Redbull yarışının hatırasına

A -
A +

Evvelki yaz Adalar'a düzenlenen "Redbull Geç Kalma!" isimli eğlenceli yarışa oğlum Tayfur'la birlikte katıldım. Fikir olarak çok beğendiğim bu yarışı anlatmak istiyorum: Caddebostan'dan başlayan yarışta 4 etap vardı. Birinci etap Caddebostan-Maltepe arasındaydı. Buraya ilk varan 100 bisikletli askeri çıkarma gemilerinden bozma bir gemi ile Burgazada'ya, buradaki parkuru bitiren ilk 50 kişi Heybeli'ye ve oranın parkurunu bitiren ilk 25 kişi Büyükada'daki son etaba katılacak şekilde ayar yapılmıştı. Yarış başlamadan önce Redbull ikramını kabul ettik. Hislerimizi fazlaca belli etmedik. Ne de olsa ikram. Tamam itiraf ediyorum: Abi ben sevemedim bu enerji şeylerini. Portakal suyunun hastasıyım. Neyse dağılmayalım, park içi yollarda ısınma turlarımızı attık, esastan yarışçılar gibi. Kendimize güveniyorduk ve güçlüydük. Yarış saat tam 10.00 da başladı. Tayfur önden uzadı. Ben de deliler gibi bastırmaya başladım. Kan ter içinde pedala basıyorum. Etraf çok sessiz geldi derken. Bir de baktım en arkada ambulans ve Redbull'un mor Wolksvageni ile yanyana gidiyoruz. Arkamda 65 yaşlarında gözlüklü bir abi varmış son adam olarak. O da beni geçerken farkettim. Artçı eleman olarak Bostancı'yı buldum, ve o anda da içim sevinçle doldu. Öndekilere yaklaşmıştım. Bir gayret geldi ki sormayın. Önce gözlüklü abiyi, sonra yarıştan önce İngilizce konuştuğunu farkettiğim çilli ablayı, iki tombul delikanlıyı ve 4-5 hanımı geçtim. Bacaklar perişan ama içim sevinç dolu. Bari ilk 100'e gireyim diye bastırıyorum. Önümde iki hanım var. Biri zayıfça diğeri bencileyin tombul. Zayıf olan beni kastederek diğerine "Geliyor Ayşe!" dedi. İsmini değiştirdim, izninizle. Ayşe anında önüme kırdı. Kaldırıma çarpmamak için yavaşladım. Yarışın Maltepe'ye kadar olan kısmında Ayşe'yi geçmekten başka derdim yoktu. Maltepe'de kıyıya doğru saparken maalesef aramızda sıkışık bir durum oluştu, ben sıkışıklığın geçmesi için gayret sarfetmedim ve Ayşe bisikletten çimenlerin üzerine doğru ayak koymak zorunda kaldı. Kısmet işte. Tayfur gemiden el sallarken, Ayşe, onun zayıf arkadaşı ve ben yanyana hüzünle gemidekilere bakıyorduk. Ben 105. olmuştum ve geride kalan 25 kişilik gurubun içindeydim. Sahildeki çay bahçesine oturup iki çay ve limonlu sodayı aynı anda söyledim. Adalar manzarası nefisti. Tayfur iki ada sonrası geri geldi. Ben de kendimi yormadan Tuzla'ya kadar gidip geldim bu süre içinde. Yine olsun mutlak giderim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.