Tarih boyunca aileye verilen önem -2-

A -
A +

Dünkü yazdıklarımıza ilâveten ifâde edelim ki, âile fertleri, toplumun en küçük yapı taşlarıdırlar. Nasıl bir binânın temel taşları yerinden oynatıldığında, bu binânın ayakta kalması mümkün değilse, âilenin temel taşları da yerinden oynatıldığında, o âilenin ayakta kalması mümkün olmaz. Ayakta kalsa bile, esâs fonksiyonlarını yerine getirmesi mümkün değildir. "Âile", cemiyetin temel taşı ve âilenin meyvesi olan yavrularımız, çocuklarımız, torunlarımız, körpe dimâğlar da istikbâlimizin temînâtı ve âtîdeki ümîdimizdir. Onlara ne kadar hizmet versek azdır; zîrâ azîz vatanımız, asîl milletimiz ve ebed-müddet devletimiz sağlam bir şekilde onların omuzlarında yükselecektir. ÇOCUĞUN TERBİYESİ... Çocuklar, millî ve ma'nevî değerlerimizi, Allahü teâlâya inanmayı, Peygamber sevgisini, büyüklere hürmeti, vatan-millet aşkını, "Ezân" ve "Bayrak"a saygıyı, gelenek ve göreneklerini hep âilede öğrenirler. Hakkında, âyet-i kerîmede meâlen: "Seni âlemlere rahmet olarak gönderdik" (Enbiyâ sûresi, 107) buyurulan ve dünyâ yaratıldığı günden kıyâmet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en faziletlisi olan Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm: "Bütün çocuklar, fıtrat üzere (ya'nî Müslümânlığa uygun ve elverişli olarak) dünyâya gelirler. Sonra bunları, anaları-babaları, Yahûdî veya Hıristiyân yâhûd Mecûsî yaparlar" buyuruyor. Burada, Müslümânlığın yerleştirilmesinde en mühim işin, çocukların ve gençlerin iyi terbiye edilmesi olduğunu görüyoruz. Büyük âlim İmâm-ı Gazâlî (rahimehullah), bu konuda çok mühim bir noktaya dikkat çekmektedir: "Çocuğun terbiyesine çok dikkat etmelidir. Onun kötü arkadaşlarla düşüp kalkmasına mâni olmalıdır. Kötü arkadaş, çocuğun edeb ve terbiyesini bozar." Anne ve baba, kız ve erkek çocuklarını devâmlı gözetmeli, bilhâssa onları kötü arkadaştan korumak için çok gayret göstermelidirler. Kötü arkadaş, çocuğun en büyük düşmânıdır. Ama kötü arkadaş kimdir? Gazete, dergi, kitap, radyo, televizyon ve internetin kötüleri de kötü arkadaş mesâbesindedir. Dârul-Fünûn müderrislerinden (İstanbul Üniversitesi eski profesörlerinden) Seyyid Abdülhakîm Arvâsî (rahmetullahi aleyh) de buyuruyor ki: "Evlât büyük ni'mettir. Ni'metin kıymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için pedagoji yani çocuk terbiyesi, İslâm dîninde çok kıymetli bir ilimdir. O hâlde her Müslümânın birinci vazîfesi, evlâdına dînini, îmânını, Peygamberini ve kitâbını (Kur'ân-ı Kerîm'i) öğretmektir." İşte bütün bunlardan anlaşılıyor ki, eğitimde işin esâsı, hem kendisine, hem âilesine faydalı; hem de milletine, vatanına ve devletine faydalı unsurlar meydâna getirmektir. İşte millî eğitimimizdeki ana hedef de bu olmalıdır. İslâm dîni toplumun huzûru ve insan neslinin sağlıklı bir şekilde devâmı için, âilenin gerekli olduğunu bildirmiştir. Bu sebeple nikâhı helâl kılarak, zinâyı ve zinâya yol açan serbest ilişkileri yasaklamıştır. Kadına hiçbir dînin, hiçbir sistemin vermediği değeri vermiştir. Allahü teâlânın ve târih boyunca bütün Peygamberlerinin emir ve yasaklarında korunmasını gözettikleri 5 şey var: Bunlar dînin, aklın, nefsin, malın ve neslin [ahlâkın, nâmûsun] korunmasıdır. KORUYUCU KALKAN... Diyânet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da, 12 Nisan 2009 târihinde, Belçika'nın Anvers şehrinde, 15.000 kişinin katılımıyla başlayan "Kutlu Doğum Haftası Avrupa Etkinlikleri"ndeki açılış konuşmasında, Allah'ın birer emâneti olan eş ve çocukların haklarının gözetilmesi gerektiğini vurgulamış, dîn ve dil ile birlikte âilenin de, toplum ve bireyler için "koruyucu kalkan" görevi gördüğünü belirtmiştir. Toplumun temeli âile, âilenin temeli ise sadâkat, iffet, hayâ, karşılıklı sevgi ve anlayış gibi manevî değerlerdir. Burada şunu da belirtelim ki, Batı'nın bâtıl inanışlarını, moda ve ahlâksızlıklarını taklit etmek, medeniyet değil, milletin bünyesinde tahrîbât yapmaktır. Alkol, uyuşturucu, kumar ve fuhşun en büyük tahrîbâtı (yıkımı), âile ve nesiller üzerindedir. Âilenin zayıfladığı, zedelendiği, vazifelerini yapamadığı zamanlarda gayr-i meşrû serbest münâsebetler artmakta, beden ve rûh sağlığı bozuk nesiller toplumu işgâl etmektedir. Bu sebeple, T.C. Anayasası (1982 Anayasası), âilenin, annenin ve çocuğun korunmasında devleti vazîfeli kılmıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.