Gittiği gibi dönme başarısı!

A -
A +

Afrika'daki "yanardağ patlaması" görüntülerini izliyorsunuz. Ateşten lavlar bir "yılan" gibi toprağı yalayarak girmediği mekân bırakmıyor. 100 binlerce fukara siyahî yollarda perişan, aç ve sefil. Sığınacak ülke arıyor. Bir "tabii felaket" ki görüntüsü bile dehşet verici. Buna karşı yapılacak bir önlem de yok. Püskürdü mü silip süpürüyor. Allah'tan Türkiye'de böylesine bir sorun yaşamıyoruz. Yoksa afet'e teslim olduğumuzun resimleri çekilir. İşte yağışlar ve kar, hayatı nasıl etkiledi gördük, birlikte yaşadık. Hele Mersin ve çevresindeki yağmurlardan halk günlerce sokağa çıkamadı, sular caddelere yığıldı. Bizimki esasına bakılırsa beceriksizlik. Kötü yönetim. Alt yapı eksikliği, kadro ve kaynakların hovardaca, partizanca harcanması. Yoksa üstesinden gelinmeyecek problemler değil. Denetim eksikliği. Ufuksuzluk. Yirmi yıl sonrasını değil, son 24 saati bile görememek. Mazeret de hazır eğer yıkım fazlaysa, sorun büyükse "bir öncekilerin mirası"dır! Anlaşmaya varılmış "Siz birkaç sene sonra bunun meyvelerini göreceksiniz"e sığınılır. Esasta "benim oğlum bina okur, döner döner yine okur"dan hiçbir farkı yok. Türkiye'nin "doğal afetler" dışındaki meseleleri tamı tamına diplomatiktir siyasidir, hantal yönetimdir, donanımsız yöneticilerdir. Sayın Başbakan Ecevit ABD seyahatinden önce, batı medyası Ankara aleyhinde Kürtçe eğitim ve terör örgütü PKK halen Almanya'da etkin ve faaliyette) ise Kıbrıs sorununa ilişkin kamuoyu oluşturuyordu. Dönüp geldi değişen bir şey olmadı. Ha bir de Irak'a müdahale olup olmayacağı. Oysa Türkiye konumu ve birikimi itibariyle kendi meselelerini değil, Ortadoğu sorununu da çözer, Kafkasya'daki gelişmlere de mührünü vurur, hırçın ve kindar batılıların ağzına biber de sürer. Ama bunun için yönetici gerek. Filistin'de akan kan neden durdurulmuyor tahmin edebilirsiniz. Bağımsızlık için mücadele eden Çeçen Savaşçıları "terörist" olarak kabul ettiren Moskova, Afganistan operasyonunu ilaç gibi kullandı. Yağdan kıl çeker gibi kendi lehine çözdü sorunu. Şimdi kazanımları hatırlayalım siyasi iradenin açıklamalarıyla. "TC/ABD Ekonomik Ortaklık Konseyi kuruldu" daha önce neden kurulmadı ki, öyle zor bir oluşum değil. Neticesi de yıllar alacak. "Afganistan'ın imarı için ortak görüş birliği sağlandı." Yanılmayın imarını bize vermiyor, pastadan ikram falan etmiyorlar. Sadece "görüş birliği sağlanmış" Bir de en önemlisi olarak "Askeri beklentilerimizi" anlatmışız! Siz öğretmen olsanız buna 10 üzerinden kaç verirdiniz bir düşünün. Bush'un iktidarına arka çıkan ve seçiminde destek olan, ABD'nin 7. Büyük Şirketi Enron'un battığı, 80 milyar dolarlık hissesini sattığı bir döneme rast geliyor ABD temasları. Enron'un bir kolu da Türkiye'de ayrıca. ABD'de işsizlik artıyor üstelik. Dikkat ederseniz Bush tek bir rakam bile telaffuz etmedi. Oysa gezi aylar önceden programlanmıştı. Merhum Özal'ın ABD gezisine (1990) ve baba Bush ile görüşmelerine katılmıştım. İlgi ve neticesi itibariyle kıyası kabil değil...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.