Beykoz'da bir Gümüşsuyu

A -
A +

İstanbul'un en güzel ilçelerinden Beykoz'a gitmek aklıma geldi. Orada gençliğimizi beraber geçirdiğimiz bir arkadaşım vardı. Önce onu telefonla haberder ettim. Çok memnun oldu. Ben aklıma koyduğumu hemen yapan bir insanım. İster yurt dışından ister yurt içinden olsun muhabbetim olan arkadaşlarımı mutlaka arar, birlikte sohbet ederiz... Çünkü ben arkadaş canlısıyım. Bu benim yapımda var... Arkadaşımı da her zaman el üstünde tutmuşumdur. Beykoz, İşte böyle bir seyahatti. Buluşmamız güzel oldu... Eskilerden anlattık bol bol... Hatıra defterini bir bir çeviriyorduk... Beykoz'un çayırında yaptığımız piknikleri, o güzelim ceviz ağaçları ve ormanlardan bahsedip durduk... Gerçekten, geçmişle, şimdiki Beykoz'a bakıyorsunuz; inanılmaz bir fark var. O Boğaz sırtlarının, betonarme görünüşünü gördükçe midem bulandı, içim bir tuhaf oldu. Arkadaşım, rahmetli babam Salih Gültekin'den bahsetti; "Ah Salih amca ah" derken içini çekiyordu. Rahmetli babam Salih Gültekin, buralarda 30 yıl boyunca bekçilik yapmıştı. O günleri dün gibi hatırlıyorum... Babam, beni de zaman zaman görev yerine götürürdü ve nasihat ederdi; "Sakın ağaçlara zarar verme... Onlar da bizim gibi canlı. Bunlar olmazsa buraların ne kıymeti olur. Hepsi birer oksijen deposu. Ormanda bir çivi çakan olsa hapse girer. Çünkü buralar yeşil saha olduğu için devlete ait" derdi. Bu sözler şimdi bile aklımda... Beykoz gerçekten kirletilmiş, o güzelim ağaçlara da nasıl kıyılmış... Demek ki birileri buralardan çıkar sağlamış... Rahmetli babam Beykoz'un şimdiki halini görseydi acaba ne derdi? Evet, arkadaşımla sohbete koyulurken iş, spora geldi. Arkadaşım, "Ya bizim şu, Gümüşsuyu takımı var ya... Çocuklar çok zor durumda. Onların dertleriyle ilgilenirsen çok memnun olurum" demesi üzerine bir de Gümüşsuyu Kulübü'ne uğradım. Güzel bir gün geçirmiştim; bir taşla iki kuş vurdum. 2.Amatör Küme'de oynayan Gümüşsuyu Kulübü'nde yöneticilerin çok dertli olduklarını gördüm... 1966'da gayri federe bir kulüp olarak kurulan Gümüşsuyu, 1988'de federe olmuş. Kurucuları Şerif Kayacan, Ferdi Sülker, Ahmet Çokal, Osman Sorlu. Şu andaki başkanları da Yunus Çapoğlu. Yönetim de Osman Sorlu, Hüseyin Kurt, İbrahim Albayrak, Ercan Asan, Erdoğan Asan, Süleyman Kabil, Süleyman Onur, Nurettin Öztürk, Vahdet Ak, Ali Bülbül, Ergün Kalay, Şener Mümin Küçükyayla, Selahattin Öztürk ve Burhar Topçu. Başkan Yunus Çapoğlu'nun sözleri çok acıklıydı; "Biz aidatları bile doğru alamıyoruz. Kahve, kahve dolaşıp para toplayarak maçlara gidebiliyoruz..." Bu sözler benim yüreğime dokundu. Bir spor kulübü, bu halde olmamalı... Araya giren yöneticilerden İbrahim Albayrak da "Biz maça gidecek para bulamazken, bir futbolcunun lisansı için 220 milyon lira veriyoruz" diyor. Vah sporumuzun haline... Başkan Yunus Çapoğlu, "Emekli maaşlarımızla bu kulübü ayakta tutmaya çalışıyoruz. Zaten Amatör Futbol Konfedarasyonu'ndan hiç birşey görmedik" derken eski Belediye Başkanı Ali Zengin'in sayesinde bir sahaya kavuştuklarını ve bunun yanına da lokal yapmağa çalıştıklarını söyledi. Şimdiki belediyenin de sadece, lokallerini bitirmesinde kendilerine yardımcı olmasını isteyen Çapoğlu, "Bu bize yeter. Gelirimizi de bu lokal sayesinde sağlarız" diyor. Bu arada aynı zamanda muhasip üye olan İbrahim Albayrak da sinirli bir şekilde; "Gittiğimiz yerlerde bize, Beykoz ovası, şarapçılar yuvası" diye tezahürat yapılıyor. Bu imajı silmek istiyoruz. Yetkililere sesleniyorum; Lütfen bize yardımcı olun. Önümüzdeki engelleri kaldırın... Bizden de şu lisans parasını da almayın" diye istekte bulunuyor... Beykoz Gümüşsuyu Kulübü, dertli mi dertli... Onların derdine derman olacak yetkililere ihtiyaç var. Biz de bu istekleri bu köşemizden yetkililere ulaştırıyoruz... Lütfen bu isteklere cevap verelim... ———————- Adres:Gümüşsuyu Cad. No: 33 Beykoz Tel: 0216 413 19 45.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.