Hazret-i Mehdî ne zaman gelecek?

A -
A +

9-10 Şubat tarihli makâlelerimizde, kıyâmetin alâmetlerinden bahsetmiştik. Hemen bu makâlemizin başında belirtelim ki, âhir zamanda dünyâya gelecek olan Hz. Mehdî'nin alâmetlerini de, Resûlullah Efendimiz muhtelif hadîs-i şerîflerinde bildirmiştir. Bazı saf kimseler, büyük zannettikleri kimselere "Mehdî" demektedirler. "el-Fütûhâtü'l-İslâmiyye"de (c.2, s. 297) deniliyor ki: "Beklenilen Mehdî, Hz. Fâtıma'nın soyundan olacaktır. Mekke'de zuhûr edecektir. O zaman, Müslümanlar Halîfesiz olacaktır. İstemediği hâlde, zorla Halîfe yapılacaktır. Zuhûr edeceği zaman, yaşı ve ömrü kesin belli değildir." Onaltıncı yüzyılda yetişen büyük İslâm âlimlerinden Ahmed İbn-i Hacer-i Mekkî Heytemî'nin (v. 974/1566) "el-Kavlü'l-Muhtasar fî Alâmâti'l-Mehdî el-Muntazar", yine büyük âlimlerden İmâm Celâleddîn-i Suyûtî'nin (v. 911/1505) "Cüz'ün mine'l-Ehâdîs ve'l-Âsâri'l-vârideti fî Alâmâti'l-Mehdî", "el-Bürhân" ve İmâm-ı Şa'rânî'nin (v. 973/1565) "Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubî" kitaplarında Mehdî'nin alâmetlerinden ikiyüz kadarı bildirilmektedir. Hz. Mehdî'nin alâmetlerini bildiren hadîslerden bir kısmını zikredecek olursak: "Mehdî bendendir, yeryüzünü hak ve adâletle doldurur." [Ebû Dâvûd] "Mehdî, Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imdendir." [İ. Ahmed] "Mehdî bizdendir. Allah onu bir gecede olgunlaştırır." [İbn-i Mâce, İ. Ahmed] "Mehdî, benim soyumdandır." [İbn-i Mâce] "Mehdî, Fâtımanın evlâdındandır." [Ebû Dâvûd, Hâkim] "Mehdî, amcam Abbâs'ın soyundandır." [İ. Asâkir, Dârekutnî] "Ya Abbâs, senin soyundan bir genç dünyâyı adâletle doldurur, Îsâ ile namaz kılar." [Dârekutnî, İbn-i Asâkir, Hatîb] [Burada tenâkuz (çelişki) yoktur. Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, anne tarafından "seyyid", baba tarafından "şerîf" idi. Hz. Fâtıma'nın soyundan bir genç, Hz. Abbâs'ın soyundan biri ile evlenince, Hz. Mehdî de her iki soydan da gelmiş olur.] Hz. Ali, oğlu Hasanı gösterip, "Bu oğlumun neslinden biri çıkacak, dünyâyı adâletle dolduracaktır" buyurdu. (Ebû Dâvûd) "Dünyayı küfür kaplamadıkça Mehdî gelmez." [İ. Rabbânî, II, 68. mek.] "Mehdî çıkınca, Allahü teâlâ ona rahmetini indirir." [İ. Ahmed, Hâkim] "Mehdî gelince, bir bereket olacak, ümmetim râhat edecektir." [İbn-i Ebî Şeybe] "Kıyâmet kopmadan önce, Allahü teâlâ, benim evlâdımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünyâ zulümle dolu iken, onun zamanında adâletle dolar." [Tirmizî, İbn-i Asâkir] "Ehl-i Beyt'imden bir zât yeryüzüne hâkim olmadıkça kıyâmet kopmaz. Onun alnı açıktır, kemer burunludur. Yeryüzü zulümle dolu iken, o, dünyâyı adâletle doldurur. İdâresi yedi yıl sürer." [Müslim] "İsmini duyduğunuz kimselerden, yeryüzüne [ya'nî, o zaman bilinen memleketlerin çoğuna] dört kişi mâlik oldu. İkisi mü'min, ikisi de kâfir idi. Mü'min olan iki kişi, Zülkarneyn ile Süleymân (aleyhimesselâm) idi. Kâfir olan ikisi de, Nemrûd ile Buhtunnasar idi. Beşinci olarak, yeryüzüne, benim evlâdımdan biri, yâni Mehdî de mâlik olacaktır." [İ. Suyûtî] "Mehdî'nin başı hizâsında bir bulut olacak; buluttan bir melek, 'Bu Mehdîdir, sözünü dinleyin' diyecektir." [Ebu Nuaym] "Eshâb-ı Kehf, Mehdî'nin yardımcıları olacak, Îsâ (aleyhisselâm) bunun zamanında gökten inecek ve Deccâl ile harb ederken, Mehdî onunla beraber olacaktır. Bunun hükümdârlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesâpların tersine olarak, Ramazân-ı şerîfin ondördüncü günü güneş tutulacaktır ve birinci gecesinde ay tutulacaktır." [İ. Suyûtî] "Şarktan çıkan bir grup, Mehdî'ye yardım ederler." [İbn-i Mâce, Taberânî] "Horasân tarafından gelen siyâh sancaklılara katılın. Onların içinde Allah'ın halîfesi Mehdî vardır." [Hâkim, İ. Ahmed, Deylemî] "Bir ümmet nasıl helâk olur ki, başında ben, sonunda Meryem oğlu Îsâ ve ortasında da Ehl-i Beyt'imden Mehdî vardır." [Hâkim, İ. Asâkir] "Îsâ, Mehdi'nin arkasında namaz kılacaktır." [İbni Hacer-i Mekki] Şu hâlde Hazret-i Mehdî'nin ismi Muhammed, babasının adı Abdullah olacaktır. Resûlullah Efendimizin soyundan, Hazret-i Fâtıma evlâdından âdil bir devlet reîsi ve zamanın halîfesi olup, mutlak müctehid derecesine yükselmiş ve velî olan mübârek bir zâttır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri, "Mehdî'nin Medîne'deki sapık dîn adamlarını öldüreceğini" (c.1, 255. mektûb) yazmaktadır. Bu kadar açık delîller karşısında, Hz. Mehdî'nin ve Deccâl'ın gelip geçtiğini söylemek büyük câhillik veya taassup olur. Allahü teâlâ, dilediği zaman yaratıp insanlara gönderir; İslâm dînine yardım için gönderilir. Hz. Mehdî ve Deccâl gelmiş olsalardı, Kıyâmet de şimdiye kadar kopmuş olacaktı; ama görüldüğü gibi henüz kıyâmet kopmuş değildir. "Deccâl'ın veya Mehdî'nin geleceğine inanmayan kâfir olur." [Fevâidü'l-Ahbâr, Şerhu's-Siyer] Hazret-i Mehdî'nin çıkışı Alâmetlerin hepsinin tamâm olmasından sonra misk ve anber kokusu gibi ferahlatıcı serin rüzgârlar esip, bütün mü'minler vefât eder. Dünyâda "Allah" diyen kimse kalmaz. Kur'ân-ı kerîmin bütün hükümleri yeryüzünden kalkıp, halkın hepsi cehâlette kalır. Yeryüzünde yalnız kâfirler kalıp, hayvânlar gibi türlü fesat, zulüm ve çok azgınlık yaparlar. Bütün cihân küfür, sapıklık ve fesat ile dolar. İşte bu hâlde sûra üflenip, onların başına ansızın kıyâmet kopar. Hadîs-i şerîfte; "Kıyâmet insanların kötüleri ve kâfirler üzerine kopar" buyuruldu. Cennete ve Cehenneme gideceklerin adedi tamam olunca kıyâmet kopar.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.