Çocuk katilleri ve tecavüzcüleri en az 33 yıl hapis yatacaklar
Yanında İstanbul İl Müdürü Önal İnaltekin ve Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Temindar Aytekin ile birlikte geldi.
Ayşenur İslam'ı çok zayıflamış buldum. Doğruladı. Bakanlık görevini devraldıktan sonra neredeyse gözüne uyku girmiyormuş.
"Evet çok zayıfladım ve artık verecek kilom da kalmadı" dedi. Her gece "Allahım yarın bir çocuk şiddete maruz kalmasın, öldürülmesin, bir insan cinayete kurban gitmesin" diye dua ettiğini söyledi.
Çok üzgündü. Çocukların korunmasına ilişkin 14 maddelik bir paketi sıraladığı 55 dakikalık basın toplantısından "çocuklara çığlık atmayı ve koşarak kaçmayı öğretmek gerekir" lafını cımbızlayıp alan ve sorumsuzluğu dip yapmış zevzekler "çığlık" üzerinden bir linç kampanyası yürütmüştü.
Oysa uluslararası literatürde "scream, run and tell" yani "bağır, koş ve anlat" diye formüle edilen bu yöntem, çocuklar için çok önemliydi ve yüzde 80 oranında hayat kurtarıyordu. Ama tabii mühim olan çocuğun hangi hallerde çığlık atması gerektiğini de bilmesi. Çocukların da kendisine dokunanlara "Hayır" deme hakkı var. Bu öğretilmeli.
Evet, bu girişi yapmak elzemdi.
Toplantıya dönersek; Bakan İslam, son derece önemli çalışmalardan söz etti. Bunu kahvaltıya katılan meslektaşım Türkiye Yazarı Halime Gürbüz dün yazdı. Önce bu konudaki çalışmaları kısaca yeniden hatırlatayım:
1-Cezalar artırılıyor. Evvelden saldırgan aldığı cezanın üçte birini yattıktan sonra çıkıyordu. Şimdi infaz 4/3 oldu. Yani müebbet alan hükümlü en az 33 yıl yatacak.
2-İyi hal indirimi kalktı.
3-Çocuk Tanı ve Erken Uyarı Sistemi ÇETUS'un faaliyetleri artarak sürüyor. ÇETUS, çocukların ihmal ve istismar durumlarını gerçekleşmeden fark etmeyi ve önlemeyi sağlayacak, gerçekleştiğinde ise acil müdahale edilmesine imkân verecek bir uyarı sistemi.
4-Çocuğun uğradığı şiddet ve taciz nedeniyle ruh sağlığını kaybedip kaybetmediği yolundaki soru artık kaldırıldı. Bu konuda Adli Tıp işkencesi bitti.
5-Mağduru koruma kapsamında çocuk ve yakınlarının ifadeleri aynalı odada ve yalnızca bir kere alınacak.
6-Yargıya, emniyete, okullara, medyaya ve ailelere yönelik bir eğitim, bilgilendirme projesi hayata geçirilecek.
7-Çocuk istismarı ve tacizinde bulunan saldırgan kastre (hadım) edilmeyecek ama hüküm giydikten sonra zorunlu ilaç tedavisi görecek ve psikolojik yardım alacak.
8-Evlenme yaşına ulaşmamış çocukların evlendirilmeleri suç kapsamına alınacak. Diğer partilerle yaş konusunda uzlaşma sağlanırsa tabii.
BENİM TALEPLERİM
Bakan Ayşenur İslam güzel bir çalışma hazırlamış. Yer elvermediğinden tamamını yayınlamak mümkün değil. Ancak Bakan'ın asıl istediği bu konuyu gazeteci ve yazarların tartışma alanına sokması. Yaptığı toplantı da bu anlamda bir istişare mahiyetindeydi.
Tüm gazeteci-yazar dostlarımız görüşlerini iletti, düşüncelerini paylaştı.
Benim önerilerim ise şuydu:
1-Müebbete 4/3 oranındaki infaz ile 33 yıl hapis iyi bir gelişme ama Türkiye gibi bir ülkede bu bile yeterli caydırıcılığa sahip değil. Sonuçta 20 yaşında cezaevine giren saldırgan çıktığında 53 yaşında olacak. Bir saldırganın cezaevinden 65 yaşından önce çıkmaması gerekir.
2-Şiddete odaklı çocuk oyunları, televizyonlarda yayınlanan ve şiddeti olağanlaştıran çizgi filmler, dizilerdeki şiddet sahneleri konusunda devlet ailelere destek olmalı.
3-Neredeyse ailenin bir ferdi haline gelen tablet ve bilgisayarla sıkı fıkı olan çocuğu internetteki zararlı erişimlerden koruma yöntemleri konusunda ailelerle ve okullarla çok sıkı iş birliği yapılmalı.
4-Türkiye'de mağdurların üzerinden bir yayın ve hukuk süreci işletiliyor. Oysa mağdur çocuk ve ailesi medyadan ısrarla ve sıkı bir şekilde saklanmalı. Polis ve yargı bu konuda büyük hassasiyet içinde olmalı. Saldırganlar ise toplum içine çıkamaz hale gelmeli.
5-Medyanın saldırganın ifadelerini yayınlayarak kullandığı pornografik dil değişmeli. Bu konuda polis ve medyanın ortak sorumluluğu var.