Bizden biri

A -
A +

Bu hafta da geldi, çattı. Günler ne çabuk geçiyor değil mi, sevgili okurlarım? Herşey geçiyor... Geçip, gidiyor. Önemli olan hayatta bulunduğumuz müddetçe, arkalarımızda birşeyler bırakmak... Çocuklarımıza, gençliğe, vatanımıza. Her ferdin kendi çapında muhakkak bırakacağı birşeyler vardır. Bazıları, büyük emekler verdiler, ama ne arayanı var, ne de soranı... İşte bugünkü konumuz da böyle bir insanla ilgili. O bizden biri...O kim diyeceksiniz? O Türk boksunun temel taşlarından birisi; Garbis Zakaryan. Ermeni asıllı Türk vatandaşı Garbis Zakaryan, Cemal Kamacı'yı yetiştirip Avrupa'da kariyer sahibi yapan kimse. Garbis Zakaryan'ın bende ayrı bir yeri var. Garbis Zakaryan, boks sporunda Türkiye'ye birçok madalyalar kazandırdı. O zaman maçlar radyodan veriliyordu. 1956-58 yılları arasında onun bütün maçlarını radyodan kaçırmazdım. İstiklal marşını çaldırınca yüreğimde derin bir sevinç duyuyordum. Garbis Zakaryan'ı bir tanıyalım...1944 yılında boks sporuna başlayan Zakaryan, 1948'de ilk İstanbul Şampiyonu oldu (O zamanlar Türkiye Şampiyonası yoktu). 1949 ve 1950 yıllarında düzenlenen Türkiye Şampiyonası'nda ise birinciliği kimseye kaptırmadı. Zakaryan 1951 yılında profesyonel oldu. 1966 yılına kadar Fransa, Almanya, Arjantin, Brezilya, Mısır, Lübnan ve Pakistan'da ünlü isimleri yenerek Türk boksunu dünyaya tanıttı. 1964 yılında Ortadoğu boks şampiyonluğunu kazandı. 1966'da da faal boks sporunu bıraktı. Fakat, bu spora olan sevgisi bitmedi. Boks Federasyonu'nda yıllarca antrenör ve menajer olarak çalıştı. Boks uğruna oto tamirhanesi, trikotaj atölyesi ve tuhafiye dükkanlarını kapattı. Boks sporundan gelen az bir geliri tercih etti. Şimdi ilerleyen yaşına rağmen Taksimspor Kulübü'nde lokal amiri olarak görev yapıyor. Ben boks sevgisini de Garbis Zakaryan'dan aldım. Hatta 1956 yıllarında Beylerbeyi'nde açılan boks ajanlığına bile kaydoldum.. Ancak, ilk çıktığım idmanda çeneme yediğim bir yumruk, beni bu sporu yapmama engel oldu. Bunun için ona "Türk boksunun temel taşıdır" diyorum... Ancak Garbis Zakaryan'ın Türk boksuna yaptığı hizmetleri unutulmuş. O, aranmamaktan şikayet ediyor. Bu duruma da çok üzülüyor... Aklıma Trabzonspor'da parlayan Ogün Temizkanoğlu'nun İstanbul Atatürk Havaalanı'nda söylediği bir söz geldi: "Abi bu spor çok nankördür." Evet kaptanın sözü çok doğru, ama ya bu ülke için İstiklal marşını çaldırıp, Türkiye'yi dünyaya tanıtan o isimsiz kahramanlara ne demeli... Türk bayrağını göndere çekerek, İstiklal marşımızı çaldıran bu isimsiz kahramanlarımızı ortaya çıkarmak bizim vazifemiz. Bence Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, amatör sporda şimdiye kadar madalya alıp, İstiklal marşımızı çaldıran, o kahramanlar için bir gece düzenlemeli. Böyle birşey yapılırsa; hiç olmazsa onların gönlü alınır ve bu amatör branşlarda spor yapan genç kuşak için de iyi bir örnek olur. Var mısınız?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.