Mübârek Berât Gecesi'ni de idrâk ettik

A -
A +

İçerisinde "Regâib" ve "Mi'râc" kandillerinin bulunduğu ve Âdem aleyhisselâmdan beri ta'zîm ve hürmet edilen, kıymetli bir ay olan "Recep" ayı çabucak geçiverdi. "Berât" kandilinin bulunduğu "Şa'bân" ayının da ilk yarısı geçmiş olup ortasına gelmiş bulunuyoruz. Yüce Rabbimiz, hepimizi sıhhat ve âfiyet içerisinde, "ayların sultânı" diye anılan "Ramazân" ayına da kavuştursun. Bilindiği gibi dün gece (7 Eylül 2006 Perşembe), mübârek "Berât (veya Berâet) Kandili"ni idrâk etmekle şereflendik. O gece, 14 Şa'bân-ı muazzamı 15 Şa'bân'a bağlayan gece idi. Hadîs-i şerîfte: "Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi fazîletlidir. Allah, o günlerde duâ edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsâna nâil olurlar. Bunlar: Kadir Gecesi, Arefe Gecesi, Berât Gecesi, cuma gecesi ve günleri" [Deylemî] buyurulduğu ve bugün de o mübârek gecenin gündüzü olduğu için, bugünkü makâlemizde, Berât Kandilinden bahsedeceğiz. Ayrıca "Şâban ayının onbeşi gelince, gecesini namazla, gündüzünü oruçla geçiriniz" buyurulmuştur. [Bundan kısa bir müddet önce de (20 Ağustos 2006/26 Receb 1427 Pazar) Recebü'l-ferd ayının 27. gecesi olan ve Sevgili Peygamberimizin "İsrâ" ve "Mi'râc" mu'cizesiyle şereflendiği geceyi idrâk etmiştik.] Cenâb-ı Hak, ezelde hiçbir şeyi yaratmadan önce her şeyi takdîr etmiş, dilemiştir. Her sene, bunlardan bir yıl içinde olacak şeyler (doğumlar, vefâtlar, terfî'ler, tenzîller...), ameller, ömürler, ölüm sebepleri gibi her şeyi, Şa'bân ayının onbeşinci (Berât) gecesinde meleklere bildirir. Bütün kâinâtın yaratıcısı ve sâhibi olan Yüce Allah, Berât Gecesinde, ezelî ilminde mevcût olan sırların bir yıllık bölümünü, "Levh-i Mahfûz"a indirir ve yeni bir yıl için, melekleri, yapacakları işler bakımından görevlendirir. Bize düşen iş böyle geceleri, namâzla-niyâzla, duâyla, tövbe ve istiğfârla geçirip Cenâb-ı Hakk'ın yüce merhametine sığınmak, bizi ve sevdiklerimizi, râzî olduğu kulları zümresine ilhâk buyurmasını dilemektir. Şüphesiz ki O'nun, her şeye gücü yeter. Kim ölecek, kim kalacak? Bir yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bir yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amelleri [işleri] Allahü teâlâya arz olunur. İmâm-ı Rabbânî hazretleri vefât etmeden altı ay önce, Şa'bân ayının 15. gecesi olan "Berât Kandili"ni, kendi husûsî odasında ihyâ eyledi. O gece yarısı, kıymetli hanımının bulunduğu odaya geldi. Hanımı dedi ki: "Bu gece ecellerin ve amellerin takdîr edildiği gecedir. Kim bilir Allahü teâlâ, kimin defterine "ölecek" ve kimin defterine "yaşayacak" diye kaydetti?" İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu sözü duyunca; "Niçin tereddüt ve şüphe ile söylüyorsun? Ya isminin, dünyâda yaşayacaklar sahîfesinden silindiğini görenin hâli nice olur?" buyurdu. Bunu söyleyince, kalbinden bir âh çekti. Böylece İmâm-ı Rabbânî hazretleri, o sene vefât edeceğine kerâmetiyle işâret buyurmuşlardı. Kur'ân-ı kerîm, "Levh-i mahfûz"a o gece inmiştir. Kur'ân-ı kerîmin iki türlü inişi (nüzûlü) vardır: Birincisi "Levh-i mahfûz"a inişi, diğeri de semâ-i dünyâya ve oradan Peygamber Efendimize inişi. Birincisi, Berât Gecesinde olmuş, ikincisi ise Kadir Gecesinde başlamıştır. Tefsîrlerde Kur'ân-ı kerîmin, Levh-i mahfûza bu gece indirildiği bildirilmektedir. Allahü teâlâ buyuruyor ki: "Hâ-mîm! Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, biz onu [Kur'ânı] mübârek bir gecede indirdik. Elbette biz insanları uyarmaktayız..." [Duhân, 1-3] Geçen kandilde de ifâde ettiğimiz vechile, mübârek geceler, İslâm dîninin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok merhamet ettiği, acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara husûsî kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tövbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında kulların çok ibâdet yapmaları, duâ ve tövbe etmeleri için böyle gece, gün ve aylar birer sebep kılınmıştır. Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Berât Gecesinde çok ibâdet ve duâ ederdi. Çünkü kendileri, "Berât Gecesini ganîmet, fırsat biliniz! Çünkü belli bir gecedir [Şa'bânın 15. gecesidir]. Kadir Gecesi çok büyük ise de, hangi gece olduğu belli değildir. Bu gece, çok ibâdet yapınız; yoksa, kıyâmet gününde pişmân olursunuz" buyurmuşlardır. Kıyâmette pişman olmamak için, bu geceyi ganîmet bilmeli, bolca tövbe ve istiğfâr etmeli, çokça kaza namazları kılmalı, Kur'ân-ı kerîm okumalı, bütün Müslümanlara da duâ etmelidir. Mübârek gecelerde, tövbe ve istiğfâr etmek, Allahü teâlâya ilticâ etmek, yalvarmak, günâhlarını düşünmek, ayıplarını-kusurlarını hâtırlamak, kıyâmetteki azâpları düşünüp korkmak, Cehennemin sonsuz acılarından titremek lâzımdır. Afv ve mağfiret için çok yalvarmalıdır. Gâfil olmamalı, bu geceleri mutlaka ihyâ etmelidir. Bu gecelerde, Allahü teâlânın ihsân ettiği bütün ni'metlere şükretmeli, yapılan hatâlar, günâhlar için de tövbe-istiğfâr etmeli, Cehennem ateşinden kurtulmayı istemelidir. "Yâ Rabbî, bize dünyâ ve âhiret saâdeti ihsân eyle; bize hidâyet verdikten sonra, kalblerimizi kaydırma..." diye de duâ etmelidir. Ayrıca, şu anda bütün dünyâda elem ve ıstırap çeken, milyonlarca Müslüman kardeşimizi de duâlarımızda unutmamalıyız; onlara hiç olmazsa duâlarımızla yardımcı olmalıyız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.