Çayırova bir koşucu membaı. Genci yaşlısı koşuyor ilçenin. Ya da sıcak ilgilerini gördüğümüz bu bölge koşucularını tanıdığımızdan beri bizler böyle düşünüyoruz. Geçen sene Belgrad Ormanı'ndaki Atatürk Koşusu esnasında tanıdığım Yusuf Yılmaz ile daha sonra Riva ve Çayırova koşularında beraber koştuk. Ercan, Oral, Abdülkadir ve Erdoğan beyleri tanıyıp kaynaştık. 18 Temmuz Pazar Çayırova'da orman içi antrenman koşusu ve daha sonra da kahvaltı organizasyonu olduğu bildirildi. Davet edildik. Şimdi daveti aldık, gitmemek olmaz, bir yandan da bizim bisiklet ekibi ile arayı düzeltmemiz lazım, yoksa şeflikten ebediyen atılacağız. Biz de şöyle bir ara çözüm bulduk: Bisikletlerimizi arabaya atar, Küçükyalı'da kurup sahilden Tuzla ve Çayırova yaparız, kahvaltıya da yetişiriz. Bahsedilen gün sabah 05.55'te buluşup Şükrü'nün arabasına 3 bisikleti yükledik. Ekipte Hakan, Şükrü ve ben vardım. 06.50'de Küçükyalı sahilde arabamızı park edip bisikletleri indirip, hazırlıkları tamamladık ve tam 07.00'de besmele çekip pedala bastık. 37 km yolu 1 saat 45 dakikada aldık ve kahvaltının başlangıcına yetiştik. Ekip biz gelene kadar 10 km koşmuştu. Demleme çay tezgahı, tabaklarda hazır kahvaltılıklar, masalar ve yer sofraları ile meydan çok güzel görünüyordu. Bol kahvaltılık ve sınırsız çaya yer yaygısı üzerinde yumulduk. Yorgunluk sonrası gövdeye indirilen kahvaltılıklar, güzel odun ekmeği ve dörder bardak çaydan sonra gözlerimiz ışıldadı. Çayırova koşu ailesi bizi çok samimi karşıladı. Beraber fotoğraflar çektirdik. Güzel bir muhabbet oldu. Bir saatlik istirahatın sonrasında geldiğimiz yolları gerisin geri pedallayıp aracımızın yanına geldik. Toplam kilometremiz 74, ortalama hızımız da 19 km olarak tarihe yazdık. Dönüşte Hakan ve Şükrü "Abi, Çayırova'da senin hayran kitlen var, buraya taşınsan çok rahat edersin" dediler. Buna da güldük .