeter ki sen hiç düşme umutsuzluk batağına,
Unutma; burada tövbe yetişir imdadına.
 
Sen daima niyetinin Hak'tan yana olmasına çalış.
Rabbin seni senden iyi biliyor; sen yine doğrulukta yarış.
 
            Celaleddin Sel
 
 
 
 
GÜZEL YURDUMUZ
 
ARTVİN-ŞAVŞAT: İlçe toprakları dağlıktır. Kuzey ve kuzeybatısında Karaçal Dağı, doğu, güney ve güneybatısında Yalnızçam Dağları yer alır. Topraklarından kaynaklanan sular ilçe sınırı dışında Çoruh Nehrine karışır. Berta Suyu vadisi, dağları derin biçimde parçalamıştır. Dağlar sarıçam ve köknar ormanlarıyla kaplıdır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Ekime elverişli arazisi az olmasına rağmen elde edilen ürün fazladır. Başlıca tarım ürünleri patates, elma, buğday ve armut olup ayrıca az miktarda arpa, mısır ve fasulye yetiştirilir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. Çok sayıda koyun beslenir. Arıcılık gelişmiştir. İlçe topraklarında çinko, bakır, kurşun, feldspat ve manganez yatakları vardır. İlçe merkezi Ardahan-Kars kara yolu üzerinde kurulmuştur. İl merkezine 67 km mesafededir. Peynir kuymağı, pazı ve lahana sarması, katmer, silor, hınkal, keşkek, gendime, hasuta, dut pekmezi, armut pekmezi gibi lezzetleri meşhurdur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.