Festivalde gezi direnişi

A -
A +
Bugün başlayan 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden 11 jüri üyesi istifa etti. 13 belgesel film de yarışmadan çekildi. Bunun üzerine festivalin "Ulusal Belgesel Film Yarışması" bölümü iptal edildi.
İstifanın sebebi olarak Reyan Tuvi'nin, "Gezi" olaylarını konu alan 'Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek' adlı belgesel filminin 'Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci ve 299'uncu maddelerine aykırı ifade ve içerik ihtiva ettiği' gerekçesiyle, "Ulusal Belgesel Yarışması" listesinden çıkarılmasını gösterdiler. Açıklamalarını ise, "TCK'nın maddelerini gerekçe göstererek sanat eserlerinde değişiklik talep etmesini onaylamış olacağız(!) Bu sürece ortak olmayacağımızı ve festivaldeki jüri üyeliği görevlerimizden çekildiğimizi beyan ederiz" şeklinde yaptılar.
Festival komitesi ise bu duruma açıklık getirmek ve uzlaşmak için, "Sayın Reyan Tuvi'nin 'Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek' adlı belgeseli daha önce festival dahilinde özel gösterim programı yerine ulusal belgesel yarışma bölümüne davet edilmiş ve bu davetimiz kabul görmüştür. Yönetmenin sanatçı iradesine herhangi bir baskı ya da oto sansür dayatması yapılmamıştır. Bu noktada yönetmenin kendi açıklamaları da ortadadır. Ne festival tarafından, ne de eser sahibi tarafından söz konusu filmin ne mesajına, ne içeriğine, ne kurgusuna, ne de bütünlüğüne dokunulması asla ve hiçbir zaman talep edilmemiş; sadece net bir biçimde adını vererek ve yazılı olarak kişilik haklarına yönelik bir hakarete dair, ortak bir hassasiyet sonucu söz konusu "küfür" kaldırılmıştır. Festival komitesi olarak Sayın Tuvi'nin adının hiç hak etmediği bir şekilde tüm krizin merkezine oturtulmasını, kendisine yapılan ciddi bir haksızlık olarak görüyoruz" şeklinde bir açıklamada bulunmuştur.
Olay olan belgesel film, Gezi olaylarını konu edinmiş bir film. İlginç olan yukarıdaki açıklamalardan anladığım kadarıyla, filmin yönetmeninin bu istifa olayı ile ilgisi yok. Uygulamadan da rahatsız değil. Fakat birileri onun adına olay çıkarıyor. Onun adını kullanıyor. Olayı provokasyona dönüştürüp, "Gezi" ve "TCK"yı karşı karşıya getiriyorlar.
Buna, "bir kaşık suda fırtına çıkarmak" denir.
TCK'ya karşı olsa bile film yapacaklarmış! Sanatçı olmanın yolu bu ülkeyi yermekten mi geçiyor? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne düşman olmakla mı başlıyor?
Ülkemizde gerçekten değerli sanatçılar var. İster sanatı sanat olarak, ister halk için yapsınlar. Halkımız onları biliyor takdir ediyor.
Fakat bir güruh var ki, sanatı âdeta bir silaha dönüştürüp, molotofkokteyli gibi kullanıp, sanatın arkasına saklanıp karanlık siyaset yapıyorlar. Bunlar yıllardan beri sanat adına çıkıp ahkâm keserler. Güya sanatlarını icra ettiklerini, sanatçı olduklarını söylerler. Sen hem bu milletin ekmeğini yiyeceksin, hem değerlerine küfredeceksin, aşağılayacaksın, sonra da "sanat yaptım" diyeceksin.
Hadi ya!..
HHH
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel tartışmalarla ilgili olarak, "Biz sanatsal etkinlik kısmıyla ilgiliyiz. Sanatsal tartışmaların dışındaki tartışmalarla çok da fazla ilgilenmiyoruz" diyerek sanatın ve sanatçının yanında olduklarını ifade etmiştir.
HHH
Çok hassas durumlar yaşadığımız şu günlerde, sanatçılarımızdan bir sanatçı hassasiyeti gösterip, dış mihrakların etkisiyle, sanat dışı karanlık oyunlara düşmemelerini temenni ediyoruz.
Bütün değerli sanatçılarımıza başarılı sanat hayatları dileriz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.