Vur ama önce dinle!

A -
A +

Lütfen "yine mi terör vahşetinden bahsedeceksin?" demeyin. Aklınızdan geçen çoğu şeyi hissediyor gibiyim. Doğru sağımız, solumuz; önümüz arkamız hep terörist saldırıları ve geride bıraktıklarını konuşuyor, değerlendiriyor. Ancak bundan çok ders çıkarılması gerekir. Tartışılmasında önemli faydalar olduğu kanaatindeyim. En nihayet gördük ki, uluslararası terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı bütün ülkelerin müştereken mücadele etmesi gereken iki ana sorun. Teröre dikkat ediyorsanız, uyuşturucu kaçakçılığını da etkiliyorum. Çünkü terör örgütlerinin önemli bir gelir kaynağı uyuşturucu ticareti. PKK da öyle, Üsame bin Laden'in yandaşları da. Arada kara para da çıkıyor ortaya. Ekranlarda bakıyorum çok sayıda "terör uzmanı" konuşuyor. Ülkem adına sevindim. Demek terörle savaşta çok şey öğrenmiş ve yeni bir uzmanlık dalı ortaya çıkmış. Emekli generallerimiz de Amerika'ya yapılan çirkin terör saldırısını değelendiriyor. Belki de ilk defa kamuoyuna açıklama yapıyor, görüşlerini aktarıyorlar. Benim yaşım 56. Talebe hareketlerinin başladığı 1968 yılından bu yana zaman zaman artan, vakit vakit gerilimini, dehşetini koruyan terör hareketleriyle birlikte yaşadım. Marksist militanlar ülkeyi kan revan içinde bırakıyorlardı. Sonra karşıtları çıktı istemeseniz de. Ardından bölücü terör geldi. Sol fraksiyonlar şiddet eylemlerini artırdı. İnsanlarımız huzur aradı, biran evvel bu terörün bitmesini istedi. Aklı hep yakınlarının bulunduğu yerdeydi. "Eve sağ salim gelecek miydi?" Unutmadık o günleri. Mahalleler bile bölünmüştü. Kimse bir askeri müdahale istemez ama, gel gelelim 12 Eylül ihtilaline vatandaş arka çıktı. Nedeni de terörle mücadelede başarılı olacağını umduğu için. Gerçekten de bıçakla kesilmiş gibi terör eylemleri hızını kaybetti. Elbette mağdurlar, maznunlar oldu ama, genelde teröre karşı bir mücadele kazanıldı. Yoksa askeri müdahaleler hiçbir zaman tasvip edilecek bir tasarruf değildir. Marklı ancak sünnetsiz teröristler Dost ve müttefik ülkelerimiz ise seyretti. Seyretti, kelimesi belki zayıf kalacak teröristlere kaynak aktardı. İmkan verdi. PKK teröristlerinin içinden sünnetsizler çıktı. Bu fotoğraf daha da net anlattı terör destekçilerini hele bazılarının cebinden marklar, dolarlar çıkınca Ankara vahameti yanıbaşında hissetti. Ve bugünlere geldik. Artık batı terörü yaşadığı için hissediyor. Hatta hiddetinden gaf üstüne gaf yapabiliyor liderler. Son olarak Bush haçlı seferleri anlamına gelen "crusade" kelimesini kullanınca başta İngiltere kendi müttefikleri, dostları karşı çıktı. Bir Müslüman-Hıristiyan çatışmasının felaketler getirebileceği hatırlatıldı. Bush da yanlış anlaşıldığını gerekçe göstererek, yazılı açıklamada bulundu. Powel de şiddetli açıklamalar yapıyor. Afganistan'ın en geç yarın Usame bin Laden'i teslim etmesini, yoksa bölgenin içine girilebileceğini hatırlatıyor. Hatırlatıyor ama ne fayda, Afganistan'dan Pakistan'a öyle hızlı bir göç var ki, ABD aradığı hiçbir teröristi artık Afganistan'da bulamayacak. Pakistan'a gelince iki arada, bir derede kaldı. Afganistan onların komşusu. Ülkeler öyle istedikleri komşuya sahip olamıyorlar ki değiştirsinler. Bombalama da teröristleri değil, halkı perişan eder. Kin ve husumet artar. Uzmanlara göre, Pakistan ve Afganistan aşiret ve kabilelerin birleşmesinden meydana gelmiş iki devlet. Yoksa böyle bir millet yok. Afganistan'da peştunlar hâkim, onlar iktidar. Bölgeyi diri tutan ise İslam dini. Dayanışmayı ve birlikteliği Müslümanlık ayakta tutuyor. Yoksa kavim asabiyeti çok fazla. Nitekim iç savaş da bunun bir belgesel özelliği. Sorun katmerleşmiş bekleyemez Böyle bir ortamda bölgeye bomba yağdırmak, tabanda birleşmeyi ve tesanüdü artırır. Bir devletin muhatabı yönetimlerdir. Ders verilmesi gerekenler de onlardır. Amerika'ya terörist saldırı devlet işleyişini değiştirdi. Muhasebesini iyi yapmak gerek. Yoksa ABD'nin iddia ettiği gibi teröristler kimyasal ve nükleer silah kullanırlarsa, vay haline dünyanın. Ecevit'in dediği gibi Müslümanlara yapılan psikolojik baskı ve camilere (ABD'dekileri kastediyor) yapılan saldırılardan kaygılıyım. Bir nükleer savaştan Allah bütün dünyayı esirgesin. Bütün insanlık için felaket olur. Kimsenin bunu düşündüğünü tahmin etmiyorum." Türkiye sağduyulu. Dün ODTÜ'nün açılışında da Cumhurbaşkanı Sezer aklı selimle konuştu. Yaşanabilir barışçı bir dünyanın özlemini dile getirdi. Bunlar Türkiye'nin terörle yaşadığı 30 yılı aşkın bir dönemin tecrübesidir, birikimidir. Kinle değil, ferasetle değerlendirmek gerek. Bakın Kaddafi bile, halkını Arafat gibi Amerikan vatandaşları için kan vermeye davet ediyor. Dünya değişir de insanlar değişmez mi, yönetimler tebettülete uğramaz mı? Afganistan ile sınırını ilk kapatan İran oldu. Çin ise daha dün kapattı sınır kapılarını. Pakistan'a giriş var, çıkış memnu. Ancak Pakistan karıştı. Suriye bile değişmiş. Ankara Büyükelçisi Muhammed Said Al Bunni ülkesinin terörizmden çok çektiğini, bunun bir insanlık suçu olduğunu belirtiyor... Gün, terörizmi ve teröristlerle; uyuşturucu ticaretini iyi değerlendirilecek günlerdir. Beklemeye de tahammülü yoktur sorunun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.