Dışta koş içte şaş

A -
A +

Moralimiz yükseliyor, motivasyonumuz artıyor hiç tahmin etmediğimiz gelişmeler karşısında. Balkızımız Yasemin Dalkılıç yeniden dünya rekoru kırdı. Oyun içindeki oyunlara aldırmadı. Kural hatası nedeniyle iptal edilen dünya rekoru denemesinden ikinci defa da zaferle çıktı Yunanistan'ın İstanköy (Kos) Adası'ndan. Artık Yasemin, 40 metrede "desteksiz sabit ağırlıkla serbest dalış" kategorisinde dünyanın ilk bayan rekortmeni. Gençlerimiz yüzümüzü ağartıyor yurtdışında. Dahası var. Almanya'da 65000'i aşkın Türk iş adamı Avrupa ekonomisinde yarışıyor Sermaye gücü dikkat çekecek boyutta. Yanlarında Alman işçiler çalışıyor artık. Üç milyonu aşan işgücümüz de Avrupa'da üretime katkıda bulunuyor. Güzel, güzel de artık bunu da aştık. Avrupa Parlamentolarında Türkler söz sahibi. Gerek ulusal, gerek eyalet parlamentolarında temsil ediliyorlar. İşte birkaç gün önce alınan bir netice daha: Berlin Eyalet seçimlerine yoğun ilgi gösteren Türk seçmenler; Dilek Kolat, Ülker Radzivill, Gıyasettin Sayan ve Özcan Mutlu'nun Berlin Eyalet Meclisi'ne seçilmesini sağladı. Hoş gelişmeler de yaşıyoruz. Siyah gözlüklerimizi çıkarmayınca yansımıyor her nedense, göremiyor bazıları. Lise talebelerimiz fırtına gibi esiyor yurtdışı yarışmalarda. Samanyolu, Fatih, Ege Koleji hemen aklıma gelen. Üstelik her dalda. fen'den tutun da, istatistiklere kadar. Uzay'a, coğrafya'ya değin. Ancak dışarıdaki başarımız, gel gelelim içe yansımıyor. İçerde şaşıp kalıyoruz. Öyle ki aynı genç; üniversite imtihanlarında, bir okula girecek puanı alamıyor! Yahut içine sinmeyen bir yere kapak atabiliyor bu kötü ve çağdışı uygulamada. Bununla iktifa etmek iyi. Hepsi acil sorun Dışişleri mensuplarından tayini çıkanlar yerlerine gidemiyor! Ankara'ya dönecekler de Başkent'e gelemiyor! Nedeni de döviz sorunu. Dolar öyle tırmanırsa, tutabilene, bütçesini dengeleyebilene aşk olsun. Doğrusu tatlı tatlı, diplomatik dille Türkmenbaşı'nın fırçasını iyi değerlendirmek gerek. Avrupa Birliği için kılı kırk yaran Türkiye'ye serzenişte bulunuyor Türkmenistan Devlet Başkanı: "Sürekli Avrupa ülkelerine gitmeyin. Bir de Ortaasya'ya gelin" Bunu kime diyor? Dışişleri Bakanı İsmail Cem'e Aşgabat'ı ziyareti sırasında diyor. Ülke yönetiminde sorumluluk alanlar, ülke dışındaki sivillerimiz kadar maalesef başarılı değiller. Referandum krizi bitiyor mu? Hükümet sorunların ciddiyetini hâlâ kavrayamadı. Ölü gibi doğan, hatta Maliye Bakanı Sümer Oral'ın bile içine sindiremediği bütçe sanki sanal. Düşünebilir misiniz bir ülke saniyede 1.2 milyar lira faiz ödüyor. İşte Türkiye böyle bir durumda. Kredi gelse bile faize gidiyor. Borçla, faizleri ancak ödeyebiliyoruz. TOBB'un hükümete acil sorunlar listesi boşuna değil. Daha önce üçlü koalisyon hükümetini sonuna kadar destekleyen beş sivil işçi-işveren kuruluşu bile artık muhalefet saflarında. İşlerin iyi gitmediğinin altını çize çize sorguluyor. Hata üstüne de hata yapılıyor üstelik. Hazine arazilerine trilyonluk fiyat biçilirse kim, nasıl alacak. Birkaç rantçı veya spekülatör mutlu olur bundan. Kamuya alınacak personelle ilgili istediklerini yaptıramayınca Devlet Personel Başkanı Nedim Kurtoğlu'nu görevden almak, soruşturma ve teftişlerle bunaltmak neyi, nasıl çözümler düşünebilir misiniz Ecevit'in Başbakanlığı döneminde (1997-2001) yani son dört yılda Nevşehir Turizm İl Müdürü Velettin Birsöz 17 defa görevinden alındı. 18. defa da yeniden döndü. Hiç olacak şey mi? İşçi emeklisi, memuru, esnafı, işvereni ayakta kalma savaşı veriyor, hükümet krize seyirci, memur kıyımıyla uğraşıyor. Bir genel müdür arkadaşım anlattı, 300 kişinin yaptığı bir iş için kurumda 12 bin kişi olmuşlar! Üstelik alınan kamu personeli uzman ve kalifiye değil; işsiz iken iş bulmuş torpilli kişiler. Bankalara yatan çoğu vergi, ilgili vergi dairelerine aktarılmadığı, yahut yanlış aktarıldığı için sorun üstüne sorun yaşanıyor, vatandaştan faiziyle, ödediği vergiler için yeni hesaplar çıkarılıyor. Yönetim referandumdan kaçabilir ama, meydanlarda ısınma emareleri görünüyor. Emek platformu işsizlik, yoksulluk ve hakların geri alınması için ortak eylem kararı aldı, hayata geçiriyor. Aynı insan bir yöneticide başarılı, bir başkasında değil. Güven olsaydı Almanya ve Batı Avrupa'daki onca işadamımız neden Türkiye'ye yatırım yapmasın ki? Avrupa Parlamentolarındanki insanlarımız hukukumuzu neden korumasınlardı? Onlar AB'ye bizden önce girdiler. Sözün özü, iyi yönetilmiyoruz. Kötü günler için de Allah'tan yastık altları mevcut.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.