Kıbrıs seyahati

Malumunuz şefim sadece bisiklet ve diğer sporlar değil, sağlık ve turizm konularında da yazmamı istiyor. Geçen hafta başında sevdiğim bir konuda iki gün sürecek toplantı olduğunu öğrendim ve gitmeye karar verdim. Maksat yorgun bünyeyi dinlendirmek, bilgi tazelemek ve anılan toplantı Kıbrıs'ta olduğundan turistik faaliyetti. Dönüşümde de bir güzel turistik yazı yazar, patronu memnun ederken elalemi de çatlatırım diye düşünüyordum. Bu işler zor işler. 25 Şubat Perşembe akşamı Yeşilköy'den güzel bir havada kalkan uçağımız seksen dakika sonra Ercan Havaalanı'na sağanak altında indi. Tam iki gün süren toplantı boyunca da bu yağmur devam etti. Otel odasından konferans salonuna bile golf arabaları ile taşıdılar. Bu iki gün içinde -bizim basın ilgilenmedi ama- adada birçok yeri su bastı. Benim turistik gezi anlatma hayallerim de suya düştü. Gördüğüm iki adet havaalanı, bir otel lobisi, bir konferans salonu, bir de restoran. Serde gevezelik var, anlatın derseniz onları da anlatırım. Ama sıkılırsınız. En iyisi işin sağlık tarafından bahsetmek. Kalp-damar hastalıkları ön planda olan konulardan öğrendiklerimi biraz da size anlatayım: 1- Kardiyologlar kolesterolle yatıp kolesterolle kalkıyorlar. Hayatlarında adeta başka bir şeyin anlamı kalmamış. Verdikleri kolesterol hedef değerleri bizleri fazla yaşatır mı bilemem ama ilaç üretenleri abad edecek düzeyde. 2- Yeni margarinlerin fazla bir zararı olmadığına ikna oldum. İçerdikleri doymuş ve trans yağlar sıvı yağlardakilerden fazla değil. 3- Diabetin giderek dünyadaki en önemli sağlık problemlerinden birisi olduğunu bir kez daha dinledim. 4- Yaş, kilo ve ailevi özellikler açısından kalp damarlarımda durum nedir düşüncesiyle inceden tırstım. Bu da samimi itiraftır. Yine de kendimi fazla kasmadım. Orta yoldan ayrılmadan, dünyevi zevkleri fazlaca eksen edinmeden yaşayıp gitmenin doğruluğuna bir kez daha kanaat getirip hayatıma döndüm. Ha Kıbrıs'ı bisikletle turlamak mı? Valla süper fikir, neden olmasın?