İbâdet, Allahü teâlânın râzî olduğu işleri yapmaktır. Allahü teâlânın rızâsı da, yapılmasını kesin olarak emrettiği farzları yerine getirmekte ve yasak ettiği harâmlardan kaçınmaktadır. Bilindiği gibi ibâdetler üç kısımdır: 1- Beden ile (Namaz ve Oruç gibi), 2- Mal ile (Zekât, Sadaka-i Fıtır ve Kurbân gibi), 3- Hem beden, hem de mal ile (Hac ve umre gibi) yapılan ibâdetlerdir. Makâlemize, Peygamber Efendimizin bazı müjdeleriyle devâm edelim. Resûlullah Efendimiz (aleyhisselâm) buyurmuştur ki: "Ramazân orucunu farz bilip sevâb bekleyerek oruç tutanların günâhları affolur." [Buhârî] "Ramazân ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytânlar zincire bağlanır." "BU AY, SABIR AYIDIR!.." Büyük sahâbî Selmân-ı Fârisî hazretlerinin rivâyetine göre, Peygamber Efendimiz, Şa'bân ayının son günü îrâd buyurdukları bir hutbelerinde şöyle buyurdular: "Ey müslümânlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece [ki bu, Kadir gecesidir], bin aydan hayırlı, daha faydalıdır. Allahü teâlâ, bu ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri terâvîh namazı kılmak da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmak gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü'minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya iftâr verirse, günâhları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruçlunun sevâbı kadar, ona da sevâp verilir." Resûlullah Efendimizin bu hutbesini dinleyen Eshâb-ı kirâm dediler ki: "Yâ Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluyu iftâr edecek, onu doyuracak kadar zengin değiliz. Bu büyük sevâptan biz mahrûm mu kalacağız?" Resûlullah (aleyhisselâm) Eshâbına şöyle cevap verdi: "Bir hurma ile iftâr verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt ikrâm edene de, bu sevâp verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri rahmet, ortası afv ve mağfiret ve sonu Cehennemden âzâd olmaktır. Allahü teâlâ, bu ayda, emri altında olanların [meselâ işçinin, me'mûrun, askerin ve talebenin] vazîfesini hafîfletenleri [meselâ patronları, âmirleri, kumandanları ve müdürleri] affedip Cehennem ateşinden kurtarır." Peygamber Efendimiz sözüne devâmla şöyle buyurdu: "Bu ayda şu dört şeyi çok yapınız. Bunun ikisini, Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelime-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zâten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da, Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O'na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmayacaktır." BU AYA HÜRMET ETMELİ Muhtelif hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: "Ramazân ayına çok hürmet etmelidir. Onun rahmeti mü'minleri sevindiricidir. O öyle bir aydır ki; ilk günleri rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem ateşinden kurtulmaktır." "Allahü teâlâ, ramazân ayında günâh işlemeyi terk eden kimsenin, on bir aylık günâhını mağfiret eder." "Dikkatli olun. Ramazân ayındaki sevâp ve günâhlar katlarıyla yazılır. Ramazânda çok namaz kılınız. Çok Kur'ân-ı kerîm okuyunuz. Çünkü ramazân ayında okunan Kur'ân-ı kerîmin her bir harfi için, Cenâb-ı Hak, Cennet bahçelerinden bir bahçe ihsân eder." Ramazânda oruç tutmak hakkında diğer hadis-i şeriflerde buyurulmuştur ki: "Ramazân ayında âilenizin nafakasını geniş tutun. Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan [cihâd için] harcama gibi sevâptır." [İbn-i Ebid-dünyâ] "Oruçlu kimse, çirkin konuşmasın. Birisi kendisine sataşırsa, 'Ben oruçluyum' desin." [Buhârî] Ramazân-ı şerîfte, oruç tutmak çok sevâbdır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günâhtır. Hadîs-i şerîfte, "Özürsüz, Ramazânda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, ramazândaki o bir günkü sevâba kavuşamaz" (Tirmizî) buyuruldu. Dînî bir ma'zeret varsa, ramazân ayında oruç tutmamak, te'hîr etmek günâh olmaz. Bugünkü makâlemizi, bir hadîs-i şerîf meâliyle bitirelim: "Eğer kullar, ramazân-ı şerîf ayındaki fazîlet ve ihsânları bilselerdi, bütün senenin ramazân olmasını isterlerdi. Çünkü bunda çok sevâp vardır."