Çeşme'deki bir haftalık tatilimdeyim. 1983 senesinden beri yazları gelmeyi adet edindiğim bu yarımada suya girilecek plajları, gezilecek yerleri, güzel iklimi ve bisiklet gezileri için namütenahi imkanları ile bulunmaz bir yerdir. Geçtiğimiz pazar sabahı ilk ışıklarla beraber Çiftlikköy'den hareketlendim. Niyetim Çeşme, Ilıca, Dalyan, tepeden Çeşme'ye iniş ve Çiftlikköy'e dönüş parkurunu yapmaktı. Sırtımda Amerikalı arkadaşımın hediyesi bisiklet kıyafeti, bu kıyafetin de bir yerinde Amerikan bayrağı olmak üzere pedal basıyorum. Kask ve gözlük yüzümün yeterince görünmesini de engelliyor. Kafamda tatilde yapacağım yolların planı ile giderken sol yanımda beliren bir arabadan, içinde Amerikalı ve sapık olmaklığım geçen bir küfür yedim. Benimle hemen hemen aynı hızda giden araçta iki delikanlı vardı. Sağdaki camı indirmiş, pişmiş kelle sırıtmasını gösteriyordu. Yükümü aşağı vermeden "Günaydın çocuklar kolay gelsin!" dedim. Bunlar "Türkmüş lan" diyerek ve gülmekten boğularak uzaklaştılar. Onlar gidince birden kendimi çok çaresiz ve yalnız hissettim. Yalnız çıktığım gezilerde araçlar tarafından taciz edilme durumlarım aklıma geldi. Tabii ardından da kısa süre önce tek başına antrenman yaparken, bir aracın ezerek öldürdüğü triatloncu Çağatay Avşar'ı düşündüm. O da sabah sakinliğinde antrenman yapmayı seçmişti. Kendisini ezen cani kaçtığı yetmezmiş gibi kaskını ve bazı parçaları da alarak gitmişti. Kısacası delilleri de toplayan bir psikopat sürücüydü. Bunları düşünmek dilimde kötü bir tada sebep oldu. Hızlandım. Çeşme'ye ulaştım. Biraz daha rahat olmakla beraber bu haftanın yazısında bu histen mutlaka bahsedeceğimi kafamdan kuruyordum. Evet arkadaşlar, aranızda çok canavar bisikletçiler ve komple sporcular var. Dağları, tepeleri ezip geçiyorsunuz. Yolları yutuyorsunuz. Yine de bilin ki tek olmak her zaman çaresizlik demek. Mutlaka birden fazla kişi ile antrenman yapın. Bir sözüm de grupla antrenmana çıkıp, sonra arkadaşını ya da arkadaşlarını ekerek bastırıp gidenlere. Sizler de ya sese duyarlı telsiz kullanın ya da görüş mesafesinden çıkmayın. Biz kendi ekibimizde yolun özelliğine göre arayı daraltıp açıyoruz. Bunu yaparken de kask aynalı arkadaşımızdan faydalanıyoruz. Bir de vazife: Çağatay Avşar'a çarpıp kaçan araç hakkında bilginiz ya da duyumunuz olursa en yakın polis birimine bildirmeniz. Yer: Ankara, Gölbaşı. Tarih: 17 Haziran 2010 Perşembe. Araç: Vişne çürüğü Doblo. Birden fazla bisikletçi her zaman iyidir. Güvenli pedallamalar. Yaradan hep iyilerle karşılaştırsın.