Kaydet
a- | +A

Evliyânın büyüklerinden ve Horasan âlimlerinden Ebû Alî Cürcânî hazretleri, çok zengin olmasıyla meşhurdu o yörede.

Bir gün “iki kişi” oturmuş, bu işi onu konuşuyorlardı.

Bir tânesi;

“Bu zât çok zengindir” dedi.

Öbürü onu tasdîk etti:

“Evet biliyorum.”

 “Nasıl bu kadar zengin olmuş?”

“Bilmiyorum.”

Onlar böyle konuşurken oraya geldi bu mübârek zât.

Onlara bakıp;

“Evet, dünyâlığımız çoktur. Ama dünyâ, kalbimizde değil, cebimizdedir” buyurdu.

Anlayamadılar:

Cebinizde mi?”

“Evet, paranın yeri ceptir, cüzdandır, ama kalp değildir. Kalbe ‘para sevgisi’ girdi mi, o kalpten hayır gelmez” buyurdu.

Ve ekledi:

“Kalp, Allah sevgisinin yeridir, paranın değil.”

O anda, ikisinin de kalbinden “dünyâ sevgisi” çıktı. Yerine “Allah sevgisi” girdi... Artık “talebesi” olmuşlardı bu büyük velînin.

● ● ●

Bir gün bâzı sevdikleri "Güzel huy nedir efendim?" diye sordular bu zâta.

Cevâben;

"Münâkaşa etmemektir" buyurdu.

Ve ekledi:

"Bir hadîs-i şerîfte (Haklı olduğu hâlde dahî münâkaşa etmeyen kimseye, cennetin kenarında bir köşk verilecektir) buyuruldu.

Abdüllatif Uyan'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR