KOÇTAŞ Genel Müdürlüğü’ne dileğinizi ilettik

A -
A +

Feridun Ağabey, iyi günler; Ekte gönderdiğim faturadan da anlaşılacağı gibi Koçtaş AŞ Bağcılar Şubesinden 28.01.2023 tarihinde gardırop almış bulunmaktayım. İlgili ürünü alırken firma görevlilerine Trabzon Araklı ilçesine göndereceğimizi beyan ettik ve onlar da Türkiye’nin her tarafına göndereceklerini söylediler. Ürün ilgili adrese (Trabzon-Araklı) 2023 Nisan ayında teslim edildi. Ben de 2023 Haziran sonuna doğru köyümüze gittiğimizde ürünü açtık ve Koçtaş’a da bildirmiş olduğum eksik olan parçaları TALEP NO. 8782277 ile bildirimde bulunduk.

 

Birçok arama sonucunda ilgili firma görevlileri bu eksik parçalar için ücret istediğini beyan ettiler. Bu konuşmaları da Koçtaş Çözüm Merkezi olarak 0 850 2095050 numarayı 15-20 günde bir arama yaparak ancak öğrenebildik. Ücret isteğini de kabul ettik. Hatta en son görüştüğüm müşteri temsilcisi “ustam bilir” uygulaması kampanyası olduğunu söyledi ve "ustam bilir" uygulaması ücretini de yatırdım. Yatırdığım dekontları vermiş oldukları email adresine ilettik. Makbuzlar bizde mevcuttur.

 

Yine birkaç arama yapmama rağmen her aradığımda Koçtaş Müşteri Temsilciğindeki görevli aynı şeyleri tekrar ediyor. İşte kurulan bazı cümleler: “Biz sizi aradık ulaşamadık, mesaj çektik, ilgili birime yönlendirdik, başka bir şey göremiyorum. Kayıtlarımıza aldık. İlgili yere ilettik. Biz sizi arayacağız vb. Biz bu şekilde âdeta oyalandık. En son yine 27.09.2024 tarihinde aradığımda ilgili kişi “Ürün 12.09.2024 yola çıkmış, 23.09.2024 iade olmuş” dedi. Bununla ilgili kimi aramışlar kim iade etmiş gibi sorulara ise cevap yoktu. Yukarıda yazdığımı gibi cevap yine klasik rutin şekildeydi. “İlgili yere ilettim, biz sizi arayacağız.” Ben yine “sizi ne zaman arayayım?” dedim cevap olarak “biz sizi bilgilendireceğiz” dedi.

 

Feridun Ağabey, yaklaşık iki yıllık bir sorunu çözmek konusunda doğru dürüst muhatap bulamadık ve çözüme kavuşturamadık. Koçtaş’ın görüştüğümüz birimlerinde sorunumuzu çözecek muhatap bulamadık. Konuştuğumuz kişiler sanki robot gibi aynı ses kaydı gibi aynı şeyleri tekrar edip duruyordu. Biliyorum ve inanıyorum ki KOÇTAŞ Genel Müdürlüğü bu sorunu çözer. Sizlerin aracılığıyla değerli KOÇTAŞ Genel Müdürlüğü yetkililerine derdimi iletmek istedim. Sesime kulak vererek yardımcı olacağınızı umut eder hayırlı günler dilerim.

 

Saygılarımla.

 

     Mehmet Ali Doğan

 

 

Tarla, bahçe ve ormanlarımız büyük tehlikede!

 

 

Merhaba Feridun Ağabey. Ben Osmaniye’den Konya’ya gelmiş bir depremzedeyim. Hem memleketimdeki hem de Konya’daki ormanlarla ilgili konuşmak istiyorum. Akdeniz bitki örtüsünü biliyorsunuzdur. Ben küçükken meşeler, sakızlık ağaçları, çınar, demircik, meşe türü olan eğrelti, mazı, kesme ve daha nice ağaç türleri vardı. Şimdi her yer çam ormanı oldu. Bir yangın olduğunda bütün orman yanıp yok oluyor. Yerine yine çam ağacı dikiyorlar. Çam ağaçlarının arasında hiç bitki türü yetişmiyor. Hayvancılık öldü. Ama doğal bitki örtüsü olsaydı hayvancılık yaşardı. Bir de eğrelti ve özellikle de mazı dediğimiz meşe türünün soyu yok olmak üzere. Her köyde veya birkaç köyde ancak bir ya da iki mazı ağacı vardır. Devletimiz köylülerimize duyuru yapsa köylüler palamutları toplasa gerekirse ücret vererek bu palamutlar toplanıp ekilse her yörenin kendi bitkisi o yörede yetiştirilse çok güzel olur.

 

Ayrıca Konya’da da çevreyi gözlemliyorum. Bazı park ve üniversite bahçesinde farklı bir meşe türü var. Mazıya benziyor. Koruma altına almışlar ama neden çoğaltmıyorlar. Çınar ve akasya ağaçları da var. Akasyalar kuruduğu hâlde çınar ve meşe kurumuyor. Burada da meşe ağaçlarının palamudu toplansa ve çoğaltılsa. Park ve bahçelere bu doğal ağaçlardan dikilse. İklimine uygun yayla çamları sedir kamalak çınar mezla gibi ağaçlardan dikilse çok iyi olur.

 

Bir de bizim oralarda önceleri hiç görmediğim bir ağaç türü var. Çukurova’nın tarlalarında görüyordum. Şimdi dağ köylerinde de var. Adını bilmiyorum. Kötü bir kokusu var. İğne ucu kadar kökü toprakta kalsa oradan yeşerip ağaç oluyor. Tarlalarda kullandıkları ot zehirleri ağaçları kurutuyor. Ama bu ağaç zehirden de etkilenmiyor. Duvar taş nere olursa orda ekin gibi çoğalıyor ve bahçe tarla ne varsa sarıyor. Meyvesi yok. Yararsız bir ağaç. Sanırım kerestesi de olmaz. Konya’da da gördüm o ağaçtan. Kurak ağaçsız Konya’da bile her yerde ekin gibi bitermiş. Göllerimizdeki istilacı balık türleri gibi istilacı bir ağaç türü olabilir mi diye düşünüyorum. Eğer ki düşündüğüm gibiyse tarla bahçe ve ormanlarımız büyük tehlikede. Çünkü bu ağaç yok edilemiyor. Topraktan kökünü çıkarsak bile yine de bir yerlerden çıkıyor. Kısa sürede büyüyor ve her ağacın dibinde sayısını bilmediğim kadar çok var. Bu ağaç araştırılsın ve tedbir alınsın.

 

     İsmi mahfuz depremzede-Konya

 

 

Çocuklarımıza bu yanlışı yapmayalım!

 

 

Benim tanıdığım bir öğrenci var. “Ben tamirci olmak istiyorum ama babam beni zorla üniversiteye gönderdi. Ben okuldan mezun olduktan sonra yine tamirci olacağım” diyor. Neden biz çocuklarımızın sevdiği işi yapmalarına fırsat vermiyoruz. İki türlü yorgunluk vardır. 1- Beden yorgunluğu 2- Zihin yorgunluğu.

 

Beden yorgunluğu dinlenince geçer ama zihin yorgunluğu geçmez. Neden çünkü sevmediğin işi yaparsan sevmediğin eşle evlenirse bu ömür boyu geçmez. Devlet memuru 38.000 TL Polis 46.000 TL özel okul öğretmeni 20.000 TL Hatta asgari ücret. Serbest meslek çalışanların maaşı ise örneğin kaportacı 80.000 TL marangoz minimum 100.000 TL, Sanayide usta 70.000 TL... Hepimiz yeteneklerimizi keşfetmeye imkân verilmeden sabahın köründe kalkıp okula gönderildik. Akşama kadar, hayatımızda hiç kullanmayacağımız bilgilerle beynimizi doldurup yıllarca boşu boşuna gidip geldik. Biz daha lisedeyken sanayiye giden arkadaşlarımız evlerini arabasını alırken biz daha üniversiteye gitmenin derdine düştük. Biz üniversitedeyken mezun olurken birçok arkadaşım evlenip yuva kurmuş olacak. Koca bir nesli sırf memur olsun diye yıllarca okutup mutsuz bir nesil yetiştirdik. Lütfen biz bunu yapmayalım. Çocuklarımızı yeteneklerine göre yönlendirelim.

 

     Ökkeş Özkan-Osmaniye

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.