Geçtiğimiz pazar günü Yarış Takvimi tarafından organize edilen 10 kmlik 6.Riva Yol Koşusundaydık. Koşu arkadaşlarım Mustafa Doğru ve Faruk Doğru ile belki de memleketin en güzel parkurlarından birisini koştuk. Organizasyon komitesine Zeynel Alhan'ın şahsında takdir ve teşekkürler. Çakma koşucunun yarış öncesi düşüncelerinden ilki "en geride kalmamak"tır. Arabaları parkederken çaktırmadan etraftakilerin bir kilometreyi kaç dakikada koştukları sorgulanır. Tabii hiç umulmayan adamlardan "beş dakika" cevabını alıp morarmak da vardır. Sonra tiplere çaktırmadan bakılır. Özellikle göbekli abileri göze kestirip "Bari bunu geçeyim" dersiniz. O da çetin ceviz çıkar kucağında piknik tüp cesametinde göbek kitlesi ile yokuş iniş tıkır tıkır gidip sizi katlayabilir. Bir hafta önceki koşuda gözüme kestirdiğim tombul abi, bana yedi dakika taktığı yetmiyormuş gibi yarış sonrası sandviçini iştahla ısırırken çok da diri görünüyordu. En güzeli daha önce koşuya katılmadığını, şansını deneyeceğini söyleyen arkadaş gruplarını göze kestirip sonunculuğu onlara bırakmaktır. Defalarca yaş grubunu sonuncu bitirmiş kişi olarak tecrübe konuşuyor. Bu koşuda da öyle oldu. 10 kilometreyi 71 dakikada bitirdiğimde arkamda epey insan vardı ve son 50 metrede kızlı erkekli beş kişilik bir konuşkan arkadaş grubunu geçtim. Depar atınca ciddi bir mutluluk hissi oluşuyormuş. Bunu da anladım. Koşu arkadaşlarım benden beş dakika önce finişe girdiler ki birisinin 31, diğerinin 25 yaşında olduğunu hatırlatırım. Bu arada refakatleri ve olağanüstü efendilikleri için Mustafa ve Faruk'a samimi teşekkürler.