Bizim dört kişilik ekip olarak pazar günü sabah 07.00'de törenle sezonu açacağız. Yolları özlemiş olacağımızdan muhtemelen turu uzun tutarız. Güzelce ya da Florya yönüne gideriz. Kış boyu kapalı yerde kalan danalar Nisan sonu, Mayıs başı çayıra ilk salınmalarında zevkten çıldırırlar. Hem hoplayıp zıplarlar, hem de baharın etkisiyle topraktan fışkırmış çeşitli taze otu mideye indirirler. Neticede hem çok yorulurlar, hem de motoru bozarlar. Bizim ekip de kışı doğru dürüst bisiklete binemeden geçirdiği için, bu vakitte herkesin kafasında uzun tur var. Muhtemelen aşırı hevesle başlayacağımız bu sezon açılışında epey yorulacağız. Şimdiden dileklerimiz, bu pazar gününün bisiklet binmeye uygun olması yönünde. Haftanın telaşı bugünden beni sarınca bisikletlerimizin durduğu depo odamızı elden geçirmem gerekti. Kış boyunca çoğu hafta sonu yağmurlu olduğundan koşma ya da yürüyüşü tercih etmiştim. Bisikletler yerinden oynamayınca bizim oda da bakımsız kalmış, lüzumsuz eşyaların park yeri haline gelmiş. Bütün eşyaların antreye yığılması, sınıflanması, atılacakların jumbo çöp poşetlerine doldurulması, bisiklet malzemesinin sayılıp kutusuna yerleştirilmesi ilk basamaktı. Sonra bir yol, bir de dağ bisikletinin elden geçirilmesi geldi. Yol bisikletinin arka lastiğini tamir edip ayar çeken Tayfur daha sonra temizliğini yaptı ve yağladı. Ben de kendi MTB'mi elden geçirdim, temizledim, yağladım ve 12 kmlik kısa bir deneme sürüşüne çıktım. 2005 senesinin 21 Temmuzunda alıp dört sene bindiğim sevgili DRAG bisikletimi sattıktan sonra dayıoğlu Nezih'ten satın aldığım TREK 3900 baz model olmasına rağmen bütün beklentilerimi karşılayacak özellikte. Yolda vitesleri geçirirken eski bisikletimi hayırla andım ve mevcudu da çok sevdiğimi hissetim. Benzincide lastik havalarını 45 atmosfere getirdim. Benim normalim MTB için bu. Yol bisikleti için de 55 atm. civarı. Sonra tekrar yola vurdum. Ayağa kalkarak çıkılan bir yokuş, bir hızlı dönüş, son düzlükte atılan depar müthiş zevk verdi. Eve geldim. Bisikleti odasında ayağa dikerek park edip, kaskımı ve eldivenimi çıkarırken keyfim maksimumdu. Yazımın başlığı, Virginia Woolf'un "A Room of One's Own" yazısından mülhemdir. İçinde bisikletleri ve malzemeleri ferah koyabileceğim büyük bir odaya sahip olma hayalimi barındırır.