İstanbul Ticaret Odası Türkiye’yi dünya ile buluşturma noktasında çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Oda, bu yıl içinde 1200 firmamızın 39 fuara katılmasını sağladı. Bu işlem anahtar teslimi yapılıyor. Her türlü işlemi İstanbul Ticaret Odası’nın bu konudaki birimi yerine getiriyor. Müthiş bir çalışma… Başkan Şekib Avdagiç’e bir etkinlik sonrası bu çalışmayı sormuş ve cevabı almıştık:
-Firma bize fuarda sergileyeceği ürünü veriyor. Biz paketleyip fuarda ona teslim ediyoruz. Gümrük, lojistik bütün işlemler bizim ekibimiz tarafından yapılıyor. Büyük kolaylık.
Evet büyük kolaylık… Zaman zaman İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer’in yaptığı gibi işin bireysel tarafı da destekleniyor. Mesela vize sorunu mu var Ahmet Özer, Çin İstanbul Başkonsolosu Wei Xiaodong'in arayıp işi hızlandırabiliyor.
Ya da Ahmet Özer sizi Endonezya İstanbul Başkonsolosu Darianto Harsono ile tanıştırıp, bu ülkedeki etkinliklerle ilgili bilgi almanızı sağlayabiliyor…
Ahmet Özer tam bu noktada bilerek pozitif ayrımcılık yapıyor. Yüzümüzü Çin, Hindistan, Endonezya gibi ülkelere daha fazla dönmemizin faydalı olacağını düşünüyor. Hatta yönlendirme yapıyor… Neden mi? Onun ağzından aktaralım:
-Sadece bu üç ülke dünyanın dörtte biri… Çin'den aldığımızın 10’da birini satmakta zorlanıyoruz. Hindistan’a sadece elma ve haşhaş tohumu satabiliyoruz. Endonezya’da insanlar bizi çok seviyor. Ama bu pazarda yokuz. Neden? Biz buralara Antep fıstığı, fındık, kayısı ve üzüm satsak çok şey değişebilir. Bu ülkelerle ticareti mutlaka geliştirmeliyiz. Bu kesinlikle mümkün.
Peki bunun için ne yapılmalı? İşte bu soruya bu köşenin okurlarının bildiği cevabı veriyor:
-Odaklanmalıyız. Biz bu konuda kararlıyız. Bence ekonomi yönetimi de kararlı olmalı. Bakanlık kurulmalı belki de…
Ahmet Özer İstanbul için çok önemli bir projeye de imza attı… Coğrafi işaretli ürünler için düğmeye bastı. İlk adımı Boğaziçi Lüferi oldu. Dünyada sadece Boğaz'da çıkan lüfer artık dünyanın önemli markalarından biri olacak. Ve dünyanın dört bir yanından turistler İstanbul’a lüfer yemek için gelecek. Ya da İstanbul’a geldiklerinde mutlaka lüfer yiyecekler. Başka coğrafi işaretli ürünlerin de yolda olduğunu söylüyor Ahmet Özer…
Ahmet Özer son dönemde uzlaştırma çalışmalarında da önemli bir işlevi yerine getirmeye çalışıyor. Anlatalım… Geçtiğimiz günlerde iki dönem kuralını başarıyla uygulayan İstanbul PERDER’de Faruk Güzeldere görevini Rahmi Kartal’a devretti. Güzeldere çok başarılı projelere imza attı. Âdeta perakende sektörünün sesi oldu.
Sonra PERDER’in de kurucuları arasında olan Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) seçimlerine geldi. Başkan Ömer Düzgün iki dönemini tamamlamıştı. Ancak oralı olmadı. İstanbul’u dikkate almayarak, iki dönem kuralını bozdu ve yeniden aday olup seçildi.
Böylece perakende sektöründe yeni dönem başladı. İstanbul PERDER üst örgütün etkinliklerine katılmadı. Hatta ayrılmayı bile konuşanlar oldu. İşte Ahmet Özer tam bu aşamada devreye girdi. Şimdilik sonuç alamadı ama inadı sürüyor, uzlaştırmak için vazgeçmiyor. Bakalım ne olacak göreceğiz. İstanbul PERDER ayrılacak mı? TPF’nin neredeyse yarısı olan İstanbul PERDER’in ayrılması perakende sektörüne zarar verir mi? Ahmet Özer’in uzlaştırması, buluşturma çabası bu sıkıntıların önlenmesine dönük olabilir.
Ahmet Özer ile zaman zaman hedefleri ve hayalleri de paylaşmak mümkün… Türkiye’de güçlü bir gıda fuarının yapılması bu hayallerin en başında geliyor. Bu yüzden Ahmet Özer hangi etkinlik olsa tam destek veriyor. Gıda ile ilgili başka kurumlar da bu önemli hedef için adım atan herkesi destekliyorlar. Mesela Türkiye Gıda Platformu güçlü bir gıda fuarı için elini taşın altına koyan en önemli kuruluşların başında geliyor.
Önderliğini TİM Sektör Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu’nun yaptığı ETÜDER Başkanı Melih Şahinöz ve İHBİR Başkanı Kazım Taycı’nın herkesi kucaklamak için gece gündüz çalıştığı Türkiye Gıda Platformu iki yıl önce güçlü bir fuar için Worldfood’a tam destek verdi. Fuar atağa kalktı. Geçen yıl rekor kırdı ve bu yıl da rekoru tazeledi.
Ancak Worldfood bu desteği güçlü fuar çalışması yerine ticarete dönüştürmeye çalıştı. Bu tavır Türkiye Gıda Platformu ile fuarcılık kuruluşunun yollarını ayırmasına neden oldu.
Şimdi Türkiye Gıda Platformu gelecek yıl beklenen güçlü gıda fuarı için harekete geçti. Önce TÜYAP ile anlaştılar. Sonra İstanbul’un iki büyük fuar alanında birden etkinliğin yapılması için düğmeye basıldı. Yani Foodİstanbul ya da Foodİst adıyla yapılacak fuar önümüzdeki yıl 1-4 Eylül tarihleri arasında aynı anda hem TÜYAP’ta hem de İstanbul Fuar Merkezi’nde yapılacak. Devamını bu işe büyük emek veren İHBİR Başkanı Kazım Taycı’dan dinleyelim:
-Bu defa olacak. Aslında iki yıl önce çok umutluyduk. Ama ilgili firma ile hedeflerimiz örtüşmedi. Biz Anuga, SİAL ve Gulfood ile yarışacak bir fuar hedefi ile yola çıktık. Onlar metrekareyi daha yüksek satmanın peşine düştüler. Olmadı. İki yıl kaybettik. Şimdi yeniden başlıyoruz. Foodİstanbul bir dünya markası olacak. Herkese yer bulacağız. Dünyanın en önemli alıcılarını İstanbul’a getireceğiz…
Doğru, Kazım Taycı iki yıl önce de bu iş tutsun diye çok çalışmıştı. Ama anlamadılar… Onun emeğinin değeri bilinmedi.
Kazım Taycı kadar bu işe emek veren bir başka isim de Melih Şahinöz oldu… Şahinöz önce şu noktanın altını çiziyor:
-Foodİstanbul sadece bir fuar işlevi görmeyecek. Fuarda gıdadaki yeni trendlerin tartışılacağı etkinlikler olacak. Dünya İstanbul’da hem yeni ürünleri görecek hem siparişlerini verecek hem de yeni yol haritasını öğrenecek. Sektörün en önemli isimlerini dinleme şansına sahip olacak.
Sonra da Kazım Taycı’dan daha iddialı olduğunu ifade ediyor Şahinöz ve ekliyor:
-Biz Anuga ve SİAL ile yarışacak bir etkinlik yapacağız. Kısa sürede Dubai’yi geride bırakacağız. Dubai’de ne yetişiyor ki gıda fuarı yapılıyor, anlamıyorum. Biz tarım ve gıdada dünyanın önemli oyuncularından biriyiz. Bu nedenle mutlaka bizim dünya çapında bir gıda fuarımız olmalıydı. Bu, o olacak. Bu konuda kararlıyız. Sektörün desteğini de aldığımızı düşünüyorum. Bu işte herkes elini taşın altına koyacak.
Fuarın iki önemli merkezde birden yapılmasının herkesin katılımı konusunda kolaylık sağlayacağının altını çizen Şahinöz şöyle devam ediyor:
-Şimdi taze ürünleri de devreye sokacağız. Su ürünleri mutlaka olacak. Biz bu konuda çok iyiyiz. Dondurulmuş ürünler de olacak. İstanbul iki üç gün gıdayı konuşacak. Tam bu noktada gastronomi uçuşa geçecek ve İstanbul en keyifli turizm günlerini yaşayacak.
Evet herkesin olduğu gibi ekonomi gazetecilerinin de en önemli hayallerinden biri güçlü bir gıda fuarı… Türkiye gıda alanında çok iyi ama fuarı yok… Bunu hep söyledik. Bu defa bu iş tutar ve yeni fuar önümüzü açarsa hayalimiz gerçek olur.
Celal Toprak'ın önceki yazıları...