Öğrenimöğretim ve eğitimin önemi 3

A -
A +
İn­san­la­rın i­lim sâ­hi­bi ol­ma­la­rı il­mi, ki­tap­la­rı ve â­lim­le­ri sev­me­le­ri ve on­la­rı o­ku­yup din­le­me­le­riy­le müm­kün o­lur... Ge­çen haf­ta­ki 2 ma­kâ­le­miz­de de be­lirt­ti­ği­miz gi­bi, Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­mi­ze, pey­gam­ber­li­ği­nin bil­di­ril­di­ği ilk va­hiy, ilk emir "oku" di­ye baş­la­mış, ci­hâ­nı ay­dın­la­tan İs­lâm gü­ne­şi böy­le doğ­muş­tur. Kur'ân-ı ke­rîm, bir de­fa­da, top­tan gel­me­yip, lü­zû­mu­na ve hâ­di­se­le­re gö­re, ba­zen âyet âyet, bâ­zen de sû­re sû­re nâ­zil ol­muş, tak­rî­ben 23 se­ne­de ta­mâm­lan­mış­tır. [Bi­lin­di­ği gi­bi, di­ğer se­mâ­vî ki­tap­lar ise bi­rer de­fa­da in­di­ril­miş­ler­dir.] Pey­gam­ber Efen­di­mi­zin teb­lî­ği ve İs­lâ­ma da­ve­ti de, 13 se­ne­si Mek­ke-i mü­ker­re­me­de, 10 se­ne­si de Me­dî­ne-i mü­nev­ve­re­de ol­mak üze­re, yak­la­şık ola­rak 23 se­ne sür­müş­tür. Re­sû­lul­lah Efen­di­miz, ken­di­si­ne in­di­ri­len âyet-i ke­rî­me­le­ri ez­ber­ler ve as­lâ unut­maz­dı. Ni­te­kim "A'lâ sû­re­si"nin 6. âyet-i ke­rî­me­sin­de meâ­len, "Sa­na (Ceb­râ­îl'in öğ­re­te­ce­ği üze­re) Kur'ân-ı ke­rî­mi oku­ya­ca­ğız ve sen hiç unut­ma­ya­cak­sın" bu­yu­rul­muş­tur. Re­sû­lul­lah Efen­di­miz, ken­di­si­ne ge­len âyet-i ke­rî­me­le­ri, Es­hâb-ı ki­râ­mı­na da okur, on­lar da ez­ber­ler­di. Ge­len vah­yi, em­rin­de­ki hu­sû­sî va­hiy kâ­tip­le­ri­ne de yaz­dı­rır, her âyet-i ke­rî­me­nin han­gi sû­re­ye ya­zı­la­ca­ğı­nı bil­di­rir­di. Va­hiy kâ­tip­le­ri­nin sa­yı­sı 42'yi bul­muş­tur; bun­lar Sa­hâ­be-i ki­râ­mın en ön­de ge­len sî­mâ­la­rı­dır. De­mek ki, Re­sû­lul­lah Efen­di­miz sağ­lı­ğın­da, ge­len va­hiy­le­ri, va­zî­fe­len­dir­di­ği kâ­tip­le­ri­ne yaz­dır­dı. Ay­nı âyet-i ke­rî­me­yi, ay­nı an­da bir­çok kim­se­nin yaz­dı­ğı da olur­du. Ceb­râ­îl aley­his­se­lâm her se­ne bir ke­re ge­lip, o za­ma­na ka­dar in­miş olan Kur'ân-ı ke­rî­mi, levh-i mah­fûz­da­ki sı­ra­sı­na gö­re okur, Pey­gam­be­ri­miz de din­ler ve tek­râr eder­di. Re­sû­lul­lah Efen­di­mi­zin âhi­re­te teş­rîf ede­ce­ği se­ne iki ke­re ge­lip ta­mâ­mı­nı oku­du­lar. Yu­ka­rı­da da bah­set­ti­ği­miz gi­bi ilk em­ri, "Oku" şek­lin­de baş­la­yan ve teb­lî­ği 23 se­ne de­vâm eden İs­lâm dî­nin­de il­me ve oku­ma­ya bü­yük ehem­mi­yet ve­ril­miş­tir. Ha­kî­ka­ten İs­lâ­mi­yet il­me, fen­ne, tek­ni­ğe, en­düs­ti­ri­ye lâ­yık ol­du­ğu üze­re önem ve­rir. İlim mev­zû­un­da, il­min te­mîn ede­ce­ği yük­sek de­re­ce­ler hu­sû­sun­da, Kur'ân-ı ke­rîm­de mü­te­ad­did âyet-i ce­lî­le ve Pey­gam­ber efen­di­mi­zin bir­çok ha­dîs-i şe­rî­fi var­dır. Bu­ra­da şu­nu da be­lir­te­lim ki, ha­kî­kat­te ilim sı­fa­tı, Al­la­hü te­âlâ­nın yü­ce sı­fat­la­rın­dan­dır. Kul­la­rı­na da cüz'î ola­rak ver­miş­tir. Al­lah'ın il­mi şüp­he­siz ki kül­lî­dir; ama kul­la­rın bil­gi­si cüz'îdir. Yü­ce Al­lah, gay­bı (giz­li­yi) da, açık ola­nı da bi­lir. İn­san­la­rın ilim sâ­hi­bi ol­ma­la­rı il­mi, ki­tap­la­rı ve âlim­le­ri sev­me­le­ri ve on­la­rı oku­yup din­le­me­le­riy­le müm­kün ol­mak­ta­dır. Şim­di de bu­gün­kü ko­nu­muz­la il­gi­li bir­kaç âyet-i ke­rî­me me­ali­ni sun­mak is­ti­yo­ruz: "De ki, bi­len­ler­le bil­me­yen­ler bir olur mu? An­cak te­miz akıl sâ­hip­le­ri (bun­la­rı) dü­şü­nür­ler." (Zü­mer, 9) "....Al­lah, siz­den îmân et­miş olan­lar­la, ken­di­le­ri­ne ilim ve­ril­miş bu­lu­nan­la­rın de­re­ce­le­ri­ni yük­sel­tir..." (Mü­câ­de­le, 11) "Al­lah'tan kul­la­rı ara­sın­da (hak­kıy­la) an­cak âlim­ler kor­kar ..." (Fâ­tır, 28) Sev­gi­li Pey­gam­be­ri­mi­zin, bu ko­nu­da­ki ha­dîs-i şe­rîf­le­rin­den de bir­kaç ta­ne­si­ni zik­re­de­lim: "Be­şik­ten me­zâ­ra ka­dar ilim tah­sîl edi­niz." "İlim ta­leb et­mek (er­kek ve ka­dın) her Müs­lü­mâ­na farz­dır." "Sa­da­ka­nın en fa­zî­let­li­si, Müs­lü­mân kim­se­nin ilim öğ­ren­me­si, son­ra onu Müs­lü­mân kar­de­şi­ne öğ­ret­me­si­dir." "Ya âlim ve­ya öğ­re­ni­ci ya­hud din­le­yi­ci ola­rak ve­ya­hud da (bun­la­ra) mu­hab­bet bes­le­ye­rek hâl ve is­tik­bâ­li­ni te'mîn et. (Bu dört gru­bun dı­şın­da) be­şin­ci ol­ma, yok­sa he­lâk olur­sun." "İs­te­di­ği­niz ka­dar oku­yun, bil­di­ği­niz­le amel et­me­dik­çe, Al­lah si­ze mü­kâ­fât ver­mez." "Kim bil­di­ği ile amel eder­se, Al­lah ona bil­me­dik­le­ri­ni de öğ­re­tir." Bir ri­vâ­yet­te: "Bil­me­di­ği il­me onu vâ­ris kı­lar" bu­yu­rul­muş­tur. İs­lâm âlim­le­ri ve ata­la­rı­mız, asır­lar­ca ge­ce­le­ri­ni gün­düz­le­ri­ne ka­ta­rak çok kıy­met­li ki­tap­lar yaz­mış­lar ve bun­la­rı kü­tüp­hâ­ne­ler­de göz­le­ri gi­bi ko­ru­yup biz­le­re ka­dar ulaş­tır­mış­lar­dır. Biz­le­re dü­şen, bun­la­rı oku­yup is­ti­fâ­de et­mek ve ge­re­ği­ni yap­mak­tır. İn­şâ­al­lah ya­rın ve önü­müz­de­ki haf­ta ya­za­ca­ğı­mız ma­kâ­le­le­ri­miz­de, [se­be­bi­ni o za­man açık­la­ya­ca­ğı­mız üze­re], Arap­ça ve di­ğer ya­ban­cı dil­le­rin öğ­re­nim ve öğ­re­ti­miy­le alâ­ka­lı ba­zı hu­sûs­lar üze­rin­de dur­mak is­ti­yo­ruz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.