Şu sıralar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ekonominin gündeminde... Özellikle emlak yatırımı yapacaklar için büyük fırsatlar olduğu söyleniyor.
Hafta sonu Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın KKTC'ye yaptığı seyahat ülkeyi daha da çok konuşulacak hâle getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gezisini İhlas Medya adına takip eden TGRT Haber Genel Yayın Yönetmeni Ercan Seki, ziyareti "gövde gösterisi" olarak değerlendirdi.
Eş zamanlı olarak Teknofest etkinliğinin de yapılması, KKTC'yi dünyanın gündemine taşıdı.
Evet dünyanın gündemindeki KKTC ile ilgili son dönemde yatırımcı çekmek için İstanbul'da üç toplantı yapıldı.
Önümüzdeki günlerde yeni fırsatları gündeme getirmek için İhlas Medya'nın da desteklediği çok önemli bir buluşma gerçekleştirilecek KKTC'de...
Bu etkinlikleri düzenleyen Capiton Construction Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hilmi Doğru, KKTC'yi pırlantaya benzetiyor. Ve yatırım yapacakların kârlı çıkacağını öne sürüyor.
Bu konudaki esas bilgi DEİK/Türkiye-KKTC İş Konseyi Başkanı Fatih Mehmet Keçebir'den geliyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, turistik açıdan ilgi çekici olmasının yanı sıra bir ada ülkesi olarak da oldukça kıymetli topraklara sahip olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:
-Ana vatandan su ile ilgili müjdeli bilgiler geliyor. Bu anlamda KKTC'nin toprakları verimli hâle gelecek. Birçok alanda dünyanın en lezzetli ürünlerini üretecek. Tarım ve gıda alanında önemli yatırımlar bekliyoruz. Çünkü turizmde çok iyiyiz. Turist lezzet istiyor, bu da bizde olacak.
KKTC İş Konseyi olarak bütün yatırımlarda köprü olmaya hazır oldukların söyleyen Fatih Mehmet Keçebir bilinen turizmin yanı sıra adanın yaşlı bakım merkezleri kurmaya da çok elverişli olduğuna dikkat çekiyor.
Keçebir daha sonra da KKTC'de yatırım fırsatlarını tek tek anlatıyor:
* Açık denizde yapılan çiftlik balıkçılığı konusunda adada ciddi bir potansiyel bulunuyor. Bu alana dair yatırımcıları adaya götürüyoruz. Bugüne kadar üç program yaptık. Çok ilgi gördü.
* KKTC bir ada ülkesi... Bir kuluçka merkezi kurduk. Yazılımla ilgili bir potansiyel var. Gençlere güveniyoruz. Burası teknoloji merkezi olabilir.
* 2025 yılında sadece adaya yatırım götürmekle kalmayıp adadan dışarıya çıkmak isteyen yerleşik insanlarımız için de bir köprü oluşturmayı hedefliyoruz.
* Adada başta narenciye olmak üzere belirli ürünlerin üretimi yapılıyor. Ama bu ürünleri işleyemiyoruz. Bunların işlenip stoklanması gerekiyor. Soğuk hava deposu olabilir, meyve suyu hâline getirmek olabilir ya da temel süreçlerden geçip paketlenmesi olabilir.
Keçebir, "Kuzey Kıbrıs Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz bize her türlü desteği veriyor. Sağ olsunlar hiçbir DEİK başkanına yaşatılmayan bir konfor yaşatıyorlar bize" diyor ve ekliyor:
"Orada Turgay Başkanımıza şükran borcumuz var. Tüm verilere rahatlıkla ulaşıyoruz. Kontak kurulması noktasında son derece rahatız. Henüz aşılamayan birtakım bürokratik sıkıntılar var. Belki yatırımcılar bürokrasiye takılıyor olabilir. Burada da doğru kanallarla gitmelerinde fayda var. Bu noktada DEİK ciddi bir köprü vazifesi görüyor. Sorun İş Konseyi ve KKTO ile kontak kurulduğunda çok rahatlıkla çözülebilir."
İş Konseyi Başkanı KKTC'nin bir üniversite cenneti olduğuna dikkat çekiyor ve şu bilgiyi veriyor:
"Çok başarılı üniversitelerimiz var. Bu üniversiteler çoğunlukla Türkiye'den ve Afrika ülkelerinden gelen talebelere eğitim veriyor. Biz burada Türkiye haricindeki üçüncül ülkelerde birlikteliğimiz bulunan kurumları da adaya taşımaya gayret ediyoruz. Bu heyetlerden bir tanesini de DTİK Özbekistan Temsilcimiz Atilla Aydoğmuş ile birlikte tertip etmiştik. Bir üniversitemiz bu konuda adım attı. Özbek talebeleri adaya getirme noktasında."
Bu köşenin okurları tarımdaki gelişmeleri yakından takip ettiğimizi bilir...
Yıllar sonra çıkan tarım yasasına ilişkin ayrıntılı bilgileri onlarla paylaşmıştık.
Tarımda, dolasıyla gıdada büyük değişimler yaşanıyor son dönemde. Bu gelişmeler Türkiye'yi farklı bir noktaya taşıyor.
Artık ekilmemiş toprak bırakmamaya çalışıyoruz. Ve herkes eğer destek bekliyorsa ne ekileceği konusunda kamu ile iş birliği yapmak durumunda.
Önceki adımlar bu yeniliklerle birleşince tarım artık önemli sektörlerimiz arasına girdi.
Türkiye artık 206'dan fazla ürün üretip bu ürünlerde de kendine yeterli olmaya çalışıyor. Sebze ve meyve üretiminde 4, bitkisel üretimde de 11’inci sırada yer alıyoruz. Birçok üründe dünyada ilk sıralardayız... Mesela bal üretiminde Avrupa’da birinci, yumurta üretiminde ikinci sıradayız.
Tarım Bakanlığı bütün bunları yeterli görmüyor. Çünkü planlı üretim için uzun süredir çalışmalar ve yıllar sonra 4. Tarım Orman Şûrası toplandı Ankara'da...
Şûra sonuçları ile ilgili ayrıntılı bilgileri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki günlerde açıklayacak.
Tarım Şûrası çalışmalarını sivil toplum örgütü temsilcisi olarak yakından izledim. Çalışmalar sonucunda 400'e yakın yeni hedefin belirlendiği söyleniyor. Bu heyecan verici bir gelişme...
Şûra'ya üniversitelerden 288 akademisyen, 234 farklı sivil toplum kuruluşu, oda, birlik ve kooperatiflerden 417 temsilci, özel sektörden 205 katılımcı ve 687 uzman kamu personeli katıldı, görüş bildirdi ve ortak akıl üretti.
Bu kapsamda "Kırsalda Sürdürülebilir Yaşam", "İklim Değişikliği Sürecinde Ormanlar", "Tarım Ekonomisi" ve "Tarım Diplomasisi" gibi atölye çalışmaları düzenlendi.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve ekibi Şûra ile yakından ilgilendi. Açılışta şu önemli mesajları verdi:
* Dünya, değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Değişimleri algılayıp, buna adapte olma zeminini oluşturmak zorundayız. Bu noktada Şûralar, değişimin hızını yakalamak için önemli bir fırsattır.
* Şûra, tüm paydaşların aynı hedefe yönelmesini sağlayan bir bakış açısı sağlayacak. Şûra'da alınan kararların uygulanması konusunda kararlıyız.
* Ülke topraklarının ve doğal kaynaklarının yüzde 80'den fazlası Bakanlık ve sektör faaliyetleri alanına giriyor. Şûra'ya katılan yaklaşık 1600 isimle beraber bu kaynakları daha iyi yönetmek ve geleceğe güçlü şekilde taşımak için çalışmalar yapıldı.
Celal Toprak'ın önceki yazıları...