Akâid imâmımız Mâtürîdî hazretleri -1-

A -
A +

2 Mart 2007 Cuma günü, "Müslümanlar Üzerinde Büyük Hakları Bulunan Bazı Âlimler" başlıklı bir makâle yazmış, merhûm Seyyid Ahmed Arvâsî hocanın, "Peygamberlerden ve Eshâb-ı kirâmdan sonra en büyük kadro" diye tavsîf ettiği "Sekiz Dîn Büyüğü"nden bahsetmiştik. Bu 8 büyükten 4'ü "Mezhep İmâmları"mız, 2'si "Akâid İmâmları"mız, 2'si de "Tasavvuf Büyükleri"mizden. Bunlardan "Amelde Mezhep İmâmları"mız olan İmâm-ı A'zam, İmâm Mâlik, İmâm-ı Şâfiî ve İmam Ahmed bin Hanbel ile i'tikâdda 2 imâmımızdan biri olan İmâm-ı Eş'arî üzerinde birer nebze durduk. Bugün ve yarınki makâlelerimizde ise, inşâallah İmâm-ı Mâtürîdî'yi ele alacağız. İMÂM-I MÂTÜRÎDÎ (rahmetullahi aleyh), "Ehl-i Sünnet"in iki büyük i'tikâd imâmından biridir. İstanbul'da medfûn meşhûr sahâbî Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin (radıyallahü anh) soyundan olduğu ba'zı târihçiler tarafından kaydedilmiştir. Künyesi, "Ebû Mansûr"; ismi, Muhammed bin Muhammed Mâtürîdî'dir. Doğum yeri, Semerkand'ın Mâtürîd nâhiyesi olan İmâm-ı Mâtürîdî'nin doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir; ama 238 (m. 862) yılında doğduğu tahmîn edilmektedir. 333 (m. 944)'de Semerkand'da vefât etti. İmâm-ı Mâtürîdî, İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe'nin naklen bildirdiği ve yazdığı Ehl-i Sünnet i'tikâdını, kelâm bilgilerini, ondan nakledenler vâsıtasıyla kitaplara geçirdi, îzâh ve isbât etti. Kelâm ilminde, akâidde müctehid olan Mâtürîdî, kelâm ve fıkıh ilmini Ebû Nasr Iyâd'dan öğrendi. İlimde çok iyi yetişen Mâtürîdî, çeşitli kitaplar yazmak ve talebe yetiştirmek suretiyle Ehl-i Sünnet i'tikâdını yaymıştır. Yetiştirdiği talebeler arasında, ilim ve takvâ yönünden yükselmiş büyük âlimler vardır. Böylece, İmâm-ı A'zam'dan gelen i'tikâd bilgilerini nakleden İmâm-ı Mâtürîdî'den sonra da, talebeleri ve talebelerinin talebeleri binlerce kitap yazarak, Peygamberimizin gösterdiği doğru yol olan Ehl-i Sünnet i'tikâdını, kendilerinden sonraki nesillere bildirdiler. İmâm-ı Mâtüridî'nin yaşadığı devir, Abbasî Devleti'nin zayıflamağa başladığı ve yeni İslâm devletlerinin kurulduğu, çeşitli siyasî güçler ve i'tikâdî fırkalar arasında mücâdelenin arttığı bir zamana rastlar. İmâm Mâtürîdî de, diğer İslâm âlimleri gibi, kendi zamanında Ehl-i Sünnet i'tikâdını müdâfaa etmiş, açık bir şekilde îzâh ederek yaymış ve Müslümanların bu doğru i'tikâda uymalarını sağlamıştır. Bu hususta ta'kîp ettiği usûl, İmâm-ı A'zam'ın "el-Fıkhü'l-ekber", "er-Risâle", "el-Fıkhü'l-ebsat", "el-Âlim vel-müteallim" ve "el-Vasiyye" gibi i'tikâdla ilgili kitaplarında bildirilen i'tikad bilgilerini, aklî ve naklî delîllerle açıklıyarak tasnîf etmek olmuştur. Böylece İmâm Mâtürîdî, Ehl-i sünnet i'tikâdında müctehid imâm oldu. Taşköprüzâde şöyle yazmıştır: "Ehl-i Sünnet vel-Cemâat'in kelâm ilmindeki reîsleri iki zâttır. Bunlardan birisi Hanefî, diğeri Şâfiî'dir. Hanefî olanı, Ebû Mansûr Mâtürîdî, Şâfiî olanı ise Ebü'l-Hasen el-Eş'arî'dir." Zebîdî de şöyle demiştir: "Ehl-i Sünnet vel-Cemâat ismi geçince, Eş'arîler ve Mâtürîdîler kastedilir." [Bundan önceki makalelerimizde de ifâde ettiğimiz gibi: İmâm-ı Mâtürîdî ve İmâm-ı Eş'arî, Ehl-i sünnetin i'tikâdda iki imâmıdır. Ehl-i Sünnetin reîsi ise, İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe'dir (rahmetullahi aleyh). İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe, fıkıh bilgilerini toplayarak, kısımlara, kollara ayırdığı ve usûller, metodlar koyduğu gibi, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) ve Eshâb-ı kirâmın (radıyallahü anhüm) bildirdiği i'tikâd, îmân bilgilerini de topladı. Yüzlerce talebesine bildirdi. Talebesinden, ilm-i kelâm, ya'ni îmân bilgileri mütehassısları yetişti. Bunlar arasında, talebesi İmâm Muhammed Şeybânî'nin yetiştirdiği talebelerinden, Ebû Bekr Cürcânî dünyâca meşhûr oldu. Bunun talebesinden olan Ebû Nasr-ı Iyâd da, kelâm ilminde Ebû Mansûr-i Mâtürîdî'yi yetiştirdi. İmâm-ı Mâtüridî, İmâm-ı A'zam'dan gelen kelâm bilgilerini kitaplara yazdı. İmâm-ı Eş'arî ile İmâm-ı Mâtürîdî, Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn'in bildirdikleri i'tikâd, îmân bilgilerini açıklamışlar, kısımlara ayırmışlar ve herkesin anlayabileceği bir şekilde anlatmışlardır.] Bu iki büyük imâmın ve hocalarının, amelde dört hak mezheb imâmlarının ve onlara tâbi olanların; îmânda, i'tikâdda tek bir mezhebleri vardır. Bu mezheb de, "Ehl-i Sünnet vel-Cemâat" mezhebidir. Çünkü İslâmiyet, her ne sûret ve sebeple olursa olsun, îmânda, i'tikâdda ayrılığa aslâ izin vermemekte, yasaklamaktadır. İslâmiyet, bütün insanlara yalnız bir tek îmânı, i'tikâdı emretmektedir. Bu îmânın esâslarını ve nasıl i'tikâd edileceğini, bizzât Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm teblîğ etmiştir. Muhammed aleyhisselâma ve O'nun bildirdiklerine, temiz, dürüst ve hakîkî bir îmân, ancak O'nun bildirdiğini tâm ve hiç şüphesiz kabûl edip inanmakla mümkün olur. Bu hususta çok az, kıl kadar da olsa bir ayrılığın, O'ndan ayrılmak olacağı meydandadır. Böyle bir ayrılığa düşenlerin kendilerini haklı çıkarmak için öne sürecekleri dînî, siyâsî, beşerî, ictimâi, fennî vs. gibi sebeblerin hiçbir kıymeti yoktur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.