Hopsait değil gol!..

A -
A +

Medyada tekel, politikada ayrışım hızla sürüyor. Taşra'dan Başkent'e bakmak; Ankara'dan Anadolu ve Trakya'ya nazar etmek bir hayli farklı. Arzular da öyle, kaynak ve kadrolar da öyle, talep ve öneriler de hep öyle. Bu biraz değil, tamamıyla merkezi otorite anlayışından kaynaklanan tıkanıklık, tutuculuk. Ankara da rantı elinde bulunduranlarca keyf yaşıyor, dilediğiyle de paylaşıyor. Görmek istemediğine de gözünü kapıyor. Ertuğrul Özkök, Başbakan Ecevit'e "vedalaşma zamanı" geldiğini hatırlattığına göre bir şeyler değil, çok şeyler var ufukta. Birden bire bir terk değil bu. Bardağı taşıran hiç değil. Görülüyor ki öyle programlanmış. Kamuoyu araştırmalarında bir değişiklik yok. AKP barajı aşıyor. Sadece Hiçbiri değil diyenlerin oranı bütün partilerin toplamına eşit neredeyse. Bunun paylaşımı da kurtarmıyor koalisyonu oluşturan hükümet ortaklarını. Dışarda ne oluyor derseniz içeriye bir zorlama var. Hüsnü Doğan ve arkadaşları fiilen partiyi kurdu. Liderini belirledi, Çetin Emeç'te yerini tuttu, dizaynına başladı. Kalyon taşınmak durumunda kaldı. Melih Gökçek ve İlhan Kesici ile de dirsek temasları devam ediyor. Ancak net bir şey yok. Melih Gökçek'e gelince. Taşrada temaslarını sıklaştırdı. Kamuoyu araştırmaları yaptırıyor. Sürekli gündemde kalmasını biliyor dolayısıyla. Ziyaret ettiği kentlerin ileri gelenleri, yıpranmamış isimleri Melih Gökçek'in yemeğinde hasbihalde birlikte oluyor. Gonk vurulmuş gibi. Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu 29 parti liderinden "mal varlığı" istediğine göre resmen seçime hazır parti sayısını da gösteriyor bu açıklama. Vural Savaş kadar olmasa da Sabih bey de tasarruflarıyla selefini aratmıyor. 29 liderin dışında bu anlattıklarım. Bir farkıyla İsmet Sezgin, 20 Nisan Cumartesi günü DTP Başkanlığını Kemal Derviş gibi, ABD'd#ki görevinden istifa ile Ankara'ya avdet eden, bir politikacı ailenin genç kuşaklarından Mehmet Ali Bayar'a görevini devrederken bu mal beyanından kurtulacak. Genç Diplomat Mehmet Ali Bayar'dan sonra, bir başka deneyimli isim Murat Karayalçın da bir siyasi oluşumun rötuşlarını gerçekleştiriyor. Yanında ise Fikri Durmuş Sağlar bulunuyor. Prof. Mümtaz Soysal Hoca vazgeçti partileşmekten. Denktaş ile birlikte olmayı yeğ tuttu. Merkez sağda ve solda kıpır kıpır bir hareketlenme gözleniyor. Bazılarına göre bu yeni oluşumlar bir bölünmeyi getirecek, bazılarına göre böyle bir değişim artık ihtiyaç. Sandıktan en iyisi çıkacak. "Ben yaptım oldu" dönemi kapanacak. "Seçime daha şu kadar zaman var, ne oluyor bunlara" falan sakın ha demeyin, aklınızdan bile geçirmeyin. Üstüne üstlük hükümetin neredeyse güvenoyu için yüzü aşan bir çoğunluğu olmasına rağmen. Aritmetik fazlalık demek yeterli olmuyor onca hazırlık ve iktidara talip olduğuna göre. Bir de işler iyi gitmiyor. Avrupa'da "en pahalı akaryakıt'ta birinci" olmamız bile kurtarmıyor ülkeyi. Enflâsyonun düşüp düşmediğini insanlar mutfağında yaşıyor. DİE açıklamasa da ne gam. Afet kararnamesini ANAP'ın, Valiler kararnamesini MHP'nin imzalamaması, yarın görüşülecek RTÜK Yasası'na ortak tepkiler siyasi iradenin sıkıntılarını ortaya koymaya yetiyor da artıyor bile. Atina Radyosu'ndan dinledim (3.4.2002 20.00 bülteni) Yunanistan parlamentoda temsil edilen partilerarası bir heyeti Arafat ile görüşmek üzere Kudüs'e gönderiyor. Ankara ise kınamakla kalıyor Ehut Barak bile İsrail'in ahlâk üstünlüğünü kaybettiğini açıklamasına rağmen. Golsüz berabere biten maçlardan sokaktaki insan usandı. Ne zirveyi etkiliyor, ne küme düşmeyi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.