Feridun Ağabey, "Dedeler Günü" çok önemlidir. Dedeler Günü deyince yanında yaşlı babaanneler yaşlı anneanneler her ailenin temel taşıdırlar. Her aile o temellerin üzerine kuruludur. Evlatlar dedelerinin malları mülklerinin üzerinde yaşamaktadır. Evlat olarak torunlar olarak yaşlılarımıza dedelerimize nasıl bakıyoruz?
Ülkemizde yaşlılarına çok iyi bakan aileler var, yaşlılarına zor günler yaşatan aileler var, yaşlısını huzurevlerine bırakıp bir daha arayıp sormayan evlatlar var. Nice aile içinde iyilikler nice aile içinde akla gelmedik kötülükler yaşanıyor.
Ülkemizde garip kalmış zor günler yaşayan yaşlılarımız var. Millet olarak biz bu dedelerin evlatlarıyız. Büyüklerimize saygıda sevgide merhamette bir zaaf içindeyiz. İnancımıza göre edep hayâ terbiye ahlak yaşantımızın en önemli parçasıdır. İnsanlarda bu vasıflar olunca genci de yaşlısı da sıkıntı yaşamaz. Geçmişte ülkemizde yaşlılarımız aile büyüğü olarak saygı değerdi, herkes elini öper hayır duasını alırdı. O değerlerimizi millet olarak halkımızı da gençlerimizi de yaşatalım. Gelecek nesillere miras bırakalım. Bugünün gençleri geleceğin yaşlıları olacaklar. Ülkemizde aile yapısında büyük yozlaşma var. "Dedeler Günü" deyince tüm yaşlılarımıza ulaşalım, sokaklarda parklarda onları mutlu edelim. Her güzellik sevgiyle olur. Dedeler Günü nisan ayının ilk pazar günü olsun ama yaşlılarımıza bir gün az gelir. Vatandaş olarak gönlümden geçen 1 gün değil 8 gün pazardan pazara dedeler günü olsun. Dedelerimizin ve büyüklerimizin hakkını millet olarak ödeyemeyiz. Vatandaş olarak önerimdir karar yetkililerimizindir. Saygılarımla.
"Nöbetçi Vatandaş" Hüseyin Aksu
70'li yıllarda köyde yaşıyordum. Sadece bir çocukta ufak bir bisiklet vardı. Saati 50 kuruşa bize kiralardı. Çok severdim. Bazen de eski kamyon tekerleklerinin içine kıvrılıp kendimizi yuvarlatırdık. Bir keresinde tekerlek yokuş aşağı hızlıca giderken, kocaman lastiğin içinden düştüm. Başım yarıldı. Küçük taş parçaları kafama saplandı. Bir iki ay yara merhemi ile acılar çektim. Bu düşmenin izleri kafamda hâlâ duruyor... Uzatmayayım, son 10 yıl zarfında diz kapaklarım ince ince sızlıyordu. Hekimlere göründüm, ilaçlar, kremler vb. kullandım. Sonuç alamadım. Web sitelerine göz attım. Çare aradım. Bisiklet sürmenin şifa olabileceğini okudum. 3 sene evvel nihayet ucuz bir bisiklet aldım. Fırsat buldukça, 5-15 km kırlarda dolaşıyorum. Dizlerimdeki ağrılar yok oldu. Hâlsizlik, yorgunluk hâli, dermansızlık, üşengeçlik gibi hususlar da yok oldu. Hekim değilim. Sadece aldığım sonuçları ilettim...
Ali Özdemir
• Dışarıda çalışması gerekenler mümkün oldukça güneş altında korunmasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık su ve sulu gıdalar almaya dikkat etmelidir.
• Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol ve sıkı dokunmuş kumaşlardan yapılan giysiler tercih edilmeli.
• Güneş ışınlarının dik geldiği saatlerde (10.00-16.00) denize girilmemeli ve güneşlenmemeli.
• Yoğun fiziksel aktivite ve spor yapmak için sabah ve akşam saatleri tercih edilmeli, bol sıvı alınmalı.
• Risk altındaki yetişkinler ve yaşlılar, günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir. Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir.
Bebek, çocuk, engelliler ve hayvanlar kapalı ve park etmiş araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Araçların iç ısıları, klima olsa dahi park edildikten çok kısa süre sonra yükselmektedir. Araç terk edilirken herkesin dışarı çıktığından emin olunmalıdır.
• Kapalı alanlar iyi havalandırılmalıdır.
• Güneş gören pencereler perde vb. güneşliklerle gölgelendirilmelidir.
• Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı; bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir.
XX. Bölge Kuzeydoğu Optisyen Gözlükçüler Odası-Taylan Küçüker
Anlat Derdini Feridun Ağabey'de önceki yazılar...