Bar, pavyon kapatmanın FETÖ ile mücadeleye katkısı

A -
A +
İyi yerden yakalamış meseleyi aslında Kemal Yurtnaç.
Kendisi Yozgat Valisi olur.
Önceki gün Yozgat’ın 4 ilçesindeki bar, pavyon, gazino, müzikhol gibi 28 içkili mekânı kapattı.
OHAL’e dayanarak tabii.
“Oohh, ne iyi olmuş” diyenler parmağını kaldırsın.
Evet, görüyorum, çoğunuz aynı fikirde.
Çünkü Vali Kemal Yurtnaç sureti haktan görünen bu kararını alırken arkasına alacağı desteği biliyordu. Açıklıyor da zaten.
“Eşleri bu mekânlara giden kadınlar şikâyetçiydi. Bu mekânların standardının yükselmesi amacıyla bir bakıma buralara elektrik verdik. Pancar hasadından ilimize 200 milyon liraya yakın para girmektedir. İnsanlar ailesinin nafakasını buralarda yiyor, uygunsuz ortamlarda.”
Kim karşı çıkabilir bu sözlere? Netameli bir konu. İki laf edecek olan hemen “Bar pavyonları mı savunuyorsun” denerek susturulabilir.
Ama ben yine de merak eder ve sorarım. Üstelik herkesin bu soruları sorduğum için Kemal beye hak verip bana kızacağını bildiğim hâlde.
1-OHAL’in ilân edilme sebebi FETÖ ile mücadele. Bar, pavyon ya da içkili mekân kapatmak bu mücadelenin neresinde yer alıyor?
2-Kemal Yurtnaç FETÖ ile mücadele kapsamında bugüne dek ne yapmıştır? Bank Asya’ya para yatırdığı için tutuklanan 30 kişi dışında. Bu ilde FETÖ’cü iş adamları, devlet memurları ve imamlar vb. elemanları sırra kadem mi bastılar?
3-Kadınlar kocalarının paralarını oralarda yediği için şikâyetçi madem devam edelim. At yarışlarında para harcadıkları için ganyan bayilerini, Yozgat yerine paralarını başka illerdeki bar pavyonlarda yiyecek Yozgatlı erkekler için o illerdeki içkili mekânları kapattırmak üzere harekete geçecek mi?
4-Yozgatlı erkeklerin diğer illerdeki eğlence mekânlarına gitmemesi için otobüs, tren ve uçak seferlerini iptal ettirecek mi?
5-Peki, bu tür mekânlar kanun dairesinde serbest değil mi? O hâlde böylesine sübjektif sebeplere dayalı olarak adı ne olursa olsun iş yerleri kapatılabiliyor mu?
6-Bu tür yerlerde birtakım asayiş olayları meydana geliyor derseniz o vakit de şu soru aklıma gelir. Sizin göreviniz bu tür asayiş ihlallerini önlemek değil mi?
7-Eğer oralarda asayişle ilgili olaylar oluyorsa sokaklarda işlenen cinayetler nedeniyle sokakları mı kapatacağız?
8-Bar pavyon karşısında alternatif mekânlar ve ilgi alanları oluşturdunuz da insanlar mı gitmedi?
Bir okur da yazmış “Yozgat’ta göletlerde 5 çocuk boğuldu, oraları da Vali kapatacak mı?” diye.
Evet, sorular böyle gider ama Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’ndan beri tanıdığım Kemal Yurtnaç zeki bir insandır. Kendisiyle defalarca sohbet edip röportajlar yaptım Avrupa’da Gündem programı vesilesiyle. İki yıl önce kızağa çekildi ama Ahmet Davutoğlu döneminde tekrar aktif göreve; Yozgat Valiliğine getirilmesi kararlaştırıldı. Ataması ise Davutoğlu’nun istifasından 20 gün sonra kurulan hükümete nasip oldu.
Şimdi gelelim esas meseleye.
FETÖ ile mücadeleye yani. 
Bu mücadelenin daha güçlü-etkin biçimde yapılabilmesi için OHÂL ilan edildi. Asıl amacı 15 Temmuz alçak darbe girişimini organize eden bu hainler güruhunun inlerine girmek, onları tüm kurumlardan ayıklamak, suç işleyenleri adalete teslim edip gereken cezaları almasını sağlamak.
Şimdiye kadar da muhalefetin ve küresel odakların didikleyip üzerinde tepinecekleri bir uygulama olmadı OHÂL nedeniyle. Ama buna rağmen OHÂL konusunda Kemal Kılıçdaroğlu’nun ötesi berisi oynuyor ve bununla da kalmayıp Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor. Talimat öyle.
Batı kamuoyu, Avrupa Parlamentosu ise aportta bekliyor “Bakın, OHÂL’in asıl amacı ortaya çıktı, FETÖ ile mücadele dediler, kendi yaşam biçimlerini dayatmak için adım adım ilerliyorlar” demek üzere.
Bu anlamda FETÖ ile mücadeleyi sulandıracak her adımın kime ve nerelere hizmet edeceği belli.
Kemal Yurtnaç bunu bilmiyor olamaz.
Bence bir kere daha düşünsün.
Kime ve nereye hizmet edeceğini.
 
 
Bülent Aras’ın açıklaması
 
Önceki günkü “Mesele pirinçteki beyaz taşları ayıklamakta” başlıklı yazımda bahsi geçen Bülent Aras bir açıklama göndermiş.
Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nde tezi için araştırma yaptığını, Rus istihbarat servisi FSB tarafından kovulduğu iddiasının doğru olmadığını, daha sonra defalarca Rusya’ya gittiğini ve Putin ile Erdoğan önünde “diplomasi akademisi” anlaşmasını imzaladığını belirtiyor. Aras, Hazar Enstitüsü’nde (HASEN) ise Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden (SAM) ayrıldıktan sonra ve 3 ay süre Akademik Kurul Başkanı olarak çalışmış.
Bülent Aras bu arada “Işık Üniversitesi FETÖ ile bağlantılı değil” diyor. Zaten böyle bir şey yazmadım. Yıllarca çalıştığı Fatih Üniversitesinin FETÖ bağlantısı konusunda mutabıkız galiba.
Açıklama böyle. Yazının ana fikriyle pek ilgisi olmasa da açıklama hakkına saygı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.