Suriye ve El-Kaide: Kendini gerçekleştiren kehanet (2)

A -
A +

2012 yılının Ocak ayında yasanan bir gelişmenin Suriye'deki iç savaş açısından bir dönüm noktası olduğunu o zaman icin kestirmek pek mümkün değildi. Kendilerini Nusra Tugayı olarak adlandıran bir oluşum, o günlerde Suriye'de çatışan gruplardan epey farklılık gösteriyordu. Kısa zamanda Suriye içinde en agresif ve başarılı savaşan örgüt namını alan Nusra cephesi, El-Kaide'nin Suriye icindeki koluydu.

Nusra'nın el-Kaide ile ilişkisi kurulduğu günden beri tartışmalı oldu. Nisan 2013'te grup bir bölünme yaşadı. Irak merkezli ve el-Kaide adına savaşan grupların bir çatı örgütü olan Irak ve şam İslam Devleti lideri Nusra'nın Suriye içindeki kolları olduğunu açıkladı. Nusra lideri Ebu Muhammed el-Culani bu ittifakı yalanladı, ancak el-Kaide lideri Eymen el-Zevahiri'ye bağlılıklarını açıkladı. Nusra'dan kopan bir grup, daha sonra Nusra'dan bile daha ürkütücü bir nam salacak olan Irak ve Şam İslam Devleti adıyla savaşmaya devam etti.
2012 yılının başında kurulan Nusra'nın bu yılın ikinci yarısındaki militan sayısının 2-3 bin civarında olduğu tahmin ediliyordu. Bu rakam 2013 yılının başında ise dramatik bir artış ile tahmini olarak 10-15 bine yükseldi. Daha önce Afganistan, Irak, Libya ve Yemen'de savaşan askerlerinin savaş tecrübesi sayesinde sahada büyük ilerlemeler sağlıyordu. Özgür Suriye Ordusu adına catışan gruplardan farklı olarak silah ve kaynak sıkıntısı yoktu. Bu gruplardan ayrılan bir çok Suriyeli savaşcı Nusra'ya katıldı ve ilk kurulduğunda önemli bir kısmı yabancı savasçılardan oluşan Nusra zamanla Suriyelileşti.
Iç savaş durumunda bir örgütün silah kapasitesi ve kaynaklarının genişliği sadece askeri olarak degil, meşruiyet anlamında da önemli kazanımlar sağlamasına neden olabiliyor. Nusra kurulduktan bir süre sonra hem askeri başarıları sayesinde, hem de Özgür Suriye Ordusu gibi son derece amatör bir görüntü veren bir yapi ile mukayese edildiğinde sahip olduğu disiplin ve profesyonellik yüzünden ele geçirdiği yerlerde halk arasında da sempati bulmayı basardı. Özgür Suriye Ordusu gibi halkın yardımına muhtaç değildi, geniş kaynakları sayesinde. Hatta ve hatta iç savaşın ağır ve maliyetli yükünü taşıyan sivil halka erzak yardımı yapıyor ve tıbbi destek sunuyordu.
Uluslararası toplumun sırtını çevirdiği bir ortamda, Suriyeliler yılana sarılmaktan baska çare görmediler. Verilen ama tutulmayan sözler, sadece lafta kalan kınamalar Esad'a katliam vizesi olarak dönerken, Suriyeliler için bu işi kimin bitireceğinin çok da bir önemi yoktu.
Yarın buradan devam...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.