Rehine müzakeresi seçim kampanyası olduğunda

A -
A +
1982 yılından 1992 yılına kadar Lübnan'da 21 milletten (çoğu Amerikalı ve Avrupalı) 96 kişi kaçırılıyor. En az sekizi ölüyor veya öldürülüyor.
Her seferinde kaçırılma olayını üstlenen grubun ismi değişse de, kaçırılan rehinelerin daha sonra verdikleri ifadelerden bu birbirinden "farklı" grupların aslında Hizbullah üyesi militanlar olduğu ortaya çıkıyor. Hizbullah'ın efsanevi komutanlarından İmad Mughniyeh'in örgüt içinde kaçırma olayları konusunda "ihtisası" olduğu biliniyor.
1986 yılının Mart ayı, Lübnan'dan Batı kamuoyuna bir mesaj geliyor: "Taleplerimiz yerine getirilmezse, elimizdeki rehinelerden birini, Fransız olanı öldüreceğiz."
Tehdidin zamanlaması manidar. Fransa'daki parlamento seçimlerinden on gün önce...
Eric Rouleau, Le Monde gazetesinin eski Tahran muhabiri. Arkadaşlarının evinde bir yemekteyken, sürpriz bir telefon geliyor. Karşısında Başkan Mitterand, Rouleau'dan rehinelerin serbest bırakılması için müzakerelerde "arka kanal" olmasını teklif ediyor.
Rouleau Tahran'a gidiyor, müzakereler başlıyor. İranlı muhataplarının "bizim dahlimizin olmadığı bir konuda ne yapabiliriz ki" itirazları zamanla yerini "Lübnan'da bazı dostlarımız var, peki karşılığında Fransa bize ne verecek" sorusuna dönüyor.
İranlılar pazarlığı Fransızların halihazırda devam eden İran-Irak savaşında Saddam'a silah ambargosu koyması talebi ile açıyor. Şah döneminde yapılan bazı anlaşmalar nedeniyle Fransa'nın İran'a olan bir milyar dolar borcunun kapatılması ile pazarlık sonuçlanıyor. Paris'e haberi müjdeleyen telgraf çekiliyor, dışişleri bakanı Roland Dumas, rehineleri karşılamak için havaalanına gidiyor.
Ve o akşam İran'dan anlaşmanın iptal olduğuna dair bir haber geliyor. Anlaşmanın iptali aynı anda Lübnan'da Hizbullah'ın ilk genel sekreteri Şeyh Tufeyli ile başka bir pazarlık yapan, farklı bir Fransız ekibin girişimlerinden kaynaklanıyor. Bu ekip seçimlerden önce Fransız rehinelerin serbest bırakılmasını istemediklerini söylüyor.
Mitterand adına müzakereleri yürüten Rouleau, İranlıların "siz ne veriyorsanız siyasi muhalifleriniz (Jacques Chirac) 10 fazlasını vadediyor" dediğini Paris'e söylüyor.
Muhalefet (Chirac) Fransa'da seçimleri kazanıyor. Rehineler serbest bırakılmıyor. Ta ki, 1988 yılında gerçekleşen, başkanlık seçimine kadar. Başkanlık seçiminden dört gün önce rehineler, rakibi Mitterand karşısında seçilme şansı daha düşük olan başkan adayı Jacques Chirac tarafından karşılanıyor.
Chirac partisinin 1986 rehinelerinin serbest bırakılması girişimlerini baltaladığını ve geciktirdiği iddiasını reddediyor. 1988 yılında rehinelerin serbest bırakılmasını sağlayan para transferinin detayları Fransız basınına çıkıyor, Chirac yalanlıyor.
Konumuzla ne alakası mı var?
Lübnan'da kaçırılan Türkler üzerinden son bir senedir Türkiye'de yapılan manipülasyon düşünüldüğünde, epey ilgisi var.
Buradan devam...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.